ZEYTİNİN GÜBRELENMESİ
Zeytin, iklimi ılıman olan bol güneş alan
yörelerde yetişen dayanıklı bir ağaçtır. Kışı ılık, yazları sıcak ve kurak
geçen iklim koşullarına adapte olmuştur. Yıllık optimum ısı isteği ortalama
15-20oC arasındadır. Yaz sıcaklarının 40oC ye kadar
çıkmasından etkilenmemsine karşın kışın sıcaklığın -7oC nin altına
düşmesi durumunda çok zarar görür.
Zeytin ağaçları genellikle kireçli, kumlu tınlı ve
taşlı, iyi havalanan topraklarda yetişir. Taban suyu düzeyinin yüksekliğine
karşı duyarlıdır. Yüksek taban suyu kök çürüklüğüne neden olur. Ağır killi
topraklarda gelişmesi çok zayıf olur. Böyle topraklarda fazla su kök gelişmesi
üzerine olumsuz etki yapar.
Kök sistemi toprakta derinliğe ve genişliğe doğru
yayılma gösterir. Köklerin toprak içerisinde genişliğine yayılma alanı tacın
izdüşümünün yaklaşık 3-6 katını bulur. Fidan aralıkları, genellikle kurak
koşullarda ve bitki besin elementlerince yoksul topraklarda ağaçlar arasında
12-18 m, sulamanın uygulandığı yörelerde de 6-9 m’lik aralık bırakılarak
dikilmelidir. Toprak süzek, çakıllı ve taşlı ise kök sistemi gerekli su ve
besin elementlerini bulabilmek için 5-6 m derinliğe değin gelişme gösterir.
Zeytinler genelde Nisan ayı ortalarından
başlayarak Mayıs ayında çiçek açar. Hasat ekim ayı sonlarında başlar.
Yaprakların ömrü genelde 3 yıldır. Yarı kurak ve sulanmayan bölgelerde
yetiştirilen zeytin ağaçlarından genellikle bir yıl ürün alınır ve izleyen yıl
ürün alınmaz ya da çok az ürün alınır.
Nitelikli
bol ürün alınabilmesi için besin elementlerinin uygun oran ve miktarda gübrenin
toprağa uygulanması gerekir. Türkiye de zeytin gübrelenmesinde toplam
(N+P2O5+K2O) 26.700 ton/yıl gübre kullanılmıştır. Bu miktar Türkiye genelinde
tüketilen gübrenin %1,5’ini oluşturmaktadır. Zeytin gübrelenmesinde kullanılan
besin elementlerinin oranı 6:2,2:1 şeklindedir.
Zeytin, koşullara bağlı olarak topraktan en fazla
azot ve potasyum kaldırır. Topraktan kaldırılan fosfor miktarı ise azot ve
potasyuma göre çok azdır. Ürün ile kaldırılan N:P:K oranı 1:0,35:2,4 dür. Buna
göre zeytin ürünü ile topraktan azota göre 2,4 kat fosfora göre de 7,1 kat daha
fazla potasyum topraktan uzaklaştırmaktadır. Budama artıkları ve zeytin ürünü
ile topraktan toplam kaldırılan besin elementleri dikkate alındığında oran
1:0,24:1,4 şeklindedir.
Zeytin topraklarının gübrelenmesinde diğer
ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de organik gübrelerden sıkça yararlanılır. Bu
gübreler zeytin topraklarının öncelikle fiziksel ve biyolojik özelliklerini
olumlu yönde etkiledikleri gibi ayrışmaları sonucunda toprakları besin
elementleri yönünden de iyileştirirler. Bu gruba giren gübrelerin başında ahır
gübresi, yeşil gübreler, çöp gübresi ve kompost gelir.
Organik gübreler gerek hafif ve gerekse ağır
bünyeli zeytin topraklarını ıslah eder, daha kolay işlenebilir şekle getirir,
havalanmasını ve sus tutma kapasitelerini artırır, toprağın rengini
koyulaştırarak özellikle soğuk aylarda toprak sıcaklığının artmasına neden
olur. Ayrıca toprağa uygulanan kimyasal gübrelerden zeytinin daha fazla
yararlanmasını sağlar. Ahır gübresi organik gübreler gibi 3 yılda bir kez 2-3
ton olarak uygulanmalıdır. Ürün toplandıktan sonra ahır gübresi Ocak ya da
Şubat aylarında ağaçların taç izdüşümleri esas alınarak ağaç aralarındaki
toprak yüzeyine serilmeli ve aynı gün toprakla karıştırılmalıdır. Ağacın yaşına
ve gelişme durumuna göre küçük boy ağaçlara 60-80 kg, Orta boy ağaçlara 100-120
kg Büyük boy ağaçlara 160-180 kg uygulanabilir.
Yeşil gübre bitkisi olarak baklagillerden bezelye,
fiğ, bakla, tahıllardan ise çavdar, yulaf yetiştirilmesi uygundur. Bu bitkiler
sonbaharda ekilir ve çiçeklenme başlangıcında sürülerek toprağa gömülür.
Kimyasal gübrelerin kullanımında iklim etmenleri,
toprak etmenleri, bitki etmenleri (çeşidi, yaşı, gelişme durumu, anaç, kök
yapısı ve gelişimi) dikkate alınır.
Azotlu gübreler ağacın gelişmesini ve ürün
miktarını olumlu yönde etkile. Yetersiz azot gübrelemede sürgünler normal
büyüklüklerini alamamakta, cılız, solgun ve sarı yapraklar oluşmaktadır. Fazla
azot, ağaçtaki yaprak sayısının artmasına ürün azalmasına neden olur. Ayrıca
fazla azot zeytin bitkisinin soğuğa, kuraklığa, hastalık ve zararlılara karşı
dayanıklılığını azaltır.
Zeytin ağaçlarının azota en fazla ihtiyaç
duydukları dönem Mart-Haziran ayları arasındaki çiçeklenme ve meyve tutumu
dönemidir. Bu dönemde yapılan yeterli uygulama çiçek dökümünü azaltmakta ve
ürün miktarının artmasına neden olmaktadır. Sulanmayan koşullarda azot Şubat
ayı içerisinde ve bir defada uygulanması önerilmiştir. Sulanan koşullarda ise
azotlu gübrelerin 2/3 ünün ilkbahar ve yaz dönemi içerisinde geri kalan 1/3
ünün ise sonbaharda uygulanması önerilmiştir. Don tehlikesi olan yörelerde
azotlu gübrelerin 2/3 ünün ilkbaharda ve 1/3 ününde yaz döneminde uygulanmasını
önermişlerdir.
Fosforlu gübreler çiçeklenmeyi ve meyve tutumunu arttırır.
Toprakta fosforun yeterli olmaması ya da bitki tarafından alınamaması durumunda
boğum araları kısalır, kök gelişmesi zayıflar, çiçek miktarı azalır, geç çiçek
açar ve buna bağlı olarak meyveler küçük kalır ve olgunlaşmaları gecikir.
Fosforlu gübrelerin topraktaki hareketleri azot ve potasyuma göre daha
yavaştır, toprak kolloidleri tarafından daha sıkı tutulmaktadır. Bu yüzden
fosforlu gübrelerin tamamı Şubat ayı içerisinde uygulanır.
Zeytin, azota göre topraktan çoğu zaman daha fazla
potasyum alır. Bu nedenle bol ve nitelikli ürün için potasyumlu gübrelere
gereksinim duyulmaktadır. Potasyumlu gübreler çiçek oluşumunu, meyve tutumunu,
meyvenin gelişmesini, kalitesini ve dayanıklılığı ile meyvedeki yağ miktarını
olumlu yönde etkiler. Potasyumlu gübreler meyve büyüklüğü ile birlikte meyvenin
et/çekirdek oranını da artırır. Yeterli uygulama yapılmadığı zaman meyveler
küçük, et kısmı zayıf ve yağ oranları düşük olur. Potasyumlu gübreler bitki
dokularının daha sağlam yapılı olmasını sağlayarak soğuğa, dona, hastalık ve
zararlılara karşı direncini artırır.potasyumlu gübreyle yeterli uygulama
yapılmış zeytin ağaçları kuraklığa daha dayanıklı olmaktadır. Potasyumlu
gübreler toprakta azotlu gübrelere oranla daha geç yıkandığı için Şubat ayı
içerisinde ve bir defada uygulanır.
Verim durumu 15 kg dan az olan zeytinliklere kışın
ağaç başına 200’er gram N ve P2O5 ile 400gr K2O uygulanması ve ilkbaharda da
300 gr N uygulanması önerilmektedir.
Aydın yöresi zeytinliklerine uygulanacak kimyasal
gübre miktarları yıllık ortalama 40 kg zeytin ürünü veren ağaçlar için kimyasal
gübrelerin ağaç başına 350 gr N, 420 gr P2O5 ve 450 gr K2O şeklinde uygulanması
önerilmektedir.
ZEYTİN GÜBRELEMESİ (TOROS GÜBRE)
Ülkemizde ticari anlamda zeytin
yetiştiriciliği Ege, Marmara ve Akdeniz Bölgelerinde yapılmaktadır.Son yıllarda zeytinyağının insan beslenmesindeki öneminin daha iyi anlaşılması sonucu, zeytin yetiştiriciliği önemli bir gelir kaynağı haline gelmiştir.
Zeytin yetiştiriciliğinde yüksek verim ve kalite, diğer kültürel uygulamalar yanında doğru ve dengeli gübreleme ile sağlanır.
Zeytin ağaçlan çok yıllık bitki olması yanında bir yıl ürün verip, bir yıl vermeme özelliği gösterir. Bu nedenle toprak özellikleri ve toprakta mevcut besin maddelerinin durumu kadar, zeytin ağacının yaşı ve çeşidi (yağlık, sofralık, salamuralık) dikkate alınarak gübreleme yapmak gerekir. Böylece;
• Ağaç başına yüksek verim alınır.
• Ürün kalitesi yükseltilir.
• Ağacın hastalık ve zararlılara karşı dayanıklılığı arttırılır.
• Ağaçlar soğuk ve kuraklığa karşı dayanıklı hale gelir.
• Periyoditize azaltılır.
ÖNERİLER:Zeytinliğin yeni yapılmış olmasına, zeytin ağacının yaşına ve verim durumuna göre besin maddesi ve gübre ihtiyacı aşağıda verilmiştir.
Yeni Tesis: Dekara 100 Kg. TSP, 60 Kg. P.Sülfat derin toprak
işlemesi sırasında verilir.
|
|||||
|
Ağaç Başına Saf Besin Maddesi (Gram)
|
Ağaç Başına Gübre (Gram)
|
|||
N
|
P205
|
K20
|
15.15.15 Kompoze
|
CAN
|
|
Gelişme Dönemi
|
|||||
1. Yaş
|
45
|
45
|
45
|
300
|
-
|
2. Yaş
|
85
|
60
|
60
|
400
|
100
|
3. Yaş
|
155
|
105
|
105
|
700
|
200
|
4. Yaş
|
210
|
135
|
135
|
900
|
300
|
5-7 Yaş
|
355
|
225
|
225
|
1.500
|
500
|
7-10 Yaş
|
480
|
300
|
300
|
2.000
|
700
|
Verim Dönemi
|
|||||
30-40 Kg./Ağaç Verim
|
580
|
375 '
|
375
|
2.500
|
800
|
40-60 Kg./Ağaç Verim
|
680
|
450
|
450
|
3.000
|
900
|
60-80 Kg./Ağaç Verim
|
780
|
525
|
525
|
3.500
|
1.000
|
CAN-Kalsiyum Amonyum Nitrat gübresi Nisan veya Mayıs aylarında ağaç tacı altında gövdeden 50cm. çapındaki alan dışına toprak yüzeyine serpilir, tırmık veya çapa ile işlenip, toprak altına karışması sağlanır.
Yapraktan Gübreleme:
100 litre suda 3kg. Potasyum Nitrat
gübresi eritilir, gerekiyorsa zirai ilaçla birlikte meyve irileşme döneminde
pülverizatörle yapraklara püskürtülür. 100 it. su ile 5-6 ağaç yıkanmalı ve bu
işlem 10-15 gün ara ile 2 defa yapılmalıdır.
http://www.tarimsal.com/zeytin.htm
Kaliteli ve Karlı
Zeytinciliğin Püf noktaları1. Ağacını sık buda, çapala, gübrele, su ver,dibinde çim bitirtme.
2. Zararlı ile mücadele et.
3. Zeytini zamanında, elle toplamayı, tercih et.
4. Toplanan zeytini kısa sürede ve ezmeden yağhaneye götür.
5. Fabrikaya gelen zeytini çok bekletme.
6. İşlemeden önce yıka, temizle, taşlardan ve yapraklardan arındır.
7. Zeytini sağlıklı koşullarda öğüt.
8. Zeytinyağını uygun kaplarda dinlendir, depola. Kara sac bidonlar veya beton kuyular kullanma.
9. Ambalajladıktan sonra serin ve karanlık yerlerde muhafaza et.
10. Çok bekletmeden tüket.
Zeytinin tadına, kokusuna, rengine ve dokusuna, zeytinin olgunluk durumu, çeşidin özelliği, uygulanan işleme metodu gibi faktörler etki eder. İdeal zeytincilik için dikkat edilecek konular aşağıdaki başlıklar halinde özetlenebilir:
ZEYTİNYAĞI
1- Sızma
Zeytinyağının hazırlanışında en makbul olan sıkma usulüdür. Özel seçilmiş zeytinlerinden soğuk presle elde edilir ve özel tadımcılar tarafından denenerek diğer zeytinyağlarından ayrılır. Asit oranı %1'den azdır. Genzi yakmaz. Rafine edilip inceltilmemiş, içindeki tabii lezzet yok edilmemiştir. İster salatanızın üzerinde gezdirin, ister kahvaltıda keyifle ekmeğinizi batırın. Bu özel lezzetten ağzının tadını bilenlerin vazgeçmesi bir müddet sonra mümkün olmayacaktır.
1- Sızma
Zeytinyağının hazırlanışında en makbul olan sıkma usulüdür. Özel seçilmiş zeytinlerinden soğuk presle elde edilir ve özel tadımcılar tarafından denenerek diğer zeytinyağlarından ayrılır. Asit oranı %1'den azdır. Genzi yakmaz. Rafine edilip inceltilmemiş, içindeki tabii lezzet yok edilmemiştir. İster salatanızın üzerinde gezdirin, ister kahvaltıda keyifle ekmeğinizi batırın. Bu özel lezzetten ağzının tadını bilenlerin vazgeçmesi bir müddet sonra mümkün olmayacaktır.
2- Tat
Narin ve meyvemsi olmalı, asla acı olmamalıdır.Yani tatlandırılması iyi yapılmış olmalıdır.
Narin ve meyvemsi olmalı, asla acı olmamalıdır.Yani tatlandırılması iyi yapılmış olmalıdır.
3- Renk
Açık ve berrak olmalıdır.
Açık ve berrak olmalıdır.
ZEYTİN TANESİ
1- Ebat
Boyu 2 - 2,5 cm, çapı ise 1.5-2 cm yani tombul olmalıdır.
1- Ebat
Boyu 2 - 2,5 cm, çapı ise 1.5-2 cm yani tombul olmalıdır.
2- Çekirdek
Küçük olmalı ve çapı 1 cm den büyük olmamalıdır.
3- Hijyen
Zeytin taneleri kirli, kokuşmuş, özellikleri kaybolmuş, kurtlanmış veya küflenmiş olmamalıdır.
4- Dayanıklılık
Zeytinler dayanıklı olmalı hemen erimemelidir.
Zeytinler dayanıklı olmalı hemen erimemelidir.
5- Renk
Toplanma rengi yeşil ile hafif kahverengimsi olmalı, hafif kızarmış alacalı olmalıdır.
Toplanma rengi yeşil ile hafif kahverengimsi olmalı, hafif kızarmış alacalı olmalıdır.
6- Eti
Zeytin taneleri etli olmalı, etli kısmı çekirdekten kolay ayrılmalıdır.
Zeytin taneleri etli olmalı, etli kısmı çekirdekten kolay ayrılmalıdır.
7- Dirilik
Zeytin taneleri diri olmalı, pörsümüş bir halde olmamalıdır.
8- Kabuk Kalınlığı
İnce kabuklu olmalı kabuk ağızda erimelidir.
9- Tatlandırmada Kullanılan Malzeme
Tabii malzeme olmalı, asla herhangi bir kimyasal kullanılmamalıdır.
Zeytin taneleri diri olmalı, pörsümüş bir halde olmamalıdır.
8- Kabuk Kalınlığı
İnce kabuklu olmalı kabuk ağızda erimelidir.
9- Tatlandırmada Kullanılan Malzeme
Tabii malzeme olmalı, asla herhangi bir kimyasal kullanılmamalıdır.
Soğuk zararından kısmen korunmak veya soğuktan sonra daha az
etkilenmek için alınması gerekli önlemler:
o
Hasat’ tan hemen
sonra don riski olan bölgelerde zeytin ağaçları bordo bulamacı veya hazır
bakırlı ilaçlar ile ilaçlanmalıdır. Potas, Fosfor, Bor gübresi ile gübrelenmesi
de önerilen bir yöntemdir.
o
Meteorolojik
haberlere göre don riski olan saatlerde zeytinlikte ve donun çökebileceği
alanlarda lastik, benzeri malzeme yakılmalıdır.
o
Bölgelerde az
görülmekle birlikte özellikle yeni tesis edilmiş yağmurlama sulama yapılan
zeytinliklerde don riski olan saatlerde yağmurlama sulama yapılması don
zararını azaltan bir uygulamadır. Zira su zerrecikleri donma esnasında enerji
yayarlar ve bu da ağaçları korur.
o
Kar yükünden
dolayı dalların kırılmaması için mümkün oluyorsa dalların silkelenmek suretiyle
karlarından temizlenmesi bu suretle karın donması nedeniyle ağaçların daha
fazla zarar görmesi engellenmiş olacaktır.
o
Zeytinlik tesis
edilecek yer, zeytin için zor ya da sınır ötesi şartlara sahip olmamalı ve kış
dönemi içerisinde hava sıcaklığı uzun müddet –7 0C ‘ de kalmamalıdır.
Soğukluğun etkisi yükseklikle artacağı için 600 metreden daha yükseklere zeytin
dikiminden mümkün olduğunca kaçılmalıdır.
o
Zeytinlik tesis
edilecek toprak ağır bünyeli ve su geçirmeyen bir yapıda olmamalı, taban suyu
sorunu bulunmamalıdır.
o
Soğuğa maruz
fakat rüzgar tutmayan çukur yerlerde soğuk hava göllenerek zararlı olacağı için
böyle yerlerde ve zeytin için sınır yörelerde zeytinlik tesis etmekten
kaçınılmalıdır.
o
Bakımsız
zeytinlikler bakımlı olanlardan daha fazla soğuktan etkilenirler. O nedenle
özellikle soğuğa maruz yörelerdeki zeytinliklerde kültür bakım tedbirleri
tekniğine göre uygulanmalıdır.
o
Budama ağacın
soğuğa karşı hassasiyetini arttıracağından zeytin için geçit bölgelerde erken
budamadan kaçınılmalı ve tehlikeli soğuklar geçtikten sonra örneğin Nisan
başında budamaya başlanmalıdır.
o
Kar yağan
bölgelerde ağaçların kar yükünü taşıyabileceği tarzda yayvan olmayacak tarzda
piramidal budamalar yapılmalıdır.
o
Tek taraflı,
yüksek dozlu azotlu gübrelemeden kaçınılmalı, ağaçlar mümkünse toprak ve yaprak
analiz sonuçlarına göre gübrelenmelidir. Potasyum ve Fosforlu gübrelerin ağacı
soğuk ve sıcaktan koruduğuna dikkat ederek kullanımına önem verilmelidir.
o
Özellikle
zeytinlik için sınır yörelerde zeytinliklerde sulamayı geç sonbahara
bırakmamalıdır.
o
Soğuktan hemen
sonra kalın dallar üzerinde oluşan kabuk çatlak yerlerine % 4-5’ lik bordo
bulamacı sürülerek, kabuğun odun dokusuna temas etmesini sağlayacak şekilde
sıkıca sarılmalıdır.
o
Soğuktan zarar
görmüş ağaçlar hemen budanmamalı, zararlanma seviyesini ve sürgün oluşumunu
görmek üzere ertesi budama mevsimine kadar beklenmelidir.
o
Soğuk zararı vuku
bulduktan hemen sonra zeytin dal kanserine karşı koruyucu olmak üzere bordo
bulamacı ile ilaçlama yapılmalıdır. Ayrıca oluşan çatlaklar Nisan ve Mayıs
ayları boyunca takip edilmelidir. Çünkü oluşan bu çatlaklara beyazımsı-krem
renkte zeytin yara koşnili dediğimiz zararlı yerleşebilir. Ağacın özsuyu ile
beslenen bu zararlıyla mücadele yapılmadığı taktirde ağaçlar çalılaşır, dal ve
dalcıklar kuruyabilir. Yaz aylarında üzerinde yara koşnili bulunan sürgünler
budanarak yakılmalı veya çiçeklenmeden sonra yazlık mineral yağlı ilaçlarla
ağaçlar ilaçlanmalıdır.
o
Kanser görülen
yerlerde bordo bulamacı ile yapılan koruyucu mücadelenin yanında kanserli
dallar Temmuz-Ağustos aylarında kesilerek temizlenmeli, kesim yerlerine
bitkisel katran-göztaşı karışımı sürülmelidir.
Zeytin Çeşitlerinin Yağ OranlarıZeytin çeşitlerinin yağ oranları ile ilgi elimizdeki en önemli kaynak Zeytincilik Araştırma Enstitüsü tarafından yayınlanan "Standart Zeytin Çeşitleri Katalogu" Burada çeşitlerin birçok özellikleri ile birlikte yağ oranlarda belirtilmiş. Sanırım İzmir Kemalpaşa'daki koleksiyonlarında bulunan çeşitler materyal olarak kullanılmış. Tam küsuratlarını hatırlamıyorum ama; mesela Gemlik çeşidinin yağ oranı %30'a yakin, Erkence ve Saurani'de%25-26, Ayvalık ve Memecik çeşitlerinde %22-23 kadar, Kilis Yaglik'ta %36, Manzanilla ve Domat'da %20 kadar. Çalışmanın hatalı yapıldığını veya yanlı olduğunu düşünmüyorum ama çeşitler farklı ekolojilerde çok farklı özellikler gösterebiliyorlar. Saha'da bu rakamları göremiyorsunuz. Mesela Manisa'da Ayvalık ve Uslu çeşitlerinde fabrikada çıkarılan yağ oranı %20 kadar. Gemlik çeşidinde biraz daha yüksek. Aydın'da dilmit çeşidinde % 40 kadar olduğu söyleniyor. Seferihisar'da erkence çeşidinde %43,77 yağ oranına şahit oldum. Urla'da yine erkence çeşidinde % 25-35 civarında. Karburunda, yine ayni çeşitte %30-35 civarında. Buralarda bazı yelerde yağ oranının erkence çeşidinde%50'ye kadar çıktığı söyleniyor. Bununla birlikte Edremit yağlık, ve Memecik çeşitlerinde %20 kadar. Gemlik çeşidinde ise %20'nin altında (6-7 Kilo zeytinden 1 Kilo yağ çıkıyor.) Aydın ve Muğla'da memecik'te sıkılan yağ randımanının %20, yine Edremit'te Ayvalık çeşidinde %20 kadar olduğu söyleniyor. Güneydoğu'da oranın çeşitlerinde yağ oranının %30-40 arasında olduğu söyleniyor.
Zeytin
Yetiştiriciliği
Ülkemiz zeytinin anavatandır. Zeytin, 1998 yılı itibariyle 600.000 hektar alan üzerinde 94 milyon ağaç varlığı ile tarım ekonomimizde önemli bir yere sahiptir. Dünyanın en önemli zeytinci ülkeleri arasında yer alan Türkiye dane zeytin üretimi bakımından dünyada 4.sırada yer almakla birlikte özellikle siyah zeytin üretiminde 1.sıradadır. Elde edilen ürünün yaklaşık %75’i yağlık, %25’i ise sofralık olarak değerlendirilmektedir.
Zeytinyağı yüzyıllar boyunca lezzeti ve besleyici özelliklerinin yanı sıra tıbbi yönüyle de önemlidir. Yapılan araştırmalar, zeytinyağının en kolay hazmedilen yağ olduğunu göstermiştir. Yemeklerden önce içilirse mideyi ülsere karşı koruduğu da bilinir. Aynı şekilde, bağırsak, idrar yolları, safra kesesi rahatsızlıklarının azaltılmasında ve gastritin giderilmesinde de etkilidir. Çocuklara özellikle yararlıdır, beynin gelişimini ve kemiklerin güçlenmesini hızlandırır. Başta E vitamini olmak üzere, içerdiği A,D,K vitaminleri sayesinde hücreleri yeniler, doku ve organların yaşlanmasını geciktirir. Ayrıca cildi besleyici, koruyucu, saçları kuvvetlendirici özelliklere de sahiptir. Yağsız inek sütüne zeytinyağı katıldığında, anne sütünü bırakmış bebekler için anne sütü gibi doğal bir besin kaynağı özelliği kazanır.
Zeytinyağının belki de en önemli özelliği kalp-damar hastalıkları üzerindeki olumlu etkisidir. Gerek ülkemizde, gerekse yurt dışında yürütülen araştırmaların hiçbir kuşkuya yer vermeyecek bir biçimde kanıtladığı gibi, zeytinyağı kandaki kolesterol düzeyinin denetlenmesini kolaylaştırır, zararlı kolesterol miktarını düşürür, dolayısıyla da kalp krizi riskini azaltır.
Ülkemiz zeytinin anavatandır. Zeytin, 1998 yılı itibariyle 600.000 hektar alan üzerinde 94 milyon ağaç varlığı ile tarım ekonomimizde önemli bir yere sahiptir. Dünyanın en önemli zeytinci ülkeleri arasında yer alan Türkiye dane zeytin üretimi bakımından dünyada 4.sırada yer almakla birlikte özellikle siyah zeytin üretiminde 1.sıradadır. Elde edilen ürünün yaklaşık %75’i yağlık, %25’i ise sofralık olarak değerlendirilmektedir.
Zeytinyağı yüzyıllar boyunca lezzeti ve besleyici özelliklerinin yanı sıra tıbbi yönüyle de önemlidir. Yapılan araştırmalar, zeytinyağının en kolay hazmedilen yağ olduğunu göstermiştir. Yemeklerden önce içilirse mideyi ülsere karşı koruduğu da bilinir. Aynı şekilde, bağırsak, idrar yolları, safra kesesi rahatsızlıklarının azaltılmasında ve gastritin giderilmesinde de etkilidir. Çocuklara özellikle yararlıdır, beynin gelişimini ve kemiklerin güçlenmesini hızlandırır. Başta E vitamini olmak üzere, içerdiği A,D,K vitaminleri sayesinde hücreleri yeniler, doku ve organların yaşlanmasını geciktirir. Ayrıca cildi besleyici, koruyucu, saçları kuvvetlendirici özelliklere de sahiptir. Yağsız inek sütüne zeytinyağı katıldığında, anne sütünü bırakmış bebekler için anne sütü gibi doğal bir besin kaynağı özelliği kazanır.
Zeytinyağının belki de en önemli özelliği kalp-damar hastalıkları üzerindeki olumlu etkisidir. Gerek ülkemizde, gerekse yurt dışında yürütülen araştırmaların hiçbir kuşkuya yer vermeyecek bir biçimde kanıtladığı gibi, zeytinyağı kandaki kolesterol düzeyinin denetlenmesini kolaylaştırır, zararlı kolesterol miktarını düşürür, dolayısıyla da kalp krizi riskini azaltır.
İKLİM VE TOPRAK
İSTEKLERİ
Zeytin Entansif yetiştiriciliğe uygun olduğu gibi, diğer ürünlerin yetiştirilemediği besin maddelerince fakir ve sulama imkanı bulunmayan kıraç topraklarda da yetiştirilebilmektedir.
Entansif bir zeytincilik tesisi sulanabilir ve verimli sahalarda kurulmalıdır. Ilıman iklimden hoşlanan zeytin için kışın dayanabileceği en düşük sıcaklık –7oC olup bu derecenin altında don zararı artar. Ekonomik anlamda tatminkar bir yetiştiricilik açısından yıl içerisinde iyi bir dağılım göstererek yıllık yağış en az 400 mm. olmalıdır. Zeytin genellikle kalkerli-kumlu, derin nemli ve besin maddelerince zengin toprakları sever. Toprak derinliği nem miktarının uygun olduğu yerlerde 75 cm, alttaki ana kayanın yekpare olduğu yerlerde en az 150 cm. olmalıdır.
BAHÇE TESİSİ
Yeni bir tesis kurulmadan önce, tesviye, drenaj gibi toprak hazırlıkları tamamlanmalıdır. Taban suyunun yüksek olduğu yerlerde ancak drenaj yapıldıktan sonra tesis kurulabilir. Meyilin az olduğu yerlerde toprak muhafaza tedbirleri alınarak, meyilin % 5’den fazla olduğu yerlerde özel teraslamalarla tesis kurulur.
Zeytin yetiştiriciliğinde farklı şartlarda değişik dikim şekilleri uygulanabilir. Genellikle, düzgün ve köşeleri dik açılı yerlerde kare, ara ziraatı yapılan yerlerde dikdörtgen, geniş sahalarda birim alanda daha fazla ağaç dikmek için üçgen dikim şekilleri tercih edilir. Buna mukabil meyilli alanlarda toprak-su muhafaza tedbirleri alındıktan sonra kontur dikim uygulanır. Dikim öncesi iyi bir toprak işleme, gerekli ise drenaj ve tesviye işleri mutlaka yapılmalıdır.
Zeytinlik tesisinde aşı veya çelik yöntemiyle yetiştirilmiş 2-3 yaşlı fidanlar kullanılmaktadır. Bu fidanlar verimli klonlardan üretilmiş ve sağlıklı olmalıdırlar.
Dikimde fidanlara uygulanacak aralık ve mesafelerin tespitinde çeşit özelliği dikkate alınmalıdır. Küçük taç oluşturan Gemlik çeşidi 5 x 5 m. aralık ve mesafe ile dikilebilir. Domat gibi büyük ve yaygın ağaç yapısına sahip çeşitlerde ise ileride bir sıkışıklığa sebep olmamak için aralık ve mesafeler daha geniş tutulmalıdır.
Fidan dikiminde 80 x 80 cm. lik derinlikte açılan çukurlara dikim tahtası kullanılarak dikim yapılmalıdır. Dikim esnasında çukurlara temel gübreleme uygulanmalıdır. Dikim tüplü fidanlarda toprak seviyesinde olmalı, fidanlar aşılı ise aşı noktasının toprak altında kalmamasına dikkat edilmeli ve dikimden hemen sonra fidanlara can suyu verilmelidir.
Dikim sonrası hastalık ve zararlılardan korunmak için kesim yerleri macunlanmalı, birkaç yıl bolca sulanmalı, yabancı ot mücadelesi yapılmalı, çanakta oluşan kaymak çapalanmalı, hastalık ve zararlılarla yoğun mücadele edilip ikinci veya üçüncü yıl hafif kesimle şekil verilmeye başlanmalıdır.
TOPRAK İŞLEME
Toprak işlemenin pratik faydaları şunlardır:
Toprağı kabartmak, su tutma kapasitesini artırmak, gerekli olan havayı temin etmek, homojen bir yapı oluşturmak, ayrıca verilen kireç, çiftlik gübresi, yeşil ve mineral gübrenin toprakla gerektiği gibi karıştırılmasını sağlamak ve yabancı otları yok etmektir.
Böylece toprak fiziksel, kimyasal ve biyolojik olaylar için gerekli ortamı kazanmış olur.
Hasat sonu kış yağmurlarının toprağa daha iyi işlemesi için sıra araları 5 soklu pullukla 20-25 cm. derinlikte işlenebilir. Ağır topraklar kumlu topraklara göre daha derin işlenmelidir. Orta ve ağır bünyeli topraklarda pulluğun aynı işleme derinliğinde sık sık kullanılması sonunda çizi tabanı denilen bir katman oluşur. Bu tabaka dip kazan aleti ile sürülmelidir veya sürüm derinliği değiştirilmelidir.
İlkbaharda kazayağı, diskaro, kombine tırmık gibi aletlerle yüzeysel sürüm yapılır. Bu dönemdeki toprak işlemenin çiçek tutumu başlangıcından birkaç hafta önce bitirilmiş olması gerekir. Yüzeysel toprak işlemenin amacı, sulamadan sonra yüzeysel toprağın yapısını iyileştirmek ve yabancı ot kontrolünü sağlamaktır.
Meyilli arazilerde toprak erozyonunu önlemek ve su tutumunu sağlamak için toprak işleme meyile dik yönde yapılmalıdır.
GÜBRELEME
Zeytin Entansif yetiştiriciliğe uygun olduğu gibi, diğer ürünlerin yetiştirilemediği besin maddelerince fakir ve sulama imkanı bulunmayan kıraç topraklarda da yetiştirilebilmektedir.
Entansif bir zeytincilik tesisi sulanabilir ve verimli sahalarda kurulmalıdır. Ilıman iklimden hoşlanan zeytin için kışın dayanabileceği en düşük sıcaklık –7oC olup bu derecenin altında don zararı artar. Ekonomik anlamda tatminkar bir yetiştiricilik açısından yıl içerisinde iyi bir dağılım göstererek yıllık yağış en az 400 mm. olmalıdır. Zeytin genellikle kalkerli-kumlu, derin nemli ve besin maddelerince zengin toprakları sever. Toprak derinliği nem miktarının uygun olduğu yerlerde 75 cm, alttaki ana kayanın yekpare olduğu yerlerde en az 150 cm. olmalıdır.
BAHÇE TESİSİ
Yeni bir tesis kurulmadan önce, tesviye, drenaj gibi toprak hazırlıkları tamamlanmalıdır. Taban suyunun yüksek olduğu yerlerde ancak drenaj yapıldıktan sonra tesis kurulabilir. Meyilin az olduğu yerlerde toprak muhafaza tedbirleri alınarak, meyilin % 5’den fazla olduğu yerlerde özel teraslamalarla tesis kurulur.
Zeytin yetiştiriciliğinde farklı şartlarda değişik dikim şekilleri uygulanabilir. Genellikle, düzgün ve köşeleri dik açılı yerlerde kare, ara ziraatı yapılan yerlerde dikdörtgen, geniş sahalarda birim alanda daha fazla ağaç dikmek için üçgen dikim şekilleri tercih edilir. Buna mukabil meyilli alanlarda toprak-su muhafaza tedbirleri alındıktan sonra kontur dikim uygulanır. Dikim öncesi iyi bir toprak işleme, gerekli ise drenaj ve tesviye işleri mutlaka yapılmalıdır.
Zeytinlik tesisinde aşı veya çelik yöntemiyle yetiştirilmiş 2-3 yaşlı fidanlar kullanılmaktadır. Bu fidanlar verimli klonlardan üretilmiş ve sağlıklı olmalıdırlar.
Dikimde fidanlara uygulanacak aralık ve mesafelerin tespitinde çeşit özelliği dikkate alınmalıdır. Küçük taç oluşturan Gemlik çeşidi 5 x 5 m. aralık ve mesafe ile dikilebilir. Domat gibi büyük ve yaygın ağaç yapısına sahip çeşitlerde ise ileride bir sıkışıklığa sebep olmamak için aralık ve mesafeler daha geniş tutulmalıdır.
Fidan dikiminde 80 x 80 cm. lik derinlikte açılan çukurlara dikim tahtası kullanılarak dikim yapılmalıdır. Dikim esnasında çukurlara temel gübreleme uygulanmalıdır. Dikim tüplü fidanlarda toprak seviyesinde olmalı, fidanlar aşılı ise aşı noktasının toprak altında kalmamasına dikkat edilmeli ve dikimden hemen sonra fidanlara can suyu verilmelidir.
Dikim sonrası hastalık ve zararlılardan korunmak için kesim yerleri macunlanmalı, birkaç yıl bolca sulanmalı, yabancı ot mücadelesi yapılmalı, çanakta oluşan kaymak çapalanmalı, hastalık ve zararlılarla yoğun mücadele edilip ikinci veya üçüncü yıl hafif kesimle şekil verilmeye başlanmalıdır.
TOPRAK İŞLEME
Toprak işlemenin pratik faydaları şunlardır:
Toprağı kabartmak, su tutma kapasitesini artırmak, gerekli olan havayı temin etmek, homojen bir yapı oluşturmak, ayrıca verilen kireç, çiftlik gübresi, yeşil ve mineral gübrenin toprakla gerektiği gibi karıştırılmasını sağlamak ve yabancı otları yok etmektir.
Böylece toprak fiziksel, kimyasal ve biyolojik olaylar için gerekli ortamı kazanmış olur.
Hasat sonu kış yağmurlarının toprağa daha iyi işlemesi için sıra araları 5 soklu pullukla 20-25 cm. derinlikte işlenebilir. Ağır topraklar kumlu topraklara göre daha derin işlenmelidir. Orta ve ağır bünyeli topraklarda pulluğun aynı işleme derinliğinde sık sık kullanılması sonunda çizi tabanı denilen bir katman oluşur. Bu tabaka dip kazan aleti ile sürülmelidir veya sürüm derinliği değiştirilmelidir.
İlkbaharda kazayağı, diskaro, kombine tırmık gibi aletlerle yüzeysel sürüm yapılır. Bu dönemdeki toprak işlemenin çiçek tutumu başlangıcından birkaç hafta önce bitirilmiş olması gerekir. Yüzeysel toprak işlemenin amacı, sulamadan sonra yüzeysel toprağın yapısını iyileştirmek ve yabancı ot kontrolünü sağlamaktır.
Meyilli arazilerde toprak erozyonunu önlemek ve su tutumunu sağlamak için toprak işleme meyile dik yönde yapılmalıdır.
GÜBRELEME
Gübreleme,
ağaçlarda düzenli bir gelişme ve büyüme ile daha bol ve kaliteli ürün elde
etmek için vazgeçilmez bir bakım tedbiridir.
Dengeli beslenmeyen ağaçlarda ürün miktarı azalır, yağ miktarı ve kalitesi düşer, daneler küçülür, hastalık ve zararlılara mukavemetleri ve soğuğa dayanma güçleri azalır.
Bir ağaca verilecek gübre miktarlarını belirlemek için yaprak-toprak analizleri yapılmalıdır. Pratikte verilecek gübre miktarları ağaç yaşı ve ürün miktarlarına göre ayarlanır.
Zeytin ağacı gelişme başlangıcı ve çiçeklenme dönemi olan Mart-Mayıs ayları ile çekirdek sertleşmesi dönemi olan Temmuz aylarında daha fazla bitki besin maddesine ihtiyaç duyar. Zeytinliklerin Şubat-Mart aylarında ilkbahar yağmurlarından önce gübrelenmesi gerekmektedir.
Gübre uygulamalarında azot, fosfor ve potasın hepsi birden verileceği gibi, fosfor ve potasın tümü ile, azotun ise 2/3’ü Şubat-Mart’ta 1/3’ü de meyve gelişme döneminde uygulanabilir.
SULAMA
Zeytin üretim alanlarımızın % 75’i kır ve kır-taban gibi meyilli alanlarda olup % 90’nı kuru şartlarda bulunmaktadır.
Zeytinde verimi etkileyen önemli hususlardan birisi de topraktaki mevcut rutubetin muhafazasıdır. Bunun için alınacak tedbirler şunlardır :
1. Meyilli arazilerde toprağın daha fazla su tutmasını sağlamak ve erozyonu önlemek için uygun tipte teraslar yapmak,
2. Sulama imkanı olmayan zeytinliklerde toprakta daha fazla su depolanmasını sağlamak ve toprak rutubetini muhafaza etmek üzere toprak işleme ve yabani ot mücadelesine önem vermek,
3. Mümkün olan yerlerde zeytinleri sulamak,
Zeytin yıl içersisindeki tüm gelişme dönemlerinde topraktaki nem eksikliğine göre çeşitli tepkiler gösterir. Bunları gidermek için ihtiyaç duyduğu dönemlerde sulamak gerekir. Sulamaya en çok ihtiyaç duyulan dönem çiçeklenme sonu ile meyvede renk dönüşümü aşamaları arasındaki dönemdir. Özellikle de çekirdek sertleşme döneminde zeytinin su ihtiyacı karşılanmalıdır. Bu dönemde sulama yapılırsa ürün miktarı ağırlıkça artarken, ürünün sofralık değeri de yükselir.
BUDAMA
Sulama kadar budama da verime yönelik uygulanan kültürel işlemlerden birisidir. Zeytin ağacının gençlik, olgunluk ve yaşlılık dönemlerine ait muhtelif safhalarında farklı budama sistemleri uygulanır. Bunlar şekil, mahsül ve gençleştirme budamaları olarak tanımlanabilirler.
Şekil budaması, fidanın mümkün olduğu kadar kısa sürede şekillenip geliştirilerek meyveye yatmasını sağlamak için yapılır. Ağacın ilerideki tacı bu safhada oluşturulur. Zeytinlere genellikle tek gövde ve 3-4 ana dallı olacak biçimde şekil verilir.
Zeytin dalları güneş yakmasına çok hassastır. Sert budama ana dalları güneş ışığına maruz bırakır. Güneş yakmasından da korunmak üzere dallar üzerinde iyi bir yaprak örtüsü teşekkül ettirilmelidir. Gelişmeyi yavaşlatacak aşırı kesimden kaçınmalıdır.
Fidanlıklarda ve genç tesislerde ilk yıl; çatıyı teşkil edecek ana dalları oluşturmaya yönelik seyreltmeler yapılır ve gövde üzerinden çıkan sürgünler ve ayrıca dipten çıkan kuvvetli dip sürgünleri temizlenir. Daha sonraki yıllarda tacın dengesini bozan birbirine yakın, üst üste binmiş gereksiz dallar uygun şekilde kesilir. Bu işlem yazın yapılabildiği gibi kışın da yapılabilir.
Verimlilik devresindeki budamaya mahsül budaması denilmektedir. Amaç, tacın yaprak odun oranı açısından dengede tutulması suretiyle yeşil aksamın daha iyi havalanmasını, güneşlenmesini temin etmek ve bunun sonucunda verimliliğin devamını sağlamaktır.
Mahsül budaması her yıl yapılabildiği gibi iki yılda bir, verim yılı öncesinde de uygulanabilir. Budama ilkbaharda ve de soğuk tehlikesi yüksek olan yerlerde şiddetli soğuklar geçtikten sonra yapılmalıdır. Bol su ve gübre bulan ağaçlar hafif bir şekilde budanmalıdır ki, aşırı kuvvetli sürgün teşekkül etmesin. Çünkü bu tip sürgünler genellikle verimsizliğe sebep olurlar. Suyun ve gübrenin yetersiz olduğu, hastalık ve zararlıların tesiriyle zayıf düşmüş ağaçlar daha sert bir şekilde budanmalıdır.
Yaşlanmış ağaçlarda odun aksamı artar. Yeşil görünüm kaybolur. Sürgün faaliyetleri azalır. Zeytinde kendini yenileme gücünün fazla oluşu nedeniyle gençleştirmeye gidilmelidir. Gençleştirme ana dal seviyesinde, gövde seviyesinde ve dipten olacak tarzda yapılabilir (Şekil 1).
Odunlaşmış, çıplaklaşarak uzamış ve sadece uç kısımlarında az miktarda ürün alınabilen ana dallara sahip ağaçlarda tacın yeniden şekillendirilmesi ve verimlendirilmesi için bu ana dalların ortadan kaldırılması gerekir.
Dallar gövdeye bağlandıkları noktanın 15-20 cm. üzerinden kesilir. Bu kesim ya periyodik yapılır veya ana dalların hepsi tümden çıkartılırlar.
Gövde seviyesinden yapılan gençleştirmeler özellikle tacı verimden düşmüş, sağlam ve yüksek gövdeli ağaçlarda gövde yüksekliğini daha aşağı seviyelere indirmek imkanını vermektedir. Bu kesimlerde aşı yerine dikkat edilmelidir. Kesimin aşı yerinin altından yapılması durumunda yeniden aşılama söz konusu olacaktır.
Gövdeleri çürümüş ve içleri boşalmış yaşlı ağaçlar ancak dipten kesilerek gençleştirilebilir. Bunların dışında diğer bir uygulama, verimden tamamen çıkmış ağaçlarda herhangi bir gençleştirmeye gitmeden bu ağaçların yanında ve sıra aralarında yeniden fidan dikilerek plantasyonların yenilenmesidir. Bu uygulamada yeni dikilen genç fidanlar belirli bir gelişme seviyesine ulaşınca yaşlı ağaçlar sökülürler.
Gençleştirmenin başarılı olabilmesi için kesim yerlerinin koruyucu bir madde ile kapatılması, gençleştirilen ağaçlara başta gübreleme olmak üzere gerekli kültürel tedbirlerin uygulanması, hayvan zararının ve erozyonun önlenmesi önemlidir.
Çeşitli seviyelerde uygulanan gençleştirmelerde ilk yıl teşekkül eden sürgünlerin hepsinin gelişmesine müsaade edilmelidir. İkinci yıl bu sürgünlerin % 50’si çıkartılır. Daha sonraki yıllarda iki veya üç ana dallı olarak ağaç tacı oluşturulur.
Gerekli bakım tedbirleri ile yapılan uygun gençleştirme budaması neticesinde ağaç yenilenmiş ve bunun sonucunda ürünün miktarı ve kalitesi arttırılmış olur.
HASAT
Hasat üretim masrafları içerisinde % 50-60'lık bir pay ile en önemli maliyet unsuru durumundadır. Zeytin sofralık veya yağlık olarak değerlendirildiği için hasadı da farklı periyotlarda yapılmaktadır. Yeşil zeytin hasadı meyvelerin rengi sarımsı-yeşile döndüğünde yapılır. Dokusu sertliğini biraz yitirmiş ve meyve normal iriliğini almıştır. Hasat zamanı; iklim, çevre ve çeşide göre Eylül-Ekim aylarıdır.
Zeytinler siyah olarak hasat edilecekse çeşide has olgunluk rengini alması beklenir. Fazla gecikme danede yumuşamaya neden olur. Hasat genellikle Kasım-Aralık aylarında yapılır.
Yağlık zeytinler ağaçta yeşil meyve kalmadığında, yağ oranının en yüksek seviyeye çıktığı zaman toplanır. Kabuğun etten kolay ayrılması, parmak arasında sıkıldığında meyvenin çekirdeğinin kolayca ayrılması ve sap çukurundan meyve suyunun çıkması hasat zamanının pratikteki göstergeleridir. Mevsim durumuna göre yağış, fırtına, soğuk ve don zararı söz konusu ise ve ayrıca zeytin sineği zararı varsa erken hasat yapılabilir. Meyvemsi bir tat isteniyor ise yine erken hasat söz konusudur.
Hasat yöntemleri; ağaçtan düşürme-yerden toplama ve doğrudan ağaç üzerinden elle veya bazı yardımcı aletlerle toplama şeklindedir.
Ürün kalitesi yönünden en iyi hasat şekli ürünün sıyrılmasıdır. Deneyimli personel de olursa randıman yükselir. Zeytinler sepete, torbaya veya sergi üzerine yere sıyrılabilir.
Sırıkla yapılan hasatta dalların ve filizlerin kırılması, kanserli bölgelerde bulaşma ve müteakip yılın ürünün zarar görmesi gibi olumsuzluklar söz konusudur. Eğer zorunlu olarak sırık kullanılacaksa sırık üzerine bez veya benzeri malzeme sarılmalıdır. Vuruş şekli içten dışa doğru olmalıdır (Şekil 2).
Son yıllarda kayıpların önlenmesi ve randımanın artırılması için mekanik hasada geçilmiştir. Elle kullanılan basit taraklarla randıman % 20 artmıştır (Şekil 3). Küçük bahçelere ve büyük makinelerin giremeyeceği plantasyonlara düşük maliyetli basınçlı hava ile çalışan taraklar, sarsıcılar ve çırpıcılar sokarak hasat yapılabilir.
Sarsıcı makinelerin iş randımanını artırmak için danelerin kopmasını kolaylaştırıcı kimyasal maddelerle çalışma yapılmaktadır. Çeşitli yöntemlerle hasat edilen zeytinlerle birlikte, yaprak ve filizler de dökülür. Bunların daneden elle ayrılması zaman kaybına neden olur. Bu ayırma işleminde elek ve temizleyiciler kullanılmaktadır.
ZEYTİN ÇEŞİTLERİ
Zeytincilikte bahçe tesis ederken çeşit seçimi önemlidir. Ürünün sofralık veya yağlık değerlendirilmesi durumları dikkate alınarak uygun çeşidin seçilmesi ve seçilen çeşidin yetiştirme koşullarına adaptasyon durumunun dikkate alınması ekonomik bir zeytin yetiştiriciliği için büyük bir önem taşımaktadır.
Türkiye’de yaygın olarak yetiştiriciliği yapılan bazı çeşitler şunlardır.
Ayvalık:
Özellikle Edremit körfez bölgesinde yaygındır. Ağacı kuvvetli ve dik gelişir. Mekanik hasada uygun bir çeşittir. Kendine kısmen verimlidir. Tozlayıcı çeşitleri Gemlik, Memecik ve Erkence’dir. Köklenme kabiliyeti yüksek olduğundan çelikle üretilebilir. Meyvelerinin yağ oranı ve kalitesi yüksektir. Meyvesi orta irilikte olup eti çekirdekten zor ayrılır (Şekil 4). Yağlığın yanısıra sofralık olarak da değerli bir çeşittir.
Dengeli beslenmeyen ağaçlarda ürün miktarı azalır, yağ miktarı ve kalitesi düşer, daneler küçülür, hastalık ve zararlılara mukavemetleri ve soğuğa dayanma güçleri azalır.
Bir ağaca verilecek gübre miktarlarını belirlemek için yaprak-toprak analizleri yapılmalıdır. Pratikte verilecek gübre miktarları ağaç yaşı ve ürün miktarlarına göre ayarlanır.
Zeytin ağacı gelişme başlangıcı ve çiçeklenme dönemi olan Mart-Mayıs ayları ile çekirdek sertleşmesi dönemi olan Temmuz aylarında daha fazla bitki besin maddesine ihtiyaç duyar. Zeytinliklerin Şubat-Mart aylarında ilkbahar yağmurlarından önce gübrelenmesi gerekmektedir.
Gübre uygulamalarında azot, fosfor ve potasın hepsi birden verileceği gibi, fosfor ve potasın tümü ile, azotun ise 2/3’ü Şubat-Mart’ta 1/3’ü de meyve gelişme döneminde uygulanabilir.
SULAMA
Zeytin üretim alanlarımızın % 75’i kır ve kır-taban gibi meyilli alanlarda olup % 90’nı kuru şartlarda bulunmaktadır.
Zeytinde verimi etkileyen önemli hususlardan birisi de topraktaki mevcut rutubetin muhafazasıdır. Bunun için alınacak tedbirler şunlardır :
1. Meyilli arazilerde toprağın daha fazla su tutmasını sağlamak ve erozyonu önlemek için uygun tipte teraslar yapmak,
2. Sulama imkanı olmayan zeytinliklerde toprakta daha fazla su depolanmasını sağlamak ve toprak rutubetini muhafaza etmek üzere toprak işleme ve yabani ot mücadelesine önem vermek,
3. Mümkün olan yerlerde zeytinleri sulamak,
Zeytin yıl içersisindeki tüm gelişme dönemlerinde topraktaki nem eksikliğine göre çeşitli tepkiler gösterir. Bunları gidermek için ihtiyaç duyduğu dönemlerde sulamak gerekir. Sulamaya en çok ihtiyaç duyulan dönem çiçeklenme sonu ile meyvede renk dönüşümü aşamaları arasındaki dönemdir. Özellikle de çekirdek sertleşme döneminde zeytinin su ihtiyacı karşılanmalıdır. Bu dönemde sulama yapılırsa ürün miktarı ağırlıkça artarken, ürünün sofralık değeri de yükselir.
BUDAMA
Sulama kadar budama da verime yönelik uygulanan kültürel işlemlerden birisidir. Zeytin ağacının gençlik, olgunluk ve yaşlılık dönemlerine ait muhtelif safhalarında farklı budama sistemleri uygulanır. Bunlar şekil, mahsül ve gençleştirme budamaları olarak tanımlanabilirler.
Şekil budaması, fidanın mümkün olduğu kadar kısa sürede şekillenip geliştirilerek meyveye yatmasını sağlamak için yapılır. Ağacın ilerideki tacı bu safhada oluşturulur. Zeytinlere genellikle tek gövde ve 3-4 ana dallı olacak biçimde şekil verilir.
Zeytin dalları güneş yakmasına çok hassastır. Sert budama ana dalları güneş ışığına maruz bırakır. Güneş yakmasından da korunmak üzere dallar üzerinde iyi bir yaprak örtüsü teşekkül ettirilmelidir. Gelişmeyi yavaşlatacak aşırı kesimden kaçınmalıdır.
Fidanlıklarda ve genç tesislerde ilk yıl; çatıyı teşkil edecek ana dalları oluşturmaya yönelik seyreltmeler yapılır ve gövde üzerinden çıkan sürgünler ve ayrıca dipten çıkan kuvvetli dip sürgünleri temizlenir. Daha sonraki yıllarda tacın dengesini bozan birbirine yakın, üst üste binmiş gereksiz dallar uygun şekilde kesilir. Bu işlem yazın yapılabildiği gibi kışın da yapılabilir.
Verimlilik devresindeki budamaya mahsül budaması denilmektedir. Amaç, tacın yaprak odun oranı açısından dengede tutulması suretiyle yeşil aksamın daha iyi havalanmasını, güneşlenmesini temin etmek ve bunun sonucunda verimliliğin devamını sağlamaktır.
Mahsül budaması her yıl yapılabildiği gibi iki yılda bir, verim yılı öncesinde de uygulanabilir. Budama ilkbaharda ve de soğuk tehlikesi yüksek olan yerlerde şiddetli soğuklar geçtikten sonra yapılmalıdır. Bol su ve gübre bulan ağaçlar hafif bir şekilde budanmalıdır ki, aşırı kuvvetli sürgün teşekkül etmesin. Çünkü bu tip sürgünler genellikle verimsizliğe sebep olurlar. Suyun ve gübrenin yetersiz olduğu, hastalık ve zararlıların tesiriyle zayıf düşmüş ağaçlar daha sert bir şekilde budanmalıdır.
Yaşlanmış ağaçlarda odun aksamı artar. Yeşil görünüm kaybolur. Sürgün faaliyetleri azalır. Zeytinde kendini yenileme gücünün fazla oluşu nedeniyle gençleştirmeye gidilmelidir. Gençleştirme ana dal seviyesinde, gövde seviyesinde ve dipten olacak tarzda yapılabilir (Şekil 1).
Odunlaşmış, çıplaklaşarak uzamış ve sadece uç kısımlarında az miktarda ürün alınabilen ana dallara sahip ağaçlarda tacın yeniden şekillendirilmesi ve verimlendirilmesi için bu ana dalların ortadan kaldırılması gerekir.
Dallar gövdeye bağlandıkları noktanın 15-20 cm. üzerinden kesilir. Bu kesim ya periyodik yapılır veya ana dalların hepsi tümden çıkartılırlar.
Gövde seviyesinden yapılan gençleştirmeler özellikle tacı verimden düşmüş, sağlam ve yüksek gövdeli ağaçlarda gövde yüksekliğini daha aşağı seviyelere indirmek imkanını vermektedir. Bu kesimlerde aşı yerine dikkat edilmelidir. Kesimin aşı yerinin altından yapılması durumunda yeniden aşılama söz konusu olacaktır.
Gövdeleri çürümüş ve içleri boşalmış yaşlı ağaçlar ancak dipten kesilerek gençleştirilebilir. Bunların dışında diğer bir uygulama, verimden tamamen çıkmış ağaçlarda herhangi bir gençleştirmeye gitmeden bu ağaçların yanında ve sıra aralarında yeniden fidan dikilerek plantasyonların yenilenmesidir. Bu uygulamada yeni dikilen genç fidanlar belirli bir gelişme seviyesine ulaşınca yaşlı ağaçlar sökülürler.
Gençleştirmenin başarılı olabilmesi için kesim yerlerinin koruyucu bir madde ile kapatılması, gençleştirilen ağaçlara başta gübreleme olmak üzere gerekli kültürel tedbirlerin uygulanması, hayvan zararının ve erozyonun önlenmesi önemlidir.
Çeşitli seviyelerde uygulanan gençleştirmelerde ilk yıl teşekkül eden sürgünlerin hepsinin gelişmesine müsaade edilmelidir. İkinci yıl bu sürgünlerin % 50’si çıkartılır. Daha sonraki yıllarda iki veya üç ana dallı olarak ağaç tacı oluşturulur.
Gerekli bakım tedbirleri ile yapılan uygun gençleştirme budaması neticesinde ağaç yenilenmiş ve bunun sonucunda ürünün miktarı ve kalitesi arttırılmış olur.
HASAT
Hasat üretim masrafları içerisinde % 50-60'lık bir pay ile en önemli maliyet unsuru durumundadır. Zeytin sofralık veya yağlık olarak değerlendirildiği için hasadı da farklı periyotlarda yapılmaktadır. Yeşil zeytin hasadı meyvelerin rengi sarımsı-yeşile döndüğünde yapılır. Dokusu sertliğini biraz yitirmiş ve meyve normal iriliğini almıştır. Hasat zamanı; iklim, çevre ve çeşide göre Eylül-Ekim aylarıdır.
Zeytinler siyah olarak hasat edilecekse çeşide has olgunluk rengini alması beklenir. Fazla gecikme danede yumuşamaya neden olur. Hasat genellikle Kasım-Aralık aylarında yapılır.
Yağlık zeytinler ağaçta yeşil meyve kalmadığında, yağ oranının en yüksek seviyeye çıktığı zaman toplanır. Kabuğun etten kolay ayrılması, parmak arasında sıkıldığında meyvenin çekirdeğinin kolayca ayrılması ve sap çukurundan meyve suyunun çıkması hasat zamanının pratikteki göstergeleridir. Mevsim durumuna göre yağış, fırtına, soğuk ve don zararı söz konusu ise ve ayrıca zeytin sineği zararı varsa erken hasat yapılabilir. Meyvemsi bir tat isteniyor ise yine erken hasat söz konusudur.
Hasat yöntemleri; ağaçtan düşürme-yerden toplama ve doğrudan ağaç üzerinden elle veya bazı yardımcı aletlerle toplama şeklindedir.
Ürün kalitesi yönünden en iyi hasat şekli ürünün sıyrılmasıdır. Deneyimli personel de olursa randıman yükselir. Zeytinler sepete, torbaya veya sergi üzerine yere sıyrılabilir.
Sırıkla yapılan hasatta dalların ve filizlerin kırılması, kanserli bölgelerde bulaşma ve müteakip yılın ürünün zarar görmesi gibi olumsuzluklar söz konusudur. Eğer zorunlu olarak sırık kullanılacaksa sırık üzerine bez veya benzeri malzeme sarılmalıdır. Vuruş şekli içten dışa doğru olmalıdır (Şekil 2).
Son yıllarda kayıpların önlenmesi ve randımanın artırılması için mekanik hasada geçilmiştir. Elle kullanılan basit taraklarla randıman % 20 artmıştır (Şekil 3). Küçük bahçelere ve büyük makinelerin giremeyeceği plantasyonlara düşük maliyetli basınçlı hava ile çalışan taraklar, sarsıcılar ve çırpıcılar sokarak hasat yapılabilir.
Sarsıcı makinelerin iş randımanını artırmak için danelerin kopmasını kolaylaştırıcı kimyasal maddelerle çalışma yapılmaktadır. Çeşitli yöntemlerle hasat edilen zeytinlerle birlikte, yaprak ve filizler de dökülür. Bunların daneden elle ayrılması zaman kaybına neden olur. Bu ayırma işleminde elek ve temizleyiciler kullanılmaktadır.
ZEYTİN ÇEŞİTLERİ
Zeytincilikte bahçe tesis ederken çeşit seçimi önemlidir. Ürünün sofralık veya yağlık değerlendirilmesi durumları dikkate alınarak uygun çeşidin seçilmesi ve seçilen çeşidin yetiştirme koşullarına adaptasyon durumunun dikkate alınması ekonomik bir zeytin yetiştiriciliği için büyük bir önem taşımaktadır.
Türkiye’de yaygın olarak yetiştiriciliği yapılan bazı çeşitler şunlardır.
Ayvalık:
Özellikle Edremit körfez bölgesinde yaygındır. Ağacı kuvvetli ve dik gelişir. Mekanik hasada uygun bir çeşittir. Kendine kısmen verimlidir. Tozlayıcı çeşitleri Gemlik, Memecik ve Erkence’dir. Köklenme kabiliyeti yüksek olduğundan çelikle üretilebilir. Meyvelerinin yağ oranı ve kalitesi yüksektir. Meyvesi orta irilikte olup eti çekirdekten zor ayrılır (Şekil 4). Yağlığın yanısıra sofralık olarak da değerli bir çeşittir.
Domat:
Özellikle Manisa’nın Akhisar ilçesinde yaygındır. Kuvvetli gelişen bir çeşit olup geniş ve yayvan taç oluşturur. Entansif şartlarda verimi yüksek ve düzenlidir. Çeliklerinin köklenme kabiliyeti çok düşük olduğundan aşı ile üretilmektedir. Meyvesi iridir ve geç olgunlaşır, yağ oranı orta seviyededir. Eti çekirdekten zor ayrılır. Soğuğa hassas olup, zeytin kanserine kısmen dayanıklıdır. Yeşil sofralığa yönelik bir çeşittir.
Gemlik:
Marmara bölgesinin ve ülkemizin başta gelen siyah sofralık çeşididir. Ağacı orta kuvvette olup verimi yüksek ve oldukça düzenlidir. Kısmen kendine verimli olan bu çeşidin tozlayıcıları Ayvalık, Çakır, Samanlı ve Erkence çeşitleridir. Meyvesi erken olgunlaşır, eti çekirdekten kolay ayrılır (Şekil 5). Yüksek yağ oranı sebebiyle sofralığa uygun olmayan daneler yağa işlenmektedir. Soğuğa kısmen dayanıklı bir çeşittir.
Manzanilla:
İspanya kökenli bir çeşittir. Entansif yetiştiriciliğe uygundur ve ağacın gelişme kuvveti orta düzeydedir. Bu çeşidin farklı tipleri olduğu bilinmekte olup, ülkemizde yetiştiriciliği yapılan tipinde kendine döllenme problemi tespit edilmiştir. Bu sebeple bahçe tesisinde mutlak surette tozlayıcı çeşide gereksinim vardır. Tozlayıcı olarak Uslu ve Ayvalık tavsiye edilmektedir. Çok yüksek köklenme oranı sebebiyle çelikle üretilmektedir. Meyvesi erken olgunlaşır, yağ oranı orta düzeyde fakat kalitesi iyidir. Eti çekirdekten kolay ayrılır. Başlıca yeşil salamuralık olarak değerlendirilen bu çeşidin solgunluk, halkalı leke ve zeytin dal kanserine karşı hassas olduğu bilinmektedir.
Memecik:
Ege bölgesi ve ülkemizin en çok ağaç varlığı olan çeşididir. Ağacı kuvvetli gelişir. Kendine kısmen verimli olduğu bilinen bir çeşittir. Tozlayıcı olarak Ayvalık, Gemlik gibi çeşitler önerilir. Meyveleri yüksek yağ oranına sahiptir ve yağ kalitesi yüksektir. Eti çekirdekten zor ayrılır. Hem yağlık hem de sofralık olarak 2 yönlü bir çeşittir. Soğuğa ve kurağa hayli mukavimdir.
ZEYTİN HASTALIKLARI
Zeytinlerde Halkalı Leke Hastalığı
Hastalık etmeni kışı yere dökülen veya ağaç üzerinde kalan canlı ve kurumuş hastalıklı yapraklarda geçirir. Etmenin optimum gelişme sıcaklığı 18-20 oC dir. Hastalık 9 oC’nin altında ve 30 oC’nin üzerinde gelişemez.
İlkbahar ve sonbaharı yağışlı ve nemli geçen bölgelerde hastalık daha yaygın olarak görülmektedir. Ayrıca kuytu ve su tutan yerler, hava ve güneş almayan sık dikilmiş budanmamış zeytinlikler hastalık için uygun ortamlardır. Fazla azotlu gübre ve çiftlik gübresi kullanılması hastalığın artmasına neden olur.
İlk belirtileri ilkbaharda yaprakların üst yüzeylerinde siyahimsi gri renkte yuvarlak noktalar şeklindeki lekelerdir. Bu noktaların bulunduğu yerde renk açılır, daha sonra bunun çevresinde normal yaprak renginde bir halka oluşur ve bu halkalar gelişir. Bu görünüm nedeniyle hastalığa halkalı leke hastalığı denilmektedir.
Yaprakların fonksiyonlarını tam yapamamaları meyve tutumunun azalmasına ve erken meyve dökümüne neden olur. Epidemi yıllarında yaprakların tamamının dökülmesiyle ağaçlar çıplak kalabilirler. Bu durumda kuvvetten düşen ağaçlarda sürgün ve ince dallar kuruyabilir.
Mücadelesi :
Kültürel Önlemler :
a- Taban arazide, ağır ve su tutan topraklarda, havasız ve nemli yerlerde zeytinlik tesis edilmemelidir.
b- Su tutan arazilerde drenaj kanalları açılarak su akıtılmalıdır.
c- Gübreleme ve sulama, tekniğine uygun yapılmalıdır. Kreç bakımından zayıf topraklar kreçlenmeli veya kreçli gübre kullanılmalıdır.
d- Ağaçlar havalanacak ve yeterli ışık alacak şekilde budanmalıdır.
e- Yere dökülen lekeli yapraklar toplanıp yakılmalı veya derince sürülerek toprağa gömülmelidir.
f- Hastalığa dayanıklı çeşitlerin yetiştirilmesine çalışılmalıdır.
Kimyasal Mücadele :
Bölgelere göre değişik zamanlarda yapılır.
Marmara bölgesinde;
1. İlaçlama : Sonbahar sürgünleri görülmeden hemen önce,
2. İlaçlama : Çiçek somakları belirginleştikten sonra, çiçekler açmadan önce,
Akdeniz bölgesinde;
1. İlaçlama : Hasattan sonra,
2. İlaçlama : İlkbahar sürgünleri görülmeden hemen önce,
3. İlaçlama : Çiçek somakları belirginleştikten sonra, çiçekler açmadan önce,
Ege Bölgesinde ;
1. İlaçlama : Sürgünleri görülmeden önce,
2. İlaçlama : Çiçek somakları belirginleştikten sonra, çiçekler açmadan önce.
Etkili Maddenin Adı ve Yüzdesi Formülasyonu Dozu (100 lt. suya preparat)
Bakır sülfat (% 98) +Sönmemiş kireç % 1.5 luk Bordo bulamacı (1.ilaçlamada) 1500 gr. 750 gr.
Bakır sülfat (% 98) +Sönmemiş kireç % 1 lik Bordo bulamacı (2.ilaçlamada) 1000 gr. 500 gr.
Hazırlı bakırlı ilaçlar Islanabilir toz (WP) 400 gr.
İlaçlamalarda yüksek basınçlı motorlu pülverizatörler kullanılmalıdır.
Zeytinde Dal Kanseri
Zeytin dal kanseri genellikle zeytin ağacının gövde, dal ve sürgünlerinde değişik büyüklükte ur ve siğiller şeklinde görülür. Bunların büyüklüğü, etmenin bulaştığı yara büyüklüğü ile orantılıdır. Senelik sürgünlerdeki siğiller küçük ve yuvarlaktır.
Hastalık etmeni bir yara parazitidir. Bitkiye, budama, hasat, don ve dolu sebebiyle oluşan çatlaklardan ve böceklerin açtığı yaralardan giren bakteri bulaştığı yerlerde önceleri küçük siğil şeklinde urlar oluşturur. Birkaç ay içersinde bu urlar irileşerek fındık büyüklüğünü alırlar. Önceleri yeşil renkte olan urlar zamanla grileşir ve üzerlerinde çatlaklar oluşarak pürüzlü bir görünüm kazanırlar. Hastalık sonucunda ağaçlarda kurumaya varan zararlanmalar görülür.
Mücadelesi :
Kültürel Önlemler :
1. Sık sık don olayının meydana geldiği yerlerde zeytin üretimi yapılmamalı,
2. Kanserli fidanlarla zeytinlik tesis edilmemeli,
3. Aşı kalemlerini kansersiz zeytinliklerden almalı,
4. Kanserle bulaşık zeytinliklerde budama işleri rutubetli ve yağışlı günlerde yapılmamalı,
5. Budamaya öncelikle kanserli ağaçlardan başlanmalı, budama aletleri her ağaç değiştirişte %10’luk Sodyum hipoklorit (Klorak) eriyiğine batırılıp dezenfekte edilmeli,
6. Ağaçlara kompoze gübre verilmeli,
7. Sırıkla hasat yapılmamalıdır.
Kimyasal Mücadele :
1. İlaçlama : Hasattan hemen sonra,
2. İlaçlama : Dolu ve don zararlarından sonra,
3. İlaçlama : İlkbahar yağmurları başlamadan önce,
4. İlaçlama : Sonbahar yağmurları başlamadan önce Bordo bulamacı uygulanarak yapılmalıdır.
Özellikle Manisa’nın Akhisar ilçesinde yaygındır. Kuvvetli gelişen bir çeşit olup geniş ve yayvan taç oluşturur. Entansif şartlarda verimi yüksek ve düzenlidir. Çeliklerinin köklenme kabiliyeti çok düşük olduğundan aşı ile üretilmektedir. Meyvesi iridir ve geç olgunlaşır, yağ oranı orta seviyededir. Eti çekirdekten zor ayrılır. Soğuğa hassas olup, zeytin kanserine kısmen dayanıklıdır. Yeşil sofralığa yönelik bir çeşittir.
Gemlik:
Marmara bölgesinin ve ülkemizin başta gelen siyah sofralık çeşididir. Ağacı orta kuvvette olup verimi yüksek ve oldukça düzenlidir. Kısmen kendine verimli olan bu çeşidin tozlayıcıları Ayvalık, Çakır, Samanlı ve Erkence çeşitleridir. Meyvesi erken olgunlaşır, eti çekirdekten kolay ayrılır (Şekil 5). Yüksek yağ oranı sebebiyle sofralığa uygun olmayan daneler yağa işlenmektedir. Soğuğa kısmen dayanıklı bir çeşittir.
Manzanilla:
İspanya kökenli bir çeşittir. Entansif yetiştiriciliğe uygundur ve ağacın gelişme kuvveti orta düzeydedir. Bu çeşidin farklı tipleri olduğu bilinmekte olup, ülkemizde yetiştiriciliği yapılan tipinde kendine döllenme problemi tespit edilmiştir. Bu sebeple bahçe tesisinde mutlak surette tozlayıcı çeşide gereksinim vardır. Tozlayıcı olarak Uslu ve Ayvalık tavsiye edilmektedir. Çok yüksek köklenme oranı sebebiyle çelikle üretilmektedir. Meyvesi erken olgunlaşır, yağ oranı orta düzeyde fakat kalitesi iyidir. Eti çekirdekten kolay ayrılır. Başlıca yeşil salamuralık olarak değerlendirilen bu çeşidin solgunluk, halkalı leke ve zeytin dal kanserine karşı hassas olduğu bilinmektedir.
Memecik:
Ege bölgesi ve ülkemizin en çok ağaç varlığı olan çeşididir. Ağacı kuvvetli gelişir. Kendine kısmen verimli olduğu bilinen bir çeşittir. Tozlayıcı olarak Ayvalık, Gemlik gibi çeşitler önerilir. Meyveleri yüksek yağ oranına sahiptir ve yağ kalitesi yüksektir. Eti çekirdekten zor ayrılır. Hem yağlık hem de sofralık olarak 2 yönlü bir çeşittir. Soğuğa ve kurağa hayli mukavimdir.
ZEYTİN HASTALIKLARI
Zeytinlerde Halkalı Leke Hastalığı
Hastalık etmeni kışı yere dökülen veya ağaç üzerinde kalan canlı ve kurumuş hastalıklı yapraklarda geçirir. Etmenin optimum gelişme sıcaklığı 18-20 oC dir. Hastalık 9 oC’nin altında ve 30 oC’nin üzerinde gelişemez.
İlkbahar ve sonbaharı yağışlı ve nemli geçen bölgelerde hastalık daha yaygın olarak görülmektedir. Ayrıca kuytu ve su tutan yerler, hava ve güneş almayan sık dikilmiş budanmamış zeytinlikler hastalık için uygun ortamlardır. Fazla azotlu gübre ve çiftlik gübresi kullanılması hastalığın artmasına neden olur.
İlk belirtileri ilkbaharda yaprakların üst yüzeylerinde siyahimsi gri renkte yuvarlak noktalar şeklindeki lekelerdir. Bu noktaların bulunduğu yerde renk açılır, daha sonra bunun çevresinde normal yaprak renginde bir halka oluşur ve bu halkalar gelişir. Bu görünüm nedeniyle hastalığa halkalı leke hastalığı denilmektedir.
Yaprakların fonksiyonlarını tam yapamamaları meyve tutumunun azalmasına ve erken meyve dökümüne neden olur. Epidemi yıllarında yaprakların tamamının dökülmesiyle ağaçlar çıplak kalabilirler. Bu durumda kuvvetten düşen ağaçlarda sürgün ve ince dallar kuruyabilir.
Mücadelesi :
Kültürel Önlemler :
a- Taban arazide, ağır ve su tutan topraklarda, havasız ve nemli yerlerde zeytinlik tesis edilmemelidir.
b- Su tutan arazilerde drenaj kanalları açılarak su akıtılmalıdır.
c- Gübreleme ve sulama, tekniğine uygun yapılmalıdır. Kreç bakımından zayıf topraklar kreçlenmeli veya kreçli gübre kullanılmalıdır.
d- Ağaçlar havalanacak ve yeterli ışık alacak şekilde budanmalıdır.
e- Yere dökülen lekeli yapraklar toplanıp yakılmalı veya derince sürülerek toprağa gömülmelidir.
f- Hastalığa dayanıklı çeşitlerin yetiştirilmesine çalışılmalıdır.
Kimyasal Mücadele :
Bölgelere göre değişik zamanlarda yapılır.
Marmara bölgesinde;
1. İlaçlama : Sonbahar sürgünleri görülmeden hemen önce,
2. İlaçlama : Çiçek somakları belirginleştikten sonra, çiçekler açmadan önce,
Akdeniz bölgesinde;
1. İlaçlama : Hasattan sonra,
2. İlaçlama : İlkbahar sürgünleri görülmeden hemen önce,
3. İlaçlama : Çiçek somakları belirginleştikten sonra, çiçekler açmadan önce,
Ege Bölgesinde ;
1. İlaçlama : Sürgünleri görülmeden önce,
2. İlaçlama : Çiçek somakları belirginleştikten sonra, çiçekler açmadan önce.
Etkili Maddenin Adı ve Yüzdesi Formülasyonu Dozu (100 lt. suya preparat)
Bakır sülfat (% 98) +Sönmemiş kireç % 1.5 luk Bordo bulamacı (1.ilaçlamada) 1500 gr. 750 gr.
Bakır sülfat (% 98) +Sönmemiş kireç % 1 lik Bordo bulamacı (2.ilaçlamada) 1000 gr. 500 gr.
Hazırlı bakırlı ilaçlar Islanabilir toz (WP) 400 gr.
İlaçlamalarda yüksek basınçlı motorlu pülverizatörler kullanılmalıdır.
Zeytinde Dal Kanseri
Zeytin dal kanseri genellikle zeytin ağacının gövde, dal ve sürgünlerinde değişik büyüklükte ur ve siğiller şeklinde görülür. Bunların büyüklüğü, etmenin bulaştığı yara büyüklüğü ile orantılıdır. Senelik sürgünlerdeki siğiller küçük ve yuvarlaktır.
Hastalık etmeni bir yara parazitidir. Bitkiye, budama, hasat, don ve dolu sebebiyle oluşan çatlaklardan ve böceklerin açtığı yaralardan giren bakteri bulaştığı yerlerde önceleri küçük siğil şeklinde urlar oluşturur. Birkaç ay içersinde bu urlar irileşerek fındık büyüklüğünü alırlar. Önceleri yeşil renkte olan urlar zamanla grileşir ve üzerlerinde çatlaklar oluşarak pürüzlü bir görünüm kazanırlar. Hastalık sonucunda ağaçlarda kurumaya varan zararlanmalar görülür.
Mücadelesi :
Kültürel Önlemler :
1. Sık sık don olayının meydana geldiği yerlerde zeytin üretimi yapılmamalı,
2. Kanserli fidanlarla zeytinlik tesis edilmemeli,
3. Aşı kalemlerini kansersiz zeytinliklerden almalı,
4. Kanserle bulaşık zeytinliklerde budama işleri rutubetli ve yağışlı günlerde yapılmamalı,
5. Budamaya öncelikle kanserli ağaçlardan başlanmalı, budama aletleri her ağaç değiştirişte %10’luk Sodyum hipoklorit (Klorak) eriyiğine batırılıp dezenfekte edilmeli,
6. Ağaçlara kompoze gübre verilmeli,
7. Sırıkla hasat yapılmamalıdır.
Kimyasal Mücadele :
1. İlaçlama : Hasattan hemen sonra,
2. İlaçlama : Dolu ve don zararlarından sonra,
3. İlaçlama : İlkbahar yağmurları başlamadan önce,
4. İlaçlama : Sonbahar yağmurları başlamadan önce Bordo bulamacı uygulanarak yapılmalıdır.
Etkili MaddeninAdı
ve Yüzdesi Formülasyonu Dozu (100 lt. suya preparat)
Bakır sülfat (% 98) +Sönmemiş kireç % 2'lik Bordo bulamacı (1.,3. ve 4. ilaçlamada) 2000 gr 1000 gr
Bakır sülfat (% 98) +Sönmemiş kireç % 1'lik Bordo bulamacı (2.ilaçlamada) 1000 gr 500 gr
Bakır sülfat (% 98) +Sönmemiş kireç % 2'lik Bordo bulamacı (1.,3. ve 4. ilaçlamada) 2000 gr 1000 gr
Bakır sülfat (% 98) +Sönmemiş kireç % 1'lik Bordo bulamacı (2.ilaçlamada) 1000 gr 500 gr
ZEYTİN ZARARLILARI
Zeytin Sineği
Larvası meyve etinde galeriler açarak beslenir ve özellikle salamuralık çeşitlerin salamuralık özelliklerini azaltarak ve yağlık çeşitlerde asitliğin yükselmesine sebep olarak ekonomik kayıplara yol açar.
Mücadelesi :
Kültürel Mücadele :
Pupalarının yok edilmesi amacıyla kışın derin sürüm önerilir. Ayrıca 3-4 günde bir yere dökülen kurtlu meyvelerin toplanarak uzaklaştırılması önemlidir.
Kimyasal Mücadele :
Zeytin meyvelerinin irileştiği yaz aylarında zeytin meyvesinde zeytin sineğinin vuruk sayımları yapılarak ilaçlamaya karar verilir. Vuruk oranı, salamuralık çeşitlerde %1’e, yağlık çeşitlerde %10’a ulaştığı zaman ilaçlamaya başlanır. İlaçlama uçakla havadan veya yer aletleriyle yapılır.
Zeytin Güvesi
Zararlının larvası yaprak, çiçek ve meyvede zarar yapar, meyve tutumunu engeller.
Kimyasal Mücadele :
Çiçeklerin %4-5 oranında açtığı dönemde çiçek dölüne, meyveler mercimek iriliğine geldiğinde meyve dölüne karşı ilaçlama yapılmalıdır.
Zeytin Kara Koşnili
Larva ve ergin dönemlerinde ağacın öz suyunu emerek beslenir. Aynı zamanda salgıladığı tatlımsı madde karaballık da denilen fumajin oluşturur. Böyle ağaçlar siyah isle bulaşmış gibi görünürler. Beslenmenin engellenmesi sonucunda zeytin ağaçları zayıflar ve ürün miktarı azalır.
Mücadelesi :
Kültürel Mücadele :
Koşnil genelde kuvvetli ağaçlarda daha az zararlı olduğundan zayıf düşmüş ağaçların kuvvetlendirilmesi zorunludur.
Biyolojik Mücadele :
Doğada mevcut faydalı türler koşnili %50’nin üzerinde kontrol edebiliyorsa ilaçlama yapılmamalıdır.
Kimyasal Mücadele :
Yazlık mineral yağ veya bir insektisit ile yaz ilaçlaması yapılmalıdır.
Zeytin Koşnili
Zararını zeytin ağaçlarının gövde, dal, sürgün, yaprak ve meyvelerinde yapan ekonomik yönden önemli bir zararlıdır. Bitki öz suyunu emerek ağaçları zayıflatıp verim azalmasına neden olur. En önemli zararı zeytin daneleri üzerinde yaptığı emgi sonrası siyah lekeler ve şekil bozukluklarına yol açarak ürün kalitesini düşürmesidir.
Mücadelesi :
Kültürel Önlemler :
Kuruyan dallar kesilmeli, ağaçların iyi havalanmasını sağlayacak şekilde budama yapılmalıdır.
Kimyasal Mücadele :
Zararlının mücadelesi daha çok ikinci döle karşı yapılır. Ağaçlar genellikle Ağustos ayında organik fosforlu bir insektisit ile ilaçlanmalıdır.
ZEYTİNCİLİK KANUNU
Tarımsal hiçbir ürüne ait kanun yokken, 1939 yılında zeytin için özel olarak çıkarılan “Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerin Aşılattırılması” hakkında 3573 Sayılı Kanun en son 28.2.1995 tarihinde yeniden düzenlenerek 4086 sayılı kanun çerçevesinde günün şartlarına uygun hale getirilmiştir.
Bu kanun ve bu kanuna dayalı olarak çıkarılan talimatlar; Hazineye ait ve bahçe tesisine uygun yerleri belirlemek, buralarda zeytin bahçesi kurulmasını sağlamak, halihazırda mevcut zeytin bahçelerindeki ürünü çoğaltmak, üretim masraflarını azaltmak, zeytinyağı fabrikaları ve salamurahanelerin modern hale getirilmesi için gerekli bütün tedbir ve düzenlemeleri sağlamak amacıyla hazırlanmıştır.
Zeytin Sineği
Larvası meyve etinde galeriler açarak beslenir ve özellikle salamuralık çeşitlerin salamuralık özelliklerini azaltarak ve yağlık çeşitlerde asitliğin yükselmesine sebep olarak ekonomik kayıplara yol açar.
Mücadelesi :
Kültürel Mücadele :
Pupalarının yok edilmesi amacıyla kışın derin sürüm önerilir. Ayrıca 3-4 günde bir yere dökülen kurtlu meyvelerin toplanarak uzaklaştırılması önemlidir.
Kimyasal Mücadele :
Zeytin meyvelerinin irileştiği yaz aylarında zeytin meyvesinde zeytin sineğinin vuruk sayımları yapılarak ilaçlamaya karar verilir. Vuruk oranı, salamuralık çeşitlerde %1’e, yağlık çeşitlerde %10’a ulaştığı zaman ilaçlamaya başlanır. İlaçlama uçakla havadan veya yer aletleriyle yapılır.
Zeytin Güvesi
Zararlının larvası yaprak, çiçek ve meyvede zarar yapar, meyve tutumunu engeller.
Kimyasal Mücadele :
Çiçeklerin %4-5 oranında açtığı dönemde çiçek dölüne, meyveler mercimek iriliğine geldiğinde meyve dölüne karşı ilaçlama yapılmalıdır.
Zeytin Kara Koşnili
Larva ve ergin dönemlerinde ağacın öz suyunu emerek beslenir. Aynı zamanda salgıladığı tatlımsı madde karaballık da denilen fumajin oluşturur. Böyle ağaçlar siyah isle bulaşmış gibi görünürler. Beslenmenin engellenmesi sonucunda zeytin ağaçları zayıflar ve ürün miktarı azalır.
Mücadelesi :
Kültürel Mücadele :
Koşnil genelde kuvvetli ağaçlarda daha az zararlı olduğundan zayıf düşmüş ağaçların kuvvetlendirilmesi zorunludur.
Biyolojik Mücadele :
Doğada mevcut faydalı türler koşnili %50’nin üzerinde kontrol edebiliyorsa ilaçlama yapılmamalıdır.
Kimyasal Mücadele :
Yazlık mineral yağ veya bir insektisit ile yaz ilaçlaması yapılmalıdır.
Zeytin Koşnili
Zararını zeytin ağaçlarının gövde, dal, sürgün, yaprak ve meyvelerinde yapan ekonomik yönden önemli bir zararlıdır. Bitki öz suyunu emerek ağaçları zayıflatıp verim azalmasına neden olur. En önemli zararı zeytin daneleri üzerinde yaptığı emgi sonrası siyah lekeler ve şekil bozukluklarına yol açarak ürün kalitesini düşürmesidir.
Mücadelesi :
Kültürel Önlemler :
Kuruyan dallar kesilmeli, ağaçların iyi havalanmasını sağlayacak şekilde budama yapılmalıdır.
Kimyasal Mücadele :
Zararlının mücadelesi daha çok ikinci döle karşı yapılır. Ağaçlar genellikle Ağustos ayında organik fosforlu bir insektisit ile ilaçlanmalıdır.
ZEYTİNCİLİK KANUNU
Tarımsal hiçbir ürüne ait kanun yokken, 1939 yılında zeytin için özel olarak çıkarılan “Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerin Aşılattırılması” hakkında 3573 Sayılı Kanun en son 28.2.1995 tarihinde yeniden düzenlenerek 4086 sayılı kanun çerçevesinde günün şartlarına uygun hale getirilmiştir.
Bu kanun ve bu kanuna dayalı olarak çıkarılan talimatlar; Hazineye ait ve bahçe tesisine uygun yerleri belirlemek, buralarda zeytin bahçesi kurulmasını sağlamak, halihazırda mevcut zeytin bahçelerindeki ürünü çoğaltmak, üretim masraflarını azaltmak, zeytinyağı fabrikaları ve salamurahanelerin modern hale getirilmesi için gerekli bütün tedbir ve düzenlemeleri sağlamak amacıyla hazırlanmıştır.
2004, 10 (3) 353-357
Gemlik Zeytin (Olea europaea L.) Çeşidinde Farklı Dönemlerde Uygulanan Bazı Yaprak Gübrelerinin Meyve Verim ve Kalitesi Üzerine Etkileri (Türkçe)
Gemlik Zeytin (Olea europaea L.) Çeşidinde Farklı Dönemlerde Uygulanan Bazı Yaprak Gübrelerinin Meyve Verim ve Kalitesi Üzerine Etkileri (Türkçe)
Mücahit Taha ÖZKAYA
Ankara Üniv. Ziraat Fak. Bahçe Bitkileri Bölümü-Ankara
Ankara Üniv. Ziraat Fak. Bahçe Bitkileri Bölümü-Ankara
Dünyada zeytin
alanlarında olduğu gibi, ülkemizde de zeytin ağaçlarının çoğunluğunda genelde
sulama ve gübreleme yapılmamaktadır. Bu koşullarda etkili klasik gübreleme
uygulamaları kısıtlanmaktadır. Yapılan çalışmalarda genelde zeytin ağaçlarının
yapraklarında azot, potasyum, fosfor ve bor eksikliği belirlenmiştir. Ancak
genç yapraklara yapılacak uygulamalar, dokuya zarar verme riskini ve çiçeklenme
öncesi besin maddelerinin verilmesindeki gecikmeyi önemli derecede arttırmaktadır.
Zeytinin yapraktan gübrelenmesi konusunda tümüyle etkili bir yöntem
bulunamamıştır. Bünyesinde tamamen organik olan Fertivant adlı yapıştırıcı
içeren, N, P, K ve/veya B [(10-33-21+1,8B) ve (8-16-40)] içeren zeytine özgü
konsantrasyonlarda hazırlanmış olan multi-mineral yaprak gübreleri ile
özellikle sofralık zeytinde meyve kalitesini ve verimini artırıcı yönde olumlu
etkiler elde edilmiştir. Bu çalışma sonucunda özellikle çiçeklenme öncesi P, B
ve K ağrılıklı; küçük meyve döneminde ise, K ağırlıklı gübrelemenin birlikte
uygulanması tavsiye edilmektedir.
Anahtar Kelimeler: zeytin, Olea europaea
L., yaprak gübresi, verim, kalite, bor, Gemlik
AB standartlarına göre sızma yağın asit oranının
0.8’i geçmemesi gerekiyor. Türkiye’deki Ayvalık dışında Nizip yağı da bu oranı
veriyor. Gemlik’i de rafineri ederek bu aşamaya getirmek mümkün. Ancak rafineri
Gemlik, diğer testlerde sınıfta kalıyor. Çünkü sızma yağın meyvemsilik, acılık,
yakarlık olarak sıralanan üç niteliği taşıması gerekiyor. Testler daha doğrusu
tadımlar, Uluslararası Zeytin Konseyi bünyesinde oluşturulan panellerde
yapılıyor. Zeytin uzmanları, tıpkı birer degüstatörün şarap tadımı gibi
zeytinin yağını tadıp kokluyorlar. Yağlara 0’dan 10’a kadar puan veriliyor.
Rakam ne kadar yüksekse, yağ da kadar değerli oluyor. Bu rakamlar yağın
taşıması gereken güzel özellikleri. Bir de 16 hata testi var. Bir yağın sızma ünvanını
alabilmesi için posa tadından metal tadı ve kokusuna kadar 16 hatanın hiçbirini
içermemesi gerekiyor.
Türkiye’deki üretim sızma yağ sınıfında sayılmıyor. Bunun nedeni sadece markalaşamaması ve dünyaya açılamaması değil. Nedenler arasında Uluslararası Zeytinyağı Konseyi’ne üye olmadığı için resmen panel kuramaması da var. Türkiye ne kadar kaliteli zeytinyağı üretirse üretsin, bunu kanıtlama şansı bulunmuyor. Tabii bu Türk yağının sızma ünvanıyla dünyayı dolaşmadığı anlamına gelmiyor. Dökme usulle yapılan ihracat, İtalya ve İspanya gibi ülkelerin ithalatçıları tarafından Türk yağının ederinin dörtte birine alınıp, şişelenip ambalajlanarak sızmaya dönüştürülmesi sonucuna yol açıyor.
Sofralık 4, yağlık 1 kazandırıyor
Gemlik türüne ilginin ardında yatan neden düşük fidan maliyeti ve yetiştirme tekniğinin yağlık zeytine göre kolay olması. 2005 rakamlarına göre, Gemlik zeytin fidanı 1.2 ila 1.8 YTL’ye satılırken, Ayvalık türü fidanlar 1.8 ila 2.5 YTL’den alıcı buluyor. Sofralık zeytin üreticisine daha az maliyet çıkarmakla kalmıyor. Kazancı da yağlık zeytinden yaklaşık 3 kat daha fazla. Sofralık zeytinin kilosu üreticiye 2 ila 4 YTL kazandırıyor. Ortalama 5 kilo zeytinden bir kilo yağ çıkıyor. Yağın üreticiden çıkış fiyatı 5.800. Bu durumda yağlık zeytinin kilosundan elde edilen kazanç 1 YTL’ye düşmüş oluyor.
ZEYTİN FİDANI SEÇİM, DİKİM VE BAKIM ÖNERİLERİ
|
Zeytin ağacı Akdeniz ikliminin hakim olduğu
yerlerde yetişir. Ülkemizde başta Ege Bölgesi olmak üzere Marmara, Akdeniz,
Güneydoğu ve çok az miktarda Karadeniz Bölgesi’nde yetiştiriciliği
yapılmaktadır.
Fakir toprakların zengin ağacı olarak bilinen zeytinin,
iyi bakım koşullarında (dengeli besleme, sulama, budama) çok daha verimli
olduğu bilinmektedir. Zeytin ağacı -7 C’nin altındaki sıcaklıklarda zarar
görebilmektedir. Yıllık yağış miktarı 400 mm’nin altında olan yerlerde ise
ekonomik olarak yetiştiriciliği yapılmamaktadır.
Zeytin fidanı üretimi çelik ve aşı ile yapılmaktadır.Ülkemizde
28 adet tescilli çeşit olsada yaygın olarak yetiştirilen çeşitlerimiz; Ayvalık,
Domat, Gemlik, Manzanilla dır. Müdürlüğümüzde Ayvalık, Gemlik ve Manzanilla
çeşitleri çelikle, Domat çeşidi ise aşı ile üretilmektedir.
ÇEŞİT SEÇİMİ
|
Zeytin bahçesinin tesisinde en önemli konuların
başında çeşit seçimi gelmektedir. Çünkü yapılan tercih ömrü çok uzun olan bir
bitkinin seçimi olduğundan değerlendirme şekli belirlenmeli çeşit ona göre
tercih edilmelidir. Müdürlüğümüz de üretilen çeşitlerden yağlık, yeşil çizme ve
sele zeytin için Ayvalık, siyah salamura yapımı için Gemlik,
yeşil kokteyl için Domat çeşitleri önerilmektedir.
FİDAN SECİMİ
|
Fidanlar güvenilir yerlerden temin edilmelidir.
Sertifikalı veya en azından kontrollü fidan yetiştiren yetiştiricilerden fidan
temin edilmeli, hastalık ve zararlılardan temiz olmalıdır. Özelikle son
yıllarda kök ur nematodları büyük sorunlar oluşturmaya başlamıştır.
Fidanlarda 1-2 yaş arası olanlar tercih edilmeli
bahçeye daha iyi uyum sağlayacağı göz önüne alınmalıdır. Eğer daha yaşlı fidan
dikmek zorunda kalırsak köklerde dedeleşme olup olmadığına bakmalı, eğer böyle
bir sorun vara dikimden önce mutlaka kök budaması da yapılmalıdır.
FİDANLARIN
DİKİMİ
|
Toprağın Hazırlanması:Toprak dikimden önceki sonbaharda derince işlenmelidir.
Toprağın drenajı ve tesviye işlemleri yapılmalıdır. Meyilli alanlarda kurulacak
zeytinliklerde teraslama işlemi gereklidir.
Fidan Dikimi Zamanı:Zeytin fidanları Ekim-Mart ayları arsasında
dikilebilir. Toprağın donuk olmamasına dikkat edilir.
Dikim
Aralık ve Mesafeleri:Zeytinlik tesis edilirken dikim aralıkları çeşide, bölgenin iklim ve toprak
koşullarına, ağacın alacağı taç büyüklüğüne göre değişebilmektedir.
Habitus Şekli
|
Kare dikim
|
Dikdörtgen Dikim
|
Küçük
|
5X5
|
4X6
|
Orta
|
6X6
|
5X7
|
Büyük
|
7X7
|
6X8
|
Dikim Çukurları:Zeytin fidanı dikiminde 80X80 cm boyutlarında çukur
açılmalıdır. Ne kadar geniş çukur açarsak zeytinimizin o kadar hızlı
gelişeçeğini unutmamalız. Çukur açılırken üst ve alt toprak ayrı ayrı
konulmalıdır.

Fidanın dikiminden sonra ilk gelişim yıllarında besin
ihtiyacını karşılayabilmek için dikim çukuruna temel gübreleme yapılmalıdır.
Yeni kurulan zeytinlik tesislerinde fidanları dikmeden
önce toprak örnekleri alınarak analizlerinin yaptırılması ve önerilen dozlarda
temel gübreleme uygulaması yapılmalıdır.
Toprak analizi yaptırma imkanı olmayan yerler için dikim
çukuruna ve ilk yıllarda fidanlara aşağıdaki belirtilen gübreleme yapılmalıdır.
Her dikim çukuruna;
-10-15 kg. yanmış çiftlik gübresi,
-500 gr. triple süper fosfat(%48),
-500 gr. Potasyum sülfat(%50) verilmesi uygundur.
Temel gübrelemeden sonra fidanlara 1. yılını doldurduktan
sonra 100 gr. Amonyum sülfat,2. yıl 200 gr. Amonyum sülfat, 3. yıl 500 gr. Amonyum
sülfat verilebilir. Fidan çukuruna konulacak çiftlik gübresi zararlı ve
hastalıklara karşı ilaçlanmalıdır.
Ağaçlar ürüne yattıktan sonra ve mahsul döneminde de
yaprak ve toprak örnekleri alınarak gübre uygulamaları yapılmalıdır.
Dikim:Çukurun dip kısmına potasyum ve fosforlu gübreler ile
hayvan gübresi ve üst toprak karıştırılarak konulur.Bunların üstüne bir miktar
toprak konularak kökün gübre ile direkt teması önlenir. Tüplü fidan
torbalarından tutularak çukurların yanına getirilir. Toprak dağıtılmadan tüpten
çıkartılır. Fidan çukurun ortasına konur. Fidan bahçenin toprak seviyesinden
5-10 cm. derine dikilmelidir. Daha önceden çıkan alt toprak ve çiftlik gübresi
ile kenar boşluklar doldurulur.Şıkıştırma işlemi iki seferde yapılır. Önçe
çukur yarı dolu iken sonra tam dolu iken iyice toprak sıkıştırılır. Kalan
toprakla fidanın çevresine çanak yapılır ve mutlaka can suyu verilir. Hakim
rüzgar yönünde herek dikilerek gevşek şekilde bağlanır.
ŞEKİL
BUDAMASI VE BAKIM
|
Fidanın kuvvetli gelişmesi için ilk iki yıl çok iyi
bakılmalıdır.Bu süre içinde sadece topraktan itibaren 40-50 cm. deki
sürgünlerde uç alma yapılmalıdır. Fidanlara ilk iki yıl sonra şekil budaması
uygulanmalıdır.
http://www.ziraatci.com/yetistir/sayfa.asp?konuid=62
ZEYTİN ÇEŞİTLERİNİN ÖZELLİKLERİ:
Memecik:Ege bölgesinin
en yaygın çeşididir. Kurağa dayanıklıdır. Ağaç orta büyüklükte ve gevrek
yapıdadır. Verimli yan dallan sarkık büyüyen taçlar oluşturur. Yeşil ve
siyah'salamuraklık olarak değerlendirildiği halde yağlık bir çeşittir. ' Dane
orta irilikte, topan ve ucu sivridir. Yağ oram %28 dir.
Ayvalık (Edremit):Orta
büyüklükte taç oluşturur. Genç dallar önce dik büyür sonradan sarkmaya başlar.
Genç dalların rengi açık zeytin yeşilidir. Dallanma seyrek olur. Kurağa hassas
olup periyodisite eğilimi azdır. Yağlık çeşit olduğu halde pembe iken salamura
olarak da değerlendirilir. Dane küçük ve yuvarlakçadır. Geç olgunlaşır ve uzun
süre ağaç üzerinde kalabilir. %24 yağ içerir.
Domat:Ülkemizin en iyi
yeşil salamuralık zeytin çeşididir. Ağaç kuvvetli büyür. Düzenli budandığı ve
toplama genellikle elle yapıldığı için periodisite hafif olur. Fidan dikiminde
mesafeleri fazla tutmak gerekir. Yağ oranı %23 civarında olup, etli bir
zeytindir. Ağacın genel görünümü diğer zeytinlere oranla daha yeşil olup, killi
toprağa ve sulanan arazilere önerilk.
Uslu:Akhisar yöresinin
yağlık bir çeşidi olup, siyah salamuralık olarak da kullanılır. Ağacı çok
kuvvetli büyüyen, büyük taçlı bir çeşittir. Dallar hafif sarkık olup, dar
açılıdır. Meyveleri iri, uzunca, parlak, siyana yakın mor renktedir. Erkenci,
hastalıklara dayanıksız, olgunluk döneminde kolay tane döken bir çeşittir. Yağ
oranı %18-20'dir.)
Gemlik:Siyah
salamuralık bir çeşittir. Dane rengi parlak siyah, şekli düzgün ve yuvarlağa
yakındır. Çekirdek etten kolay ayrılır, yağ oranı %30'dur. Ege bölgesinde dane
kabuğu kalınlaşır ve renk matlaşır.Terbiyesi kolay, fazla aralık istemeyen
entansif sisteme uygun bir çeşittir.' Yüksek nem ister ve soğuğa dayanıklıdır.
Çabuk köklendiği için şişlemeyle üretimde kullanılmaya uygun bir çeşittir. ,
1-ZEYTİNLİK KURULMASI:
Extansif (klasik) Zeytin Yetiştiriciliği:Eski zeytinlikler genellikle diğer kültürlere
elverişli olmayan fakir ve meyilli topraklarda kurulmuşlardır.Extansif zeytin
yetiştiriciliğinde başlıca 2 yöntem uygulanmıştır. Birincisi yabani zeytinlerin
(delicelerin) yerinde aşılanması suretiyle tesisler, diğeri de sökülen
delicelerin ya da diğer üretim materyallerin (dip sürgün, yumru, çelik ve aşılı
fidan) az verimli ve derin topraklı yerlerde dikilmeleri suretiyle kurulan tesislerdir.Yabani
zeytinlerin aşılanmasıyla tesis edilmiş zeytinliklerde ağaçların beslenme ve
güneşlenme yönünden birbirlerine zarar verecek şekilde sık oldukları durumlarda
ürün verimlerinde azalmalar görülmektedir. Ayrıca kültürel önlemler için modern
aletler kullanılamamaktadır.Çeşitli üretim materyallerinin dikimi suretiyle
oluşturulan tesislerde dikim aralık ve mesafeleri çok geniş tutulmuş, zeytin
ağacı sayısı dekara 10-20 adede kadar indirilmiştir. Bugün bu tip
zeytinliklerde aradaki boş alanlardan yararlanmak amacıyla yapılan ara ziraatı
zeytinin zayıflamasına, geç gelişmesine ve verimden düşmesine yolaçmaktadır.Bu
sorunlar zeytinciliğin entansif duruma getirilmesiyle çözüme ulaştırılmıştır.
Rantabl çalışmalara uygun olan yerlerde entansif zeytin bahçeleri
kurulmaktadır.
Entansif Zeytin Yetiştiriciliği:
Entansif zeytincilik şöyle özetlenebilir;Uygun ekolojik koşullarda her türlü yatırım yapılarak
ve plantasyonun her türlü teknik zorunluluklarını yerine getirerek zeytinliğin
verimsiz dönemini mümkün olan en kısa zamana indirmek ve en yüksek verim
devresine mümkün olan en kısa sürede ulaşmaktadır.
Entansif zeytinciliğin temeli şu noktalarda toplanabilir:
1-Birim
alandaki ağaç sayısının arttırılması,
2-Birim
alandan alınan ürün miktarının artünlması, -*
3-Birim
miktardaki ürüne düşen maliyet masraflarının azaltılması, Bu prensiplerin
ışığında, entansif zeytinlik- tesisinin genel karakterleri:
-Modern
zeytin bahçesi kapama zeytinlik şeklindedir ve ara mahsul yetiştiriciliği
yoktur. Topografik bakımdan modern alet ve makina kullanılmasına elverişlidir.
-Ağaçlar
aynı yıl dikilmiş olup, çeşit özelliği ve gelişim yönünden tümüyle homojendir.
-Plantasyonlar
küçük boylu, alçaktan taçlandırılmış ağaçlardan meydana gelmektedir.
-Ağaçlar
arası aralık ve mesafeler mümkün olduğunca azaltılmış, dolayısıyla birim alana
fazla sayıda ağaç dikilmiştir.
-Sulama,
toprak işleme, gübreleme ve mücadele vardır. Budama hafif ve ilk yıllarda
sadece seyreltme şeklindedir.
2-ZEYTİN YETİŞTİRİCİLİĞİNDE ÜRETİM METODLARI:
Zeytin
üretim metodlan 2 grup altında toplanmaktadır.
A-Vegatatif (Eşeysiz) Üretim:Bu metodun esasını çelik, obur, yumru, sürgün gibi ağaç parçalanmn
köklendirilmesi oluşturur. Bu metodla her fert kendi irsi vasıflarını devam
ettirir.
B-Generatif (Eşeyli) Üretim:Bu metodun esası çekirdekten elde edilen çöğürlerin ve ergin ağaçların
aşılanmasıdır. Tohumla üretmede, çoğunlukla nesillerde az veya çok bir açılma
görülür.
Dünyadaki
zeytin ağacı varlığının %98 ne sahip bulunan Akdeniz sahil şeridinde yer alan
memleketlerde yetiştiriciliğin 19. yüzyılın sonlarına kadar kalın dal
çelikleri, yumrular ve köklendirilmiş oburlar kullanılmak suretiyle yapıldığı
bilinmektedir. 1880 yılından başlayarak'özellikle yeni endüstiriyel zeytin
bahçelerinin kurulmasında-kullanılacak vegatatif materyalin, ihtiyacı
karşılayamaması genaratif üretim tipinin fidan çoğaltımında ağırlıklı olarak
uygulanmasında zorlunluluk yaratmış ve bu yolla ihtiyacı karşılayacak çok
sayıda fidanı üretmek mümkün olmuştur.
1940
yılından sonra bir yıllık zeytin çeliklerinin köklendirilerek üretim materyali
olarak kullanılması konusunda başlatılan çalışmalarda büyük ilerlemeler
kaydedilmiş ve (Mist PROPAGATION), şişleme metodu ile geniş çapta uygulamaya
geçilmiştir.
Ancak
şişleme metodunda, materyal sağlama konusundaki güçlük aşılmış olmasına rağmen
çok masraflı olması ve materyallerin fidan üretimine uygun olmaması gibi
problemlere henüz çözüm getirilememiştir. Tüm bu hususlar dikkate alınarak
generatif üretim, zeytincilikte önemini korumaktadır.
EKİLECEK TOHUMDA ARANILACAK ÖZELLİKLER VE TOHUM TEMİNİ:
Generatif
üretimde çöğür temininde kullanılmak üzere tohumlar şu 2 kaynaktan elde edilir.
( -
1-Olivaster
(Oleaster)(Yabani Zeytinler çekirdeklerinden.
2-Kültür
çeşitlerinin çekirdeklerinden.
-Yabani
zeytinler kolay temin edilmesine karşın, tohumluk özellikleri açısından bir çok
istenmeyen özellikler de gösterirler.
-Yabani
zeytinlerin çekirdeklerinden çok çeşitli tipte çöğürler meydana gelir. Bunların
gövdelerinde meydana gelen anormal dallanmalar yastıklarda karşılıklı olumsuz
etkiler yapmaktadır. Oysaki kültür çeşitlerinin çekirdeklerinden daha mütecanis
ve genellikle tek sürgün üzerinden gelişen çöğürler meydana gelmektedir.
-Yabani
zeytin çekirdeklerinin çimlenme güçleri kültür çeşitlerine göre çok zayıftır.
-Yabani
zeytinlerin çöğürlerinde internodyum aralan çok kısa, gövde kabuklan çok
incedir. Bu nedenle aşı için uygun bir ortam bulmada zorluk yaratırlar. Aşı
tutma oranlan da bir hayli düşüktür.
-Yabani
zeytin çöğürlerinin soğuğa dayanıklıkları düşüktür.
-Tüm
bunlardan sonra yabani zeytin kullanılmasının zorunlu olduğu hallerde ak delice
tipinin, kara delicelerden daha uygun olacağını belirtmekte yarar vardır. Çünkü
ak deliceler çeşidi özellikleriyle kültür çeşitlerine daha fazla yakınlık
göstermekte ve anaçlık vasıflan kısmen daha uygun olmaktadır.
-Son
yıllarda zeytinci ülkelerde, generatif üretimde tohum kaynağı olarak kültür
çeşitleri kullanılmaktadır. Zeytinde çekirdeklerin kabuk kalınlığının, çimlenme
yüzdesi ve çimlenme gücü üzerinde önemli etkisi vardır. Çekirdek küçüklüğü
çimlenme yüzdesinin düşük olacağını göstermez.
TOHUMLARIN EKİME HAZIRLANMASI:Bunda ilk iş meyve etinin çekirdekten ayrılmasıdır. Günümüzde bu
işlemde, Âcapulco tipi çekirdek çıkarma makinası kullanılmaktadır. 'Bu aletin
özelliği embriyoya herhangi bir zararlı etki yapmadan eti çekirdekten
ayırmasıdır. Bu tip makınalar Türkiye'de yoktur. Eti çekirdekten ayırmada diğer
bir yöntem danelerin yan yanya kum ve odun talaşı veya pirinç ile
karıştırılarak yağ fabrikalarında sıkıştınlmasıdır.Çekirdeklerin etten
ayrılmasında basit ve bizde çok kullanılan bir yöntemde, toplanan tohumluk
zeytin donelerinin sert ve düzgün bir ceminde 2-3 cm kalınlıkta yaydıp lastik
çizıneli işçiler tarafından çiğnenmesidir. Böylece ezilen eti kısmen ayrılan
çekirdekler alta geçmeyecek sıklıktaki elekler üzerinde hafif su verilmek
suretiyle kalın telli fırçalarla ovulmakta ve üzerlerindeki et kalıntıları
tamamiyle uzaklaştırılmaktadır.Bundan sonra çekirdekler % -5 lik kostik (NaOH)
eriyiğinde çekirdek kalınlıklarına göre 15-20 dakika41e 5-6 saat arasında
tutulurlar.Burada amaç özellikle yağ tabakasının uzaklaştırılmasıdır. Aynı amaç
için kül suyu da kullanılabilir. Kestikle muameleden sonra çekirdekler su ile
iyice yıkanırlar.Zeytin çekirdeklerinin zayıf ve çürük embriyo içerenlerinin
ekilmeden önce anlaşılması için çekirdeklerin 4-6 saat süre ile tuzlu suda
-tutulup, su üzerinde yüzenlerin uzaklaştırılmasından sonra diğerlerinin tatlı
su ile bir kaç defa yıkanmaları da uygulanan yöntemlerden biridir.
KATLAMA:Ilıman iklim
tohumlarının bazılarında bir dinlenme devresinin olduğu bilinmektedir. Tohumun
ana bitkiden ayrıldıktan sonra canlılığını korumasına karşın, bir müddet
çimlenmemesi şeklinde oluşan durumu ortadan kaldırıp çimlenmeyi sağlayabilmek
için, tohumların kış boyunca nemli bir kum veya toprak tabakası arasında
tutulması gerekmektedir. Tohumun embriyosunu çimlenme olgunluğuna getiren bu
işleme, katlama denilmektedir.
İyi Bir Katlama İçin Gerekli Şartlar:
1-Düşük
sıcaklık
2-Nemin
tohum tarafından alınması
3-îyi
bir havalandırma
4-Belirli
bir zaman süresi
Embriyonun
çimlenme olgunluğuna gelebilmesi için 3-7 °C arası en uygun sıcaklıklardır.
Tohum kuruma veya havalandırma azlığı çimlenme olgunluğuna gelmede yavaşlatıcı
veya durdurucu bir etkiye neden olur. Sonbaharda hasat edilen zeytinin tohumlan
hasada izleyen 2. İlkbahara kadar çimlenmezler. Tohum kabuğunun su geçirmemesi
dinlenmenin esas nedenleridir.
Başlıca Katlama Şekilleri:
1- 60 cm derinlikte
hendek dibine 8-10 cm taş,üzerine 5 cm kalınlıkta hafif toprak, (1/3 kum, 1/3
yanmış gübre, 1/3 funda toprağı) konur. Bunun üzerine 2 cm kalınlıkta çekirdek
serilir. Tekrar 2 cm kum konulur. Hendek doldurulur en üste yine kum konur. Üst
kısım hasır ile örtülür. Nem kontrol edilir. Gerekirse süzgeçli kova ile su
verilir. Çekirdeklerin %10-15'i çatlayınca katlamaya son verilir.
2- Kümbet usûlü
katlama; l m çapında 7-8 cm kalınlığında, zemine çakıl taşı konur. Bunun
ortasına l m uzunluğunda 7-8 cm çapında delikli ve üst kısmı kapaklı bir boru
yerleştirilir, l kat kum, l kat çekirdek konarak yukarıya koni şeklinde
yükseltilir. Koninin etrafı 3-4 cm kalınlığında balçık şeklinde bir çamur ile
sıvanır. Nem kontrol edilir. Gerekirse borudan su verilir.
3- Sandık içinde
yapılan katlama; Bu usulde katlama yapılan odanın ısısı 20-25 °C de sabit
tutulmalıdır. Sandıklar değişik boyutta olabilir. Sandığın tabanında havalanma
ve suyun sızması için l cm çapında 8-10 delik bulunur. Tabana 3-4 cm kum
serilir, üzerine l kat çekirdek, 2 cm kum, tekrar çekirdek yerleştirilir. En
üst kum olacak şekilde en üst kısımda 3 cm kalana kadar sandık doldurulur ve
çuval serilir. 7-10 günde bir ılık su ile sulama yapılmalıdır.
TOHUM EKİMİ:Ekimde
soğuk yastıklar, sıcak yasaklar ve seralar kullanılır. Yastıkların
hazırlanmasında toprakların her yıl değiştirilmesi, temizlik ve hastalıklarla
mücadele açısından gereklidir.
Soğuk Yastıklar:
Sonbahar ekimi, iklimi müsait yerlerde uygun olabilir. Ekim zamanı eylül-kasım
aylandır. Metrekareye 3-6 kg tohum atılır, üzerine 1/3 kum, 1/3 funda toprağı,
1/3 yanmış elenmiş gübre karşınımdan 2-4 cm lik kapak atılır, süzgeçli kova ile
sulanır. Ot alma, sulama, soğuktan koruma, kaymak kırma gibi bakım işlemleri
yürütülür.
Sıcak Yastıklar:
Doğu-Batı istikametinde hazırlanırlar, l m. genişlikteki yastıkların kuzeye
bakan tarafları 50-60 cm güneye bakan tarafları ise 20-30 cm yüksekliktedir.
Tabana 15-20 cm kalınlıkta yanmış hayvan gübresi bunun üzerine 1/3 oranında
kum, yanmış gübre, funda toprağından 15-20 cm. konur. Daha sonra çekirdekler
konur, 2-4 cm.lik harç ile örtülür. İyice bastırılır, can suyu verilir. Bu
yastıklarda ekim zamanı ekim-kasım aylandır. Yastıkların üzeri cam çerçeveyle
kapatılır. Don yapabilecek havalarda ayrıca üzerlerine hasır örtülür. Bu tür
yastıklarda çekirdekler daha erken ve daha iyi çıkabilir.
Seralar: Sulama,
havanın nisbi nemi ve ısı tekniğine uygun şekilde ayarlanır. Seralarda ekim
zamanı, Ekim ayının sonlandır. Seradaki yastıkların tabanına 4-5 cm çakıl
döşenir. Üzerine 15 cm. funda toprağı, onun üstüne 10 cm. harç yayılır, sulanır
ve çekirdekler serilir, daha sonra 3-4 cm harç serilip süzgeçli kova ile can
suyu verilir. Sera içinde uygun ısı 23-25 °C nisbi nem ise %70 olmalıdır.
ÇÖĞÜRLERİN ŞAŞIRTILMASI:Yastık
ve seralarda çimlenip gelişen çöğürlerin şaşırtma tavalarına nakli Mart sonunda
başlar, nisan ayında devam eder. Bu dönemde çöğürler 6-8 yapraklı hale
gelmişlerdir.Metrekareye 7-8 kg yanmış koyun gübhttps://www.tohumgubre.com/british-seeds/peyzaj-gubreleri/park-ve-bahce-urunleri/9-23-14-cim-baslangic-ve-kislik-bakim-gubresi/1/273.aspxresi toprakla iyice
karıştırılıp tavalar hazırlanır. Dikimden l gün önce.yastıklardaki çöğürler
güzelce sulanır. Böylece sökümleri kolaylaşır. Bozuk olan çöğürler atılır.
Sağlam olanlar 10x10 cm. aralıklarla dikilir. Dikimden sonra can suyu
verilir.Daha sonra tavalarda ot ayıklama, çapalama, gübreleme, sulama, ilaçlama
gibi kültürel işlemler yapılır.
ÇÖĞÜRLERİN AŞILANMASI:Şaşırtma
tavalarına dikimlerinden 1 yıl sonra yaklaşık 30-70 cm. boya ve boğaz
noktasında 5 mm. çapa erişince (kurşun kalem kalınlığında) aşılanır. En uygun
aşı çoban aşısıdır. Çoban aşısında kalemler bir yıl önceki sürgünlerden alınır.
Kalemler 2 yaprak, 2 göz içermelidir. Yaprakların 2/3 ü kesilerek su uçma
yüzeyi azaltılır. Aşı yapmak için fazla rüzgarlı olmayan günleri : seçmekte
yarar vardır.
VEGATATİF ÇOĞALTMA YÖNTEMLERİ:Çöğür aşılama ile fidan yetiştiriciliğinin uzun zamana gereksinim
göstermesi ve yeterli sayıda fidan elde edilemeyişi nedeniyle vegetatif yolla
fidan üretimine önem verilmesi gerekmektedir.
Vegatatif
üretim
1-Yumnılarla
2-Dip
sürgünleriyle (Obur, kanırtmaç)
3-Çeliklerle
Yumrularla: Zeytin ağaçlarının gövde veya turbu üzerinde oluşan
şişkinliklere, yumru denir. Bu yöntem Türkiye'de Güney Anadolu bölgesinde
uygulanmaktadır. Su ve sulama imkanı kıt olan yerlerde uygundur. Yumrular kalem
ile anacın uyuşmazlığında budama veya çarpmadan oluşan yaraların kapatılması
sırasında yaşlı, bakımsız, yeterince aktivite göstermeyen ağaçlarda oluşur.
Yumrular
genellikle 0,5-5 kg ağırlıktadır. Ağaca zarar gelmeyecek şekilde bir ağaçtan
2-5 yumru çıkarılabilir. Kurak yerlerde dikilecek yumruların ağırlıkları fazla
olmalıdır.
îyi bir yumruda:
1-Yumrunun
kabuğu yeterince kalın olmalı kabuk yaralanmamalıdır.
2-Kabuk
altındaki odun kısmı kalın ve sağlıklı olmalıdır:
3-Yumrular
açık renkli, düzgün kabuklu olmalı, üzerinde uyur gözlerin olduğunu gösterir
hafif kabaralar olmalıdır.
4-Yumru
çıkarılırken odun kısmı oldukça düzgün olmalıdır.
5-Yumrudan
çıkan sürgünler, fazla dallar kesilmelidir.
Ağaçtan
çıkarılan yumru hemen dikilmezse serin, rüzgar tutmayan gölge bir yerde 24-28
saat saklanabilir. Daha uzun süre bekletmek yada bir tarafa nakletmek zorunun
ise, ıslak çuval talaş veya yosun arasında bilhassa nem kaybettirmeyen naylon
keseler içinde 8-10 gün dayanır. Uzun zaman kurak şartlarda kalmış yumruların
dikimden evvel 3-5 saat su içinde bırakılarak şişirilmesi gerekir.
Yumruların Dikileceği Çukurların Hazırlanması ve Dikim Zamanı
Yumruların
dikileceği çukurların derinlik ve genişliğine kadar fazla olursa o kadar iyi
olur. Bu ağır topraklar için 100x100x80 cm hafif topraklar için 80x80x80 cm
olmalıdır.Dikim mevsimi olarak Kasımdan Nisana kadar devam eder.îyi bakım
şartlan sonucunda 35-40 gün sonra sürgünler toprak yüzeyine çıkar.Dikim
yapılacak toprak ağır ise dibine 15-20 cm taş ve çakıl bunun üzerine 35-40 cm
gübre karıştırılmış üst toprak yumrunun üzerine 3-4 cm kalınlığında kum veya
alüviyal toprak, serpilir. Çukurun kenarları aynı seviyeyi alıncaya kadar
gübre+toprak karışımı konur. Yumru toprağın 20 cm altında kalmalıdır. Bu miktar
ağır topraklarda 10 cm, süzek topraklarda 30 cm olmalıdır, süzgeçli kova ile
sulanmalıdır. Toprak yüzeyinde oluşan kaymak tabakası kırılmalıdır. Yumrunun
üzerine taş, tahta, toprak, samanla gölgelik yapılır.Buna evcik denir.
Evciğim Faydalan:
1-Toprak
kabarık ve yeterli nemde kalır.
2-Yumrudan
çıkan sürgünler güneş ve rüzgardan korunur.
3-Her
sulama sonunda kaymak kırma zorunluluğu ortadan kalkar.
4-Daha
fazla su kullanılmasını önler. Sürgünler 35-40 cm olunca evcik kaldırılmalıdır.
Yumrudan Üretmenin Yararları:
1-Yumrular
iyi seçilip tekniğine uygun dikilirse tutma oranı yüksek olmaktadır.
2-Kültür
çeşitlerinden alınırsa aşı zorunluluğu ortadan kalkar.
3-Yumrudan
yetiştirilen ağaçlar daha düzgün olmaktadır.
4-Doğrudan
yerlerine dikildiklerinde kısa sürede fidan üretimi gerçekleşmektedir.
5-Yaşlı
zeytinlik varsa masrafsızca yumru elde etmek mümkündür.
Sakıncaları:
1-Yumrular
genç ve ürün vermekte olan ağaçlardan alınırsa ağaç yıpranır, verimden düşer.
2-İstenilen
çeşitten yeterli büyüklükte ve çok miktarda yumru bulmak güçtür.
3-Anaç
delice olan ağaçlardan alman yumrularda, tekrar aşı yapılma zorunluluğu vardır.
Dip Sürgünleriyle:Zeytin
ağaçlarının turbundan çıkan sürgünlere dip sürgünü denilmektedir. Bu sürgünler
kendi yumrularını geliştirdikleri zaman ana yumrudan çıkarılıp fidanlık tesis
edilecek yerlere dikilirler. Bu yöntemin diğer bir adı da kanırtmaçtır. Dip
sürgünleri yabani ise dikimden 2-3 yıl sonra kalem veya göz aşısı yapılır. Bu
üretim şekli daha çok Marmara Bölgesinde uygulanır.
Çeliklerde Çoğaltma
1-Kalın
dal çelikleriyle
2-Yapraklı
yeşil çeliklerle
Kalın dal çelikleri ile:Bu
çok eski zamandan beri bilinen yöntemdir. Gövde ve dallarında bol miktarda durgun
ve sürgün gözlerin bulunması nedeniyle çok yaşlı kısımlar bile kolayca
köklenmektedir.Bu metod İspanyada uygulanmakta üç ve daha yaşlı dallardan
alınan çeliklerdir. Bu çeliklerin boylan 25-30 cm. çaplan ise 3-5 cm olmalıdır.
Üzerinde yosun bulunmayan, hastalıksız çelikler alınmalıdır.
Çeliklerin Alınma Zamanı:Kış
dinlenme zamanı alınabilirler. Marttan sonra yapılacak dikimlerde ise yeterince
köklenemezler. Donlu havalarda dikim yapılmayıp, çelikler uygun zamana kadar
uygun şartlar altında saklanmalıdır. İstif edilen yerde hava boşlukları
bulunmalıdır.
Toprağın Hazırlanması ve Dikim:
Dikilecek toprak;
derin, zengin, süzek ve yeterince nem tutmalıdır. Dikimden önce derince
sürülmelidir. 30-40 cm derinden sürülerek toprakta hendekler açılır. Sıralar
arası 40-120 cm arasında değişir. Çelikler sıralar içine 45°.ük bir meyille
veya yatay olarak yerleştirilirler. 45ö°lik meyille yerleştirilen çelikler
arasında 40-50 cm. mesafe olmalı. İri kalın çelikler ise 10-15 cm. aralıkla
yatay olarak dikilmelidir.Üzerleri 2 cm kalınlıkta toprakla örtülmelidir. Dikim
sıralan bol su ile sulanmalıdır. Yaz devresinde sulama ot alma, çapalama,
hastalık ve zararlılarla mücadele gibi işlemlerin yapılması gerekmektedir. 1.
gelişim yılı sonunda bırakılan 2-3 sürgün dışında yeni gelişen sürgünler varsa,
bunlar çıkarılmalıdır. Bırakılan sürgün yan ve doruk dal üzerinden 5-15 cm lik
uç alınmalıdır. Normal gövde kalınlıklarını aldıklarında 40 cm den tepeleri
vurulur. Dağıtılacak fidanlar en az 1,5 cr.ı çapında olmalıdır.Fidanlıklarda 2-3
yıl bakımları yapılan fidanlar asıl yerlerine dikilmek üzere dikim mevsiminde
sökülürler. Toprak, sökümden 1-2 gün önce sulanmalıdır. Gövdeleri 40 cm,
kökleri 10-15 emden kesilir. Yan dallar çıkarılır. Fidanlar dikime hazır hale
getirilir.
Yapraklı Yeşil Çeliklerle Şişleme Şartların da Zeytin Fidanı
Üretimi:Bir yaşlı yari odunsu
yapraklı çeliklerin hormonla muamele edilmek suretiyle özel şekilde hazırlanmış
seralarda ve özel şartlar altında köklendirilmesidir. Bu metod ilk defa Süs
Bitkilerinde uygulanmıştır. Ülkemizde üretilen zeytin fidanlarının %80 i bu
yolla üretilmektedir. Köklenmeye Etki Eden Faktörler:
1-Çeliklerin alınma zamanı
İlkbahar (Şubat sonundan Nisan ortalarına kadar) ve yaz (Temmuz sonundan Eylül
başına kadar) olan devrelerdir.
2-Çelik tipleri
köklenmede rol oynamaktadır.
Köklendirmeye
alınacak tek senelik sürgün
1.Dip
2.Orta
3.
Uç çelik diye 3 kısma ayrılmaktadır.
Bir
senelik sürgünün dalla birleştiği yerden itibaren 12-15 cm lik kışımı dip,
bundan sonraki 12-15 cm lik kısmı orta ve uçta kalan kısım uç çelik diye
adlandırılır.
Yaz
aylarında alınan çelikler için dip ilkbaharda alınan çelikler için orta
kısımların kullanılması tavsiye edilmektedir.
3-Köklenmeyi teşvik edici maddelerin etkisi îndolbutirik asit (IBA), (IAA) indolasetikasit ve
naftalenasetikasit (NAA) ayn ayrı veya birlikte kullanılmış hepside iyi bir
sonuç vermiştir.Bunlardan en çok IBA 2000-4000 ppm'lik solüsyonu
kullanılmaktadır. Bu solüsyona dikimden hemen önce 4-5 saniye süre ile
çeliklerin 2-2,5 cm. lik dip kısımları daldırılıp, hemen dikim yapılmalıdır.
4-Köklenmede ısının etkisi; Çeliklerin
köklenmesinde ortam ısısının çok önemi vardır. Isı 20-25 °C olmalıdır.
Sıcaklığı sabit bir derecede muhafaza etmek gerekir. Gece ile gündüz arasındaki
sıcaklığın farklı olduğu yerlerde seranın ısıtılması gerekir.
5-Köklenmede nemin rolü;
Ortam nemi %90-95 civarında olmalıdır. Bu derece yüksek nem, yapraklı dikilen
zeytin çeliklerinde evaporasyonu ve dolayısıyla solmayı önlemek içindir.
6-Köklendirme Ortamının Etkisi; Köklendirme ortamı; köklenme süresince çelikleri
yerinde tutar, çeliklere su temin eder, çelik tabanına hava temin
eder.Köklendirme ortamı olarak en iyi sonucu perlit vermiştir.
7-Kullanılan çeşitlerin köklenmeye etkisi:
Domat
çeşidi %20-25
Memecik
çeşidi %30-35
Ayvalık
çeşidi %60-70
Gemlik
çeşidi %80-90
Manzalina
%95-100 oranlarında köklenirler.
Şişleme Metodu ile zeytin fidan, üretiminde takip edilecek sıra;Çelikler yeni tesis edilmiş zeytinliklerdeki veya
anaçlıklardaki genç zeytin ağaçla, mm bir yıllık sürgünlerinden hazırlanmaktadır.
Çeliğin alt kısmındaki bir gözün hemen altından düzgün olarak kesilmesi ve
alttan 4 yaprağın koparılarak üstteki gözün üzerinden meyilli bir şekilde
kesilmesi suretiyle yapılmaktadır. Böylece 12-15 cm. uzunlukta hazırlanmış olan
her çelik 6-8 yaprak içermektedir.Gölge ve kapalı bir yerde hazırlanan çelikler
25'lik demetler haline getirilerek alttan sıkıca bağlanırlar. Bu demetler
halindeki çeliklerin dip kısımları derin bir kapta bulunan hormon eriyiğine 5
saniye müddetle batırılır. Hormonlanmış çelikler sele veya sepetler içinde
köklendirme seralarına taşınır. Köklendirme yastıklarına m2 ye 800-1000 çelik
isabet edecek şekilde dikilirler.Dikimle birlikte şişlemeye de başlanır. Normal
olarak ilk günlerde 10 dakika ara ile 8 saniye süre ile şişleme yapılır. Kök
uzunluğu 2,5-3 cm'i bulunca şişleme daha uzun aralıklarla yapılmalıdır. 40-45
günlerde ise bu aralık 30 j dakikaya çıkarılmalıdır. Bu süre içinde haftada l
veya 2 kez gübre solüsyonu verilmelidir. Köklenmenin tamamlandığı devrede çelikler
8x12 cm boyutlarındaki saksılara şaşırtılmaktadır. Ayrıca şaşırtma içinde jiffy
saksıları ve küçük naylon torbalarda kullanılmaktadır. Dikimden sonra aynı
serada 3-5 gün bırakılan saksılar şişlemeye tabi tutulurlar. Saksılara, naylon
torbalara dikilmiş olan çeliklerin dış şartlara alışmalarını kolaylaştırmak
için nispi nemi daha düşük II. seraya alınmaları gerekmektedir.Burada
gelişmesini tamamlayan çelikler 50-80 cm.i bulunca dışarıdaki fidanlığa veya
daha büyük naylon torbalara nakledilmektedir.
Bu şekilde yapılan zeytin fidan yetiştiriciliğinin avantajları;
1-Daha
kısa zamanda fidan elde edilmektedir.
2-Tüm
fidanlar homojen olmakta zeytinliklerde daha standart olup erken ürüne
yatmaktadır.
3-Anacın
kalem üzerindeki kötü etkileri yok edilmektedir.
3-ZEYTİNİN İKLİM İSTEKLERİ:
Zeytinciliği
sınırlayan en önemli iklim etmenleri sıcaklık ve yağıştır. Zeytin yetişen
yerlerde ıs> ortalaması 15-20 °C arasında olmalıdır. Zeytin ağacı
25-30°C'lerde çok iyi gelişir. Dayanabildiği en az sıcaklık –7 C olup
bu derecenin altında don zararı artar. Hava sıcaklığı +7°C ve altına düşünce
zeytin ağacı dinlenmeye çekilir. Kış soğuklama süresinin 60-75 gün kadar olması
yeterlidir.Zeytin .ağacının çeşitli vegetasyon devrelerinde ısı isteği
farklıdır:
-Tik
sürgünlerin görülmesinden çiçeklenmeye kadar olan devrelerde (şubat-mart)
sıcaklığın5-10°C olması gerekir.
-Çiçeklenme
döneminde (mayıs-haziran) sıcaklık 15-20°C olmalıdır.
-Meyve
oluşumu ve büyüme döneminde (temmuz-ekim arası) sıcaklığın 20-25°C olması
gerekir.
-Olgunluk
döneminde (eylül-ekim-kasım) sıcaklık 15°C dolayında olmalıdır.
-Tam
olgunluk hasat sonuna dek (kasım-aralık-ocak) sıcaklık 5°C civarında olmalıdır.
-Yıllık
400-600 mm yağış alan yerlerde ekonomik anlamda zeylin yetiştiriciliği yapılır.
4-ZEYTİN AĞACININ TOPRAK -İSTEKLERİ:Toprak yönünden fazla seçici olmayan zeylin, diğer
bitkilerin yetişmediği kır, çakıllı, meyilli topraklarda yetişebilirse de en
iyi yetişme ortamını kalkerli, derin, kumlu, killi, havalı ve nemli topraklarda
bulur. Ağır. killi, taban suyu yüksek ve kışın su biriken topraklar zeylin için
uygun değildir.Ağır ve nemli topraklarda kökler yüzlek olacağından toprak
işleme sırasında zarar görürler. Uygun bir kök gelişimi için toprak
katmanlarında geçirimsiz, bir tabakanın (pulluk tabanı, kaya) bulunmaması
gerekir.
5-FİDAN DİKİMİ VE DİKİM ŞEKİLLERİ:Uzun ömürlü bir bitki olan zeylinin dikimden önce,
dikimle ilgili bir çok konunun önceden bilinmesi ve gerekli işlemlerin
yapılması gerekir, iyi bir planlama, kurulacak zeytinlikten uzun yıllar bol ve
kaliteli ürün almayı kolaylaştırır.
Toprak işleme:
-İşlemeyle
gevşek bir strüktür oluşturularak erozyon büyük ölçüde önlenir.
-Mekanik
olarak yabani ot mücadelesi yapılır.
-Kökler
ve topraktaki mikroorganizmalar için gerekli hava sağlanır.
-Hastalık
ve zararlıların gelişme ortamı toprak ait üst edilerek bozulur.
-Toprağın
yeterince havalanması nedeniyle ağaçların çabuk uyanması sağlanır.
Tüm
bu nedenlerden dolayı zeytinlik tesis edilecek arazi fidan dikiminden birkaç ay
Önce sürülerek hem sonbahar ve kış yağırlarının toprakta yeterince birikmesi,
hem toprağın havalanması ve hem de kök, taş vs. maddelerden temizlenmesi
sağlanır.Toprak mutlaka derin (40-50 cm) sürülmesi ve pulluk tabanı kırılarak
bu tabakanın kök gelişimine yapacağı olumsuz etki ortadan kaldırılmalıdır.
-Sonbaharda
ilk yağmurlardan sonra yüzlek sürüm (15-20 cm) yapılıp, diskaro çekerek arazi
düzeltilmeli ve fidan dikim yerleri işaretlenecek duruma getirilmelidir.
Toprak Hazırlığı: Zeytinlik
kurulacak ara/ide taban suyu yüksekse ve su birikimi de oluyorsa drenaj
kanalları açılmalı, sulama yapılacaksa toprak tesviyesi yapılmalıdır.Ülkemizde
zeytinliklerin büyük bölümünün eğimli arazilerde olduğu düşünülürse, bu
yerlerde kurulacak zeytinliklerde erozyonu önleyici ve su muhafazasını
sağlayacak önlemler alınmalıdır.
-%2-5
meyilde kültürel toprak muhafaza önlemleri alınır. (Balık sırtı toprak işleme
yapılır.) Bunun için biraz kazarak topraklar sıra üzerine çekilmelidir. Böylece
su ve besin maddeleri sıra arasında toplanacak ve zamanla toprağa işleyecektir.
-%5-15 meyilde kanal teras yapılır, kontur dikim uygulanmalıdır. Kanal her 3
sırada bir açılır. 2-3 yılda bir temizlenir. Kanalların önüne su geçiren fazla
yüksek olmayan engeller 10-15 m arayla yapılırsa yağış sulan ile gelen ot ve
çalılar kanalı tıkayacak kadar yığıntı yapamaz.
-%15-45
meylide mutlaka seki teras yapılmak ve kontur dikim uygulanmalıdır. Kazılan
toprak örülen bir sekinin içine atılır. Duvarlar geriye doğru meyillidir.
Duvarın üst kısmı su kanalcığından biraz yüksek yapılır.
-%45'ten
fazla meyilde zeytinlik tesisi ekonomik olarak uygun değildir.
Fidan Dikim Şekilleri:Zeytinliğin
kurulacağı yerde işleme durumu, ara ziraatı yapılıp yapılmayacağı ve arazinin
eğimi gibi konular göz önüne alınarak çeşitli dikim şekilleri uygulanır.
a)Kare Şekilde Dikinm.Köşeleri
dik arazilere ve küçük alanlara uygulanır. Sıra arası ve sıra üzeri mesafeler
eşittir. Her yönde işleme yapmak olasıdır.
b)Dikdörtgen Şekilde Dikim: Daha çok ara ziraati
yapılmak istenen yerlerde uygulanır. Sıra üzerleri daraltılıp, sıra araları
genişletilerek dikim yapılır. Bu şekilde sıraların Kuzey-Güney yönünde olmasına
dikkat edilmelidir. Böylece ağaçların günün her saatinde güneşten
yararlanmaları sağlanır.
c)Üçgen Şeklinde Dikim:
Bu şekilde dikimde ağaçlar birbirine
eşit uzaklıktadır. Her ağaç eşkenar bir üçgenin köşelerinde yer almıştır. Geniş
ovalarda , ara ziraat yapılmayan yerlerde uygulanır. Hafif meyilli yerlerde
ağaçlar meyil yönünde çaprazlama bir durum gösterdiğinden bu dikim şeklinin
uygulanması yararlıdır.
d)Kontur Dikim: Eğimli yerlerde toprak ve su muhafaza önlemleri olarak
setleme yapılmasından sonra uygulanacak dikim şekli mutlaka kontur dikim
olmalıdır.
Arazinin
aynı yükseklikteki yerlerinden geçirilen setlerin aralarındaki mesafeler her
yerde aynı değildir. Ağaçlar düzensiz bir dağılım göstereceğinden çapalama,
sulama, ilaçlama ve hasat işleri de kolay olmaz. Bu nedenle tesviye eğrilerine
göre dikim yapmak suretiyle bu sakıncalar ortadan kaldırılabilmektedir.
Fidanlar Arasındaki Mesafe: Zeytinlik tesis ederken dikim aralıkları kuracağımız zeytinliğin
exstansif ya da entansif olmasına, bölgenin iklimine, toprak karakterine ve
çeşide göre hesaplanır.Zeytinlik tesisinde dikkat edilecek konulardan biri de
sıraların yönüdür. Bölgenin sert esen rüzgarının yönü bilinmeli ve ağaç sıralan
rüzgar yönüne bakmalıdır.Eğimli arazilerde eğim Doğu-Batı istikametinde ise
sıralar Kuzey-Güney yönünde; eğim Kuzey Güney istikametinde ise sıralar
Doğu-Batı yönünde olmalıdır.İki Tip Zeytinlik Tesis edilebilir.
a) Exstansif: Gövde
yapısı yüksek, taçlanması yukarıdan yapılan Zeytinliklerdir. Bu Zeytinlikler
daha çok fakir yapılı ve meylin fazla olduğu arazilerde uygulanır. Eski kurulan
Zeytinlikler bu şekilde kurulmuştur.
Aralık
mesafeleri ise:
Kır
arazilerde 7X7-7X8-8X8
Kır
taban arazilerde 7X8-8X8
Taban
arazilerde 10X10 - 10X12 - 12X12 metredir.
b)Entansif: Gövde
yapısı kısa. taçlanması aşağıdan olan Zeytinliklerdir. Daha çok zengin yapılı
topraklarda, meyili az olan arazilerde uygulanır. Bu zeytinliklerde, birim
alana düsen ağaç sayısı fa/la, yeşil aksamın oranı daha fazla olup hasadı ve
diğer mekanizasyon daha kolay ve ekonomiktir.
Aralık
mesaileri ise:
Kır
taban arazilerde 6X6-5X7
Taban
araziler için 7X7 • 7X8 metredir.
Bölge koşullarına uygun çeşitlerin seçilmesi:Zeytin ağacı uygun koşullar bulduğunda ve iyi
bakıldığında gelişmesi ve ürün vermesi oranda artmaktadır. Doğal seleksiyon
sonucu bölgelerine hakim olmuş bazı zeytin çeşitleri vardır, özellikle toprak
ve iklim koşullarına göre kendilerini adapte etmiş durumdadırlar.Örneğin; Memecik,
İzmir sofralık zeytin çeşitleri nisbeten kurağa dayanıklı, Ayvalık zeytin
çeşidi ise bu konuda daha hassastır. Diğer taraftan Gemlik, Domat, Memecik
çeşitleri soğuğa dayanıklıdır.
Fidan dikim zamanı ve dikim tekniği:Bölgemizde Fidan dikimi Aralık ayı babından mart ayı
sonuna kadar devam eder.Zeytin fidanı dikiminde de, diğer fidan dikimlerinde
olduğu gibi dikim tahtası kullanılır. Zeylin fidanı çukurları, toprak yapısına
ve toprak zenginliğine göre kır ve kır taban arazilerde 100x100x100 cm. Taban
ara/ilerde ise 80x80x80 cm boyutlarında açılır. Dikimde, eğer elimizde
araz/inin toprak tahlil raporu var ise o verilere göre temel gübreleme
yapılır.Toprak tahlil raporu yok ise açılan çukurun dip kısmına 1-1.5 kg.
Triple Süper Fosfat Gübresi (Temel gübreleme), eğer arazimiz potas bakımından
fakir ise bu gübrenin içine 0,5 kg. Potasyumlu gübre de konulur. Bu gübrenin
üzerine 2-"3 kürek üst toprak koyarak çukur içinde paçal yapılır. Bu gübre
karışımının üzerine dikimde kullanacağımız harç (1/3 üst toprak 1/3 mil 1/3
yanmış hayvan gübresi), koyulmalıdır.Fidan etrafına harçlı toprak konur ve
hafifçe bastırılarak sıkıştırılır. Sıkıştırmanın daha çok verilecek can suyu
ile yapılması e_n.uygunudur. Eğer hazırladığımız harcımız yetersiz ise, çukur
açarken çukurun bir kenarına ayırdığımız üst toprak fidanın etrafına konur.
Dikimden sonra yapılacak bakım işleri:
Fidan
dikimi sırasında çıkan delice sürgünler var ise onlar alınır. Verilecek taç
şekline uygun olmayacak durum almış sürgünler var ise onlar çıkarılır. Bunu
dışında fazla bir budama işlemi yapılmamalıdır.Fidanlara yaz aylarında yağış ve
toprağın tav durumuna göre gerektiğinde su verilir. Bunun dışında yüzlek olarak
toprak işlemesi yapılır. Fidan çukurlarındaki otlar alınır.
6-ZEYTİNLİK BAKIMI: Zeytinlik
bakımında budama, gübreleme, hastalık ve zararlılarla mücadele, toprak işleme
ve yabancı ot kontrolü ile zeytinliklerde sulama işlemeleri söz konusudur.
Zeytin Ağacının Budanması:Zeytin
ağacının hayat devresi, gençlik, verimlilik ve yaşlılık devreleri olarak
ayrılabilir. Bu devrelerde ağaçların çeşitli organları arasındaki ilişkiler
değişiktir.Gençlik çağı boyunca genel beslenme içinde kök sisteminin «kişi,
yaprak sistemininkine baskındır. Fakat bu dengesizlik, çatı geliştikçe azalır.
Verim çağında yıldan yıla birbirine baskın şekilde, meyve verimi ve vegetatif
gelişmeye yönelik faaliyetler görülür. Yaşlılık devresinde hayat faaliyetleri
yavaşlamıştır ve ürün verimi düzensizdir.Zeytin ağacında diğer önemli bir husus
odun-yaprak ilişkisidir. Gövde ve ana dallardaki odun miktarı ile yapraklar
arasındaki bu ilişki "Taç dengesi" olarak da ifade edilir. Bu durum
yaprak-odun ilişkilerinin tümünü veya "taçtaki" ahengi ortaya koyar.
1-Genç Ağaçların Budanması ve Terbiyesi;Genç ağaçlarda kısa zamanda iyi bir çatı teşkil
edilmesi ve tacın istenen büyüklüğe erişerek verimli hale gelmesi istenir. Genç
ağaçlara istenen şeklin verilmesinde gelişmeyi sekteye uğratacak aşırı
kesimlerden kaçınılmalıdır. Her ne kadar genç meyveye yatmamış zeytinlerin
budanması vegetatif gelişmeyi geriletirse de kuvvetli bir gövde ve ana dal
sistemi elde etmek üzere ilk yıllar bazı budamaların yapılması da
gereklidir.Zeytin ağaçlarına goble, koni, serbest vazo v.s gibi çeşitli
şekiller verilmektedir. Bununla beraber genç ağaçları bir tek gövde ve 3-4 ana
dallı olarak şekillendirmek genellikle uygun düşmektedir.
Bu
gövde ve çatının teşekkülü ilk bir-iki gelişme mevsiminde geliştirilebilir. Bu
amaçla istenen yükseklikteki (30-60/ cm.) bir gövde üzerinde iyi dağılmış ve
aynı noktadan çıkmayan ana dallar seçilir. Bunların geliştirilmesine gayret
edilir. Gövdeden ve dipten çıkan sürgünler kesilir. Bütün yaz bu işlemlere
devam edilir. Ayrıca gövdeyi güneş yakmalarına karşı korumak ve gövdeden obur
çıkışını önlemek üzere, kağıt ve benzeri maddelerle gövdeler sarılabilir.İkinci
yaz boyunca da ana dal seviyesinde görülecek fazla sürgünler ve dip sürgünler
kesilir. Bu işler yazın yapılmamışsa ve kanser tehlikesi yoksa kışında
yapılabilir. İlk yıllar genç ağaçların üst kısmında islenmeyen dallar dışında
dal kesimi yapmamak veya çok az kesim yapmak gerekir. Daha sonra 3-5 yıl ana
dalların teşekkülü sağlandıktan sonra ikinci ana dallann geliştirilmesi safhası
başlar.Bu zamanda taç da dal yoğunluğu arttığından dal seyreltmesi yapılır. Bu
budamayı bir defada değil, bir çok yılları içine alan bir devrede uygulamak
uygun olur. Ağaçların hafif ve sistemli bir şekillde budanması, mahsuldarlığın
gerilemesini önler.İkinci dal sisteminin birçok yıllara dağılarak
şekillendirilmesi, çok yapraklı ve geniş "meyve kafesi" oluşmasını
sağlar.
Verimli Ağaçların Budanması;Yetişkin ağaçlar, kök-yaprak ve yaprak-odun faaliyetleri yönünden
belirli bir dengeye erişmiş, meyve verimleri yüksek ağaçlardır. Ağaçlar
büyüdükçe ve yaşlandıkça daha fazla meyve verirler; kendi hallerine
bırakılırlarsa taç dengeleri bozulur. Mahsul kafesinde, kuru kısımlar ve
zayıflamış sürgünler artar. Mahsul kafesi, ağacın en altından tepesine kadar
yuvarlak 1 m. kadar derinlikte bir tabakadan ibarettir.En yüksek ürünü
alabilmek için, bu kafesi yanlarda ve üstte sıhhatli ve verimli şanlarda tutmak
gerekir.Tepede sıklığın artması, kurumuş kısımların ve canlı dallarda
seyreltmeyi gerektirir. Böylece havalanma ve ışıklanma ile özümlemenin daha iyi
şekilde yapılması sağlanır. Ayrıca seyreltme ile toplama ve ilaçlamada kolaylaşır,
hastalık ve zararlıların gelişmesi de önlenir.Zeytin ağacından alabildiği besin
maddesinden fazla mahsul verme temayülü vardır. Fazla mahsûl alındığı yıllar
ekseriyetle yıllık sürgünlerin büyümeleri yetersiz kalır. Ertesi yıl meyve
verimi oldukça düşer. Bir yıl ürün verip bir yıl vermeme haline periyodisite
denir. Bu durum elverişli olmayan şartlarda daha çok görülür, iyi bakım ve
besleme şartları uygun bir budama ile ağacın tabiatında mevcut olan periyosite
(alternans) yi hafifletmek mümkündür.Zeytinciler çoğunlukla ağacın alternans
temayülüne uyarak iki yılda bir ürün almayı kabullenirler. Buna göre de iki
yılda bir dolu yılında hasadı takiben budama yaparlar. Böylece alternansı bir
ölçüde tahrik de ederler.Budamada asıl amaç, ağaçta mahsulün çok .olduğu zaman
fazlasını biraz olsun atmaktır. Bu maksatla bol mahsul öncesinde bir budama
yapılması gerekir. Ayrıca alternansı önlemek için dolu yılında meyve tutumundan
hemen sonra meyve bağlama sahasında normal meyvede filizleri muhafaza ederek
aşın yüklü ve küçük sürgünleri kesmek sureti ile bir seyreltme yararlıdır. Bu
tür seyreltmeden amaç az yaprak ve çok meyveyi atmaktır. Böylece meyvenin
atılması ile ağaçlar bir miktar sürgün yapma imkanına kavuşmuş olur.İki yıl da
bir budama yerine her yıl yapılan hafif bir budama genellikle verim yönünden en
iyi sonucu vermektedir.
Budama zamanı; Ağaçlar
yılın her zamanında budanabilir ancak budama soğuğa karşı ağacın direnci
azalacağından soğuk tehlikesi olan yerlerde şiddetli soğuklar geçtikten sonra
yapılmalıdır. Ilık yerlerde kışın veya ilkbaharda yapılır. Kanserde bulaşık
yerlerde yağışsız ve sıcak bir mevsimde, çok bulaşık durumda yaz içinde budama
yapılmalıdır. Kurak bölgelerde budama mümkün olduğunca geç yapılır. Zira
budamadan önce yağış miktarının bilinmesi gerekir.Diğer meyve türlerinde olduğu
gibi zeytin ağaçları da çok zayıf veya çok kuvvetli değil, orta kuvvette
oldukları zaman en verimli olurlar. Sulama, gübreleme, budama, gibi bakım
işleri ile bu durum sağlanabilir.
Budamaya
başlamadan önce ağaçların durumu gözden geçirilir;
-İyi
bir mahsul alınmışsa, orta bir budama yapılır.
-Yağış
kıt, sulama yapılmamışsa ağır bir budama yapılır.
-Toprak
şartlan iyi ,gübre ve suda kullanılmışsa hafif budama yapılır.
-Hastalık
ve zararlıların etkisi ile zayıflamışsa ağaçlar daha fazla budanır. Soğuk kış
devrelerinden sonra soğuk zarar görmüş ağaçlarda yaprak dökümü, kabuk çatlama,
filiz kurumaları olur. Böyle ağaçlardan zarar görmemiş gözlerden ilkbaharda bol
sürgün meydana gelir. Eğer soğuktan hemen sonra kesim yapılırsa zarar görmemiş
gözlerden sürecek sürgünler kesilmiş olabilir, o nedenle soğuk zarar görmüş
ağaçlarda kesim işini Haziran-Temmuz da yapmak gerekir.
Budama Uygulaması;
-Zeytin
ağacında kesim işine ağacın tepesinden başlanarak aşağıya doğru inilir. Ağacın
üst kısımları daha çok özsu çektiğinden aşağı kısımlara göre daha ağır budamaya
tabii tutulurlar.
-Ağaç
üzerindeki oburlar kesilir. Ancak eğilmiş, uzamış, zayıflamış dallar-dan çıkan
bu dalların yenilenmesinde kullanılacak oburlar bırakılabilir.
-Kurumuş
çok zayıflamış dallar kesilir.
-Yapraklı
bir sürgünün ucu kesilir. Uç alma daha çok şekil budamasında kuvveti azaltacak
filiz ve dallarda uygulanır.
-Bir
dalın alabildiğine uzamasını önlemek için dal kısaltılarak geriye alınır.
-Don,
dolu, sırık, haşere zararları yanında kanser bulaşmasına, budamada sebep
olabilir. Zeytin kanseri görülen yerlerde yazın, kurak mevsimde budama
yapılmalı, budama nemli havada yapılıyorsa budama aletleri dezenfekte edilmeli,
budamadan sonra ilaçlama yapılmalıdır.
Gençleştirme Budaması;Zeytinliklerde
yaşlanma veya hatalı bakım, budama, şiddetli kuraklık, aşın soğuklar, hastalık
veya zararlılar nedeniyle vaktin-den önce verimden düşen ağaçlarda gençleştirme
budaması yaparak iyi bakım tedbirleri ile tekrar mahsuldar hale getirmek mümkün
olur.Zeytin, gençleştirme budamalarına en dayanıklı ağaçların başında gelir.
Yaşlı ve verimden düşmüş ve zeytinliklerin gençleştirilerek ıslahı genellikle
taçta, ana dallar seviyesinde ve gövde seviyesinde, ayrıca dipten toprak
seviyesinden olmak üzere üç esasa göre yapılmaktadır.
1-Taçta İskeletik Budama:
Bu
budama uzun yıllar ihmal görmüş yada aşırı kuraklık şiddetli soğuk veya
hastalık ve zararlıların tahribatı sonucunda-taçla verimden düşmüş ve gerileme
görülen ağaçlarda uygulanır.Burada esas kaide ağacın üst ve yan uçlarında bilek
kalınlığındaki dallar muhafaza edilir, çapı 3-5 cm den a/ kalınlıktaki bütün
dal ve dalcıklar budanarak çıkarılır.
İskeletik budama uygulandıktan sonra 2-3 yıl içinde taçta latent gözlerden yeni
sürgünlerin teşekkülü ile verimlilik yeniden meydana getirilir.
2-Ana dallar veya gövde seviyesinde
yapılım gençleştirme;Ana dalların
gövdeye bağlandığı kısım iyi ise dallar gövdeye 30-35cm. mesafeden budanarak
kabaklanan kesim yerleri perdahlanarak macunlanır. Eğer ağaç henüz bir miktar
mahsul vermekte ise kesimler tedrici olarak yapılabilir. Tedrici kesimlerde ilk
yıllarda bilezik alınıp ertesi yıl kesilebilir. Tedrici gençleştirmede bilezik
alma işlemi her iki yılda bir ana dallar üzerinde aynı yükseklikte, sıra ile
uygulanmalı ve böylece gençleştirme 6-8 yıl içinde tamamlanmış
olmalıdır.Bilezik alma işlemi ağaç mahsul yılına girerken en geç 15 Şubata
kadar uygulanırsa o yıl bu ağaçlardan bol mahsul alınır. Ertesi yıl bilezik
alınan dal mutlaka ç ikan l malıdır. Ayrıca av m yıl bileziğin allından
gençleştirmeyi kolaylaştıracak kuvvetli sürgünler teşekkül eder. Bu sürgünlere
ilk yıl dokunulmaz ertesi yıl bir kısmı seyreltilip iyi durumda olan dört beş
sürgün seçilerek daha ertesi yıl bir seyreltme daha yapılır, seçilen
sürgünlerin fazla yükselmesine meydan verilmez, tali sürgünlerin yanlara doğru
gelişmesi sağlanır.Ağacın gövdesi yüksek, aynı /.amanda dallar da yükselmişse
ağacın gövdesi 40-60 cm yükseklikte olacak şekilde dipten 7Ü-80cm mesafeden
gövdeye l cm genişlikte çepeçevre bilezik alma sapılarak açıcın boyu indirilir.
Bu işlem ağaç verim yılına girerken uygulanırsa o yıl bol ürün alınır.Eğer
gövde yabani ise yine aynı yükseklikten gövde etrafına birkaç tane yama aşı
yapılır. Aşılar tuttuktan sonra bunların sürmesi için aşı yapılan yerlerin
ü/erinden yanıtı boğmalar yapılır. Aşı tatbikinden 2-5 yıl sonra aşı yerinin
30-35 cm yukarısından çepeçevre bilezik alınır ve ertesi yıl ağaç aynı noktadan
kabaklanarak gençleştirilmiş olur. Verimsiz topraklarda bilezik alma veya boğma
yapma sakıncalı olabilir.
3-Ağacın dipten kabaklanması; şayet gövde yaralanmış, yanmış, hastalık ve
haşerelerden tahrip olmuş ise veya yaşlanarak içleri boşalmış, kurumaya yüz
tutmuş ise gövde toprak seviyesine yakın kesilerek kabaklanır. Kesim yeri
perdahlanır, çürümeyi önlemek için ince bir tabaka yağlı boya astar
sürülür.Tedricen yapılacak dipten gençleştirmelerde ağaç mahsul yılına girer
1-2 cm genişlikte gövdenin dip kısmından bilezik alma uygulanmalı esas kesim
daha sonraki yıllarda yapılmalıdır. Böylece daha o yıl bileziğin altından
teşekkül edecek sürgünler gençleştirmeyi garanti altına alacak ve hem de
ağaçtan mahsûl alınacaktır, ilk yıl sürgünler gelişmeye bırakılıp ertesi yıl
bir miktar seyreltilmelidir. Üçüncü yıl bir seyreltme daha yapılarak seçilmiş sürgünler
uçları alınarak fazla yükselmeler önlenmelidir. Daha sonra bunlar üzerinde taze
dalların gelişmesi sağlanmalıdır.
Dipten kabaklayarak gençleştirmede ağacın toprak üstü
kısmen gençleşmekte toprak alt kısmı gençleşmeden kalmaktadır.Kök aksamımda gençleştirmek
amacıyla; yaşlı ağacın dip kısmı açılarak, kalın bir kökte bir parça yumru
kesilip gövdeden ayrılması şeklinde bir uygulama yapılabilir. Kesim yeri 10 cm
kalınlıkta toprak tabakası ile örtülerek bir işaret kazığı ile yeri belli
edilir. O yıl burada teşekkül eden sürgünlerden bir kısmı seçilir. Diğerleri
kesilir. Bu sürgünlerin 4-5 yıl içinde büyüyüp meyveye yatması için, ana ağacın
gölge yapacak kısmı, ağır bir şekilde budanır.Bu arada ana ağaç mahsul vermeye
devam eder ve 5-6 yıl sonrada tamamen dipten çıkarılır.
Genç sürgünler ise kesilen kök kısmından dipten yeni
genç kök sistemi oluşturur.Bakım şartlan uygun alanlarda gençleştirilen her
ağacın ortasına bir yeni fidan dikilerek kesafetin arttırılması da pratik bir
yoldur.
Zeytinlerin Gübrelenmesi:Zeytinlerde gübreleme ocak-mart aylarında 15-20 cm.
derinliğe uygulanır. En iyi gübreleme programı toprak ve yaprak analizlerinin
sonuçlarına göre oluşturulabilir. Ancak genel bir bilgi olarak verim çağında ve
toprak verimliliği normal bir durum gösteren zeytinliklere verilmesi gereken
gübre miktarları kısaca şöyle özetlenebilir.
Ürün Miktarı
|
Azotlu gübre Amonyum Sülfat yada
Amonyum Nitrat
|
Fosforlu gübreler Sülfat fosfat
(% 18 fosfor)
|
Potasyumlu Güb. Potasyum sülfat
(%50 Potasyum),
|
Organik Gübre(%5 Azot)
|
25
Kg ; ve daha az ürün veren
|
1,5-2
|
0,75-1
|
0,75-1
|
60-80
|
25-50
kg arasında ürün veren ağaçlar
|
2,5-3
|
1,25-1,5
|
1,25-1,5
|
100-120
|
50-100 kg arasında ürün veren ağaçlar
|
4-5
|
2-2,5
|
2-2,5
|
100-200
|
Not:
Yukarıdaki rakamlar ağaçların verim durumlarına göre bir ağaca verilecek kg
olarak gübre miktarlarıdır.
-İlk
tesis yıllarında toprağı organik madde bakımından zenginleştirmek amacıyla
yeşil gübreleme yapılabilir. Yeşil gübrelerin (Bakla, Bezelye, fiğ vb.)
tohumları Sonbaharda ekilir, Nisan başında toprağa karıştırılır. Ekim sırasında
dekara 25-30 kg. Süper fosfat ve 15-20 kg potasyum sülfat verilir.
-Süperfosfat
ve potasyum sülfat gübreleri iki yılda bir kök derinliğine uygulanır.
-Çizelgede
önerilen kimyasal gübrelerin yerine kompoze gübreler kullanılacaksa orta boy
bir ağaca 15-15-15'ten 3,5 kg., 20-20-20'den 3 kg. verilmesi uygundur. Bu
miktarlar ağacın yaşı ve verim durumuna göre azaltılıp, çoğaltılırlar.
-Zeytinlere
hasadın arkasından, kış toprak işlemesinden önce hiç olmazsa üç yılda bir
dönüme 2-3 ton çiftlik gübresi verilmelidir.
-Gübrelerin
Verilme Zamanı: Azotlu gübrelerin 1/3 miktarının Sonbaharda 2/3 miktarının
ilkbahar (şubat ve mart ortasına dek) verilmesi öneriliyorsa da bir defada Mark
ayı içinde de verilebilir.Fosfor ve potasyumla gübrelerin taş başında verilmiş
olmaları gerekir. Bu gübrelerin uygulama güçlükleri ve masraflı olmaları
nedeniyle 2-3 yıllık miktarlarının bir defada verilmesi mümkündür.
Zeytinlerde Toprak İşlemesi: Zeytinliklerde toprak işleme, yabancı otlan öldürme, yağış ve sulama
sularının toprağa hızla işlemesini sağlama amacıyla yapılır. Toprak işleme üç
grupta incelenebilir.Birinci kış başında yapılan toprak işlemesidir. Hasattan
sonra zeytinlikler iki kat sürülür. Bu şekilde toprak yağmur sularını daha iyi
tutar ve hızla emer.İkinci toprak işleme çiçeklenmeden 15-30 gün önce kaymak
kırma ve yabancı otlan öldürmek amacıyla ve daha yüzeysel yapılır.Üçüncü
işlemeyse Eylül ayında yapılır. Bu işlem zeytin tanelerinin daha kolay
toplanmaları ve otlar arasında bulunamayan tanelerden dolayı meydana gelen
kayıpların en aza indirilmesi için zeytinliklerin tırmık ile düzeltilmesinden
ibarettir.
Zeytinliklerde Sulama:
Zeytin
yıllık 650-700 milimetre yağış ister. Bunun altında olan miktar sulama ile
tamamlanmalıdır.Zeytin suya en çok çiçeklenme-tane tutma dönemi (nisan-mayıs)
ile çekirdeğin sertleşmeye başladığı dönemde (ağustos-eylül) gereksinim
gösterir.Bu zamanda suyun yeterli olması hem tane tutumunu arttırır, hem de
tanenin irileşmesini sağlar. Tam çiçeklenme ve tane tutumu sırasında sulama
uygun değildir. Bu dönemden hemen önce sulama yapılmalıdır.Ağaçlarda genel bir
durgunluk görülmesi ya da yaprakların pörsümesi su yetersizliğinin
belirtileridir. Verile suyun yeterli olup, olmadığı kök bölgesinde 1-1,5 metre
derinlikte burgu ile alınacak toprağın nemi ile kontrol edilir. Bu derinlikte
toprak kuru ise sulama yetersizdir.Genel olarak dekara 400 ton suyun
hesaplanması gerekir. Meyil derecesine göre, sulama yöntemleri değişiklik
gösterir; Meyilli zeytinliklerde yalak veya tava usulü, Az meyilli
zeytinliklerde karık veya çizgi usulü sulama uygulanır.
Kışı
sert geçen yörelerde dona karşı dayanıklılığı arttırmak için yaz sonu yada
Sonbaharda ağaçlara fazla su vermekten kaçınmalıdır.
Her
sulamadan sonra toprağın yüzlek olarak işlenmesi, suyun buharlaşarak ya da
yabancı otlar tarafından alınarak kaybolmasını önlemek bakımından gereklidir.
Hasat:
Hasat Zamanı: Zeytin
meyvesi sofralık ve yağlık olmak üzere iki amaçla değerlendirildiği için farklı
olgunluk devrelerinde toplanır.
Sofralık
olarak ta yeşil ve siyah olum devrelerinde hasat edilir. Yeşil zeytinlerde
hasat zamanı tane renginin yeşilden sarıya döndüğü dönemdir. Genelde 15 Ekim'de
başlar. Siyah sofralıklarda ise çeşide özgü rengi alması beklenir. Bunun hasadı
da Kasım-Aralık aylarında olur.Yağlık zeytinler olgunlaşınca tane yumuşar, elle
sıkışınca meyvenin suyu akar ve kabuk etten kolayca ayrılır. Bölgemizde yağlık
zeytinlerin hasadı 15 Kasım'dan sonra başlar.
Hasat Şekilleri:
a)Elle sıyırma: En iyi toplama şeklidir. Bu yöntemde merdiven kullanılabilecek
ve dallar arasında çalışabilecek yetenekli işçilere gereksinim vardır.
Özellikle iyi budanmış, küçük ve orta boylu ağaçlarda ve salamuralık çeşitlerde
uygulanır.
b)Çırpma (Sırıklama):
Pratik ve ucuz olduğundan hasat
genellikle sırıkla yapılmaktadır. Meyve dallan çırpılarak meyveler düşürülür.
Sırıkla hasat filiz kırılmalarına yol açtığı için periyodisiteyi
şiddetlendirir. Ayrıca dal ve sürgün yaralanmaları hastalık ve zararlıların
yayılmasını kolaylaştırır.
c)Silkeleme (Sarma):
Olgunlaşmış zeytinlerin bir dış
etkenin yaptığı sarsma ile düşürülmesi esasına dayanan bir yöntemdir. Uçlarında
bir kanca bulunan uzun sırıklar kullanılır.
d)Makina ile Hasat: Son zamanlarda hasadın makina ile yapılması
çalışmaları hızlanmış, ancak bizde henüz pratiğe intikal etmemiştir.

Usulüne uygun olarak dikilmiş bir
zeytin fidanı ve ilk iki yıl yapılacak uç alma işlemi
Bunun için 60-100 cm. (hayvan zararı olmayan veya elle
hasat yapılan yerlerde daha alçak, hayvan zararı olan veya makine-sırıkla hasat
yapılan yerlerde daha yüksek) yükseklikteki gövdeden 15-20 cm. aralıklarla
düzgün dağılım gösteren üç dal bırakılarak şekillendirilmelidir. Zeytin
ağaçlarında gençlik döneminde hafif budamalar tercih edilmeli, esas budamalar
mahsul döneminde yapılmalıdır.
Her yıl hastalık ve zararlılardan korunmak amacıyla
gerekli mücadeleler yapılmalı ve yeteri kadar tekrarlanmalıdır.
Fidan aşamasından hasada kadar olan süreçte
karşılaşılan sorunlar :
Diğer meyve türlerinde olduğu gibi zeytincilikte de fidan üretimi önemli bir sorundur. Zeytin fidanı genellikle vegetatif yöntemle elde edilirken, ekonomik öneme sahip adventif kök oluşum sorunu nedeniyle, ancak çöğür anaç üzerine aşı yapılarak çoğaltılmaları gerekir. Aşılı fidan üretiminin çelikten yapılan üretime göre daha uzun zaman alması ve iş gücü maliyetinin yüksek olması nedeniyle, aşılı fidanlar yaklaşık üç kat daha fazla fiyata satılmaktadır. Bu ise hem talebi hem de arzı zorlaştırmaktadır. Türkiye genelinde kurum ve özel fidanlıkların % 80’inden fazlasında köklenmesi kolay olan Gemlik çeşidi çoğaltılmakta ve satışa sunulmaktadır. Oysa bu çok kaliteli siyah sofralık çeşidin her ekolojide istenen verim ve kaliteyi vermesi mümkün değildir. Genelde standart olarak kabul edebileceğimiz Gemlik, Domat, Ayvalık, Memecik gibi çeşitlere ait ismine doğru ve talebi karşılayacak düzeyde fidan bulabilmek oldukça güçtür. Yöresel çeşitlere ait fidanları bulmak ise hemen hemen mümkün olmamaktadır.
Zeytincilikte yetiştiricilik aşamasında karşılaşılan sorunlar
Diğer meyve türlerinde olduğu gibi zeytincilikte de fidan üretimi önemli bir sorundur. Zeytin fidanı genellikle vegetatif yöntemle elde edilirken, ekonomik öneme sahip adventif kök oluşum sorunu nedeniyle, ancak çöğür anaç üzerine aşı yapılarak çoğaltılmaları gerekir. Aşılı fidan üretiminin çelikten yapılan üretime göre daha uzun zaman alması ve iş gücü maliyetinin yüksek olması nedeniyle, aşılı fidanlar yaklaşık üç kat daha fazla fiyata satılmaktadır. Bu ise hem talebi hem de arzı zorlaştırmaktadır. Türkiye genelinde kurum ve özel fidanlıkların % 80’inden fazlasında köklenmesi kolay olan Gemlik çeşidi çoğaltılmakta ve satışa sunulmaktadır. Oysa bu çok kaliteli siyah sofralık çeşidin her ekolojide istenen verim ve kaliteyi vermesi mümkün değildir. Genelde standart olarak kabul edebileceğimiz Gemlik, Domat, Ayvalık, Memecik gibi çeşitlere ait ismine doğru ve talebi karşılayacak düzeyde fidan bulabilmek oldukça güçtür. Yöresel çeşitlere ait fidanları bulmak ise hemen hemen mümkün olmamaktadır.
Zeytincilikte yetiştiricilik aşamasında karşılaşılan sorunlar
Yetiştiricilikten önce, zeytin ağacının genetik yapısından da kaynaklanan
ve ürünün bir yıl çok, bir yıl az veya yok denecek kadar az olması demek olan,
periyodisitenin yarattığı sorunları ve nedenlerini açıklamakta fayda vardır.
Periyodisite nedeniyle zeytin ve buna bağlı olarak zeytin ürünlerinin üretim
miktarları yıllar arasında büyük farklılık göstermektedir. Yarı yarıya veya
dörtte bir oranında azalan ürün, pazarlama imkanlarını da etkilemektedir. Bir
yıl 200 bin ton, bir yıl 50 veya 100 bin ton olan zeytinyağı üretiminde,
ihracat imkanı olsa bile pazarlama çok zor ve düzensiz olacaktır. Oysa depolama
masrafı da eklenerek pazarı koruma yoluna gidilmelidir. Ancak depolama
koşulları uygun değilse olmazsa bu durum zeytinyağında azalmasına neden
olacaktır. Sonuçta hem maliyeti yüksek hem de kalitesi düşük ürün elde
edilecektir. Bu nedenle depolama koşullarının uygun olması önemlidir.
Üretimdeki dalgalanmanın bir diğer dezavantajı üreticinin iki yılda bir para
kazanmasıdır. Üretici her yıl bakım işlemleri uyguladığı takdirde elde edeceği
gelir ile giderlerini bile karşılaması oldukça güçtür. Periyodisite, çeşitlere
bağlı olarak çok farklı şiddette olmasına rağmen, dışarıdan yapılacak
uygulamalarla bu azalabilir veya artabilir. Ağacın güçsüz kalması ve generatif
ve vegetatif dengenin bozulması periyodisiteyi artırıcı faktörlerdir. Yanlış
budama, yetersiz beslenme ve sulama, zirai mücadele eksikliği ve en önemlisi
gelecek yılın ürününü verecek olan gözlere zarar veren hasat yöntemlerinin
uygulanması periyodisiteyi artırıcı faktörlerdir. Ayrıca hasadın geciktirilmesi
de periyodisiteyi etkileyen önemli bir nedendir.
Zeytincilikte yetiştiricilik aşamasında karşılaşılan sorunlar ise genellikle ülkenin meyveciliğinde karşılaşılan sorunlarla aynıdır. Bunlar genel olarak kültürel işlemlerin eksikliğinden dolayı meydana gelen verim ve kalite düşüklüğüdür.
500-1000 yıl yaşayabilme özelliğine sahip olduğu halde, 3 veya 4 yaşında verime başlayan zeytin ağacı, 12-20 yaşlarında tam verime ulaşmakta ve ekonomik olarak 80-100 yaşına kadar yaşayabilmektedir. Ancak bu değerler yetiştirme ve bakım koşullarına göre artma veya azalma gösterir. İyi bakım koşullarındaki ağaçlarda verim ve ekonomik ömür daha da artabilmektedir.
Yaklaşık 90 milyon zeytin ağacının olduğu ülkemizde, mevcut ağaç varlığının yaklaşık % 75’i sulama imkanının olmadığı, çorak ve engebeli kır arazilerde yer almaktadır. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden Doğu Karadeniz Bölgesi’ne kadar olan kıyı boyu, yaklaşık 870 bin ha alanda, yetişen zeytin ağaçlarının % 9’u 10 yaşın altında, % 59’u 10-80 yaşında ve % 32’si 80 yaşın üzerindedir.
Mevcut ağaçların % 75’inin eğimli alanlarda bulunması nedeniyle yalnızca % 20-25’lik bir alanda toprak işlemesi yapılabilmektedir. En yoğun toprak işlemesi genellikle taban arazide zeytincilik yapılan Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde uygulanabilmektedir. Zeytinliklerin % 31’i her yıl, % 19’u ise yalnızca var yılında gübrelenmektedir. Gübreleme daha çok Marmara ve kısmen de Ege bölgesinde uygulanmaktadır. Ancak zeytinliklerde genellikle azot ağırlıklı gübrelerin veya kompoze gübrelerin kullanımı yetersizdir. Bahçelerde azot yanında potasyum eksikliği de sıklıkla görülmektedir. Oysa azot ve özellikle de potasyum, verim ve kalitenin sağlanmasında en önemli faktörlerden biridir. Diğer yandan bor, demir gibi diğer bazı besin maddelerinin eksikliğine de dikkat edilmelidir. Zeytin üreticilerinin toprak ve yaprak analizlerini mutlaka yaptırmaları ve buna göre gübre uygulamaları gerekmektedir.
Zeytinde verim ve kalite artırıcı unsurlardan biri olan sulama uygulaması da ülkemizde ancak sofralık zeytin üretimi yapılan bahçelerde gerçekleştirilmekte ve bu da toplam alanın % 20’sini oluşturmaktadır. Ancak özellikle eğimli arazilerde teraslama veya sekileme yapılarak ağaçların mevcut yağışlardan daha fazla yararlanabilmesi sağlanmalıdır.
Zeytin ağacının vegetatif ve generatif gelişmesinde fizyolojik bir dengeyi kurabilmek ve ekonomik ömrünü uzatabilmek amacıyla, var veya yok yılları da dikkate alınarak farklı şiddetlerde budamaya ihtiyacı vardır. Mevcut ağaçlarımızın büyük çoğunluğunun yaşlı olduğu da göz önünde bulundurulursa bu ağaçların her iki yılda bir, ancak geri kalanın yaklaşık % 50’sinin ise hemen hemen her yıl budama ihtiyacı vardır. Oysa budanan zeytin ağacı oranı ancak % 15-20 düzeyindedir.
Hem ağacın sağlığı hem de meyvesinin verim ve kalitesi açısından, başta zeytin sineği olmak üzere hastalık ve zararlılara karşı bireysel veya toplu mücadeleye ihtiyaç olduğu halde ancak % 25’inde zirai mücadele uygulanmaktadır.
Ülkemizdeki zeytin ağaçlarının büyük bir kısmının yaşlı olması nedeniyle çoğunlukla geleneksel yetiştiricilik yapılmaktadır. Kültürel işlemlerdeki eksiklikler genellikle geleneksel yetiştiriciliğin yapıldığı bahçelerde veya tamamen rant amacıyla değerlendirilen bahçelerde görülmektedir. Ancak bölgeler bazında bazı farklılıklar söz konusu olabilmektedir. Örneğin kültürel işlemlerinin büyük bir kısmı sofralık yetiştiriciliğin yoğun olduğu Marmara bölgesinde uygulanmaktadır. Güneydoğu Anadolu bölgesinde ise tamamen susuz koşullarda yetiştiricilik yapıldığı halde, toprak işleme ve budama uygulaması mutlaka vardır.
Bu işlemlerin üretim maliyetindeki paylarını ise şöyle sıralayabiliriz; Toprak işleme, % 27-28, Gübreleme % 10-11,
Budama % 18-19 (Şekil 3).
Şekil 3. Bazı kültürel işlemlerin üretim maliyetindeki payları
Kültürel işlemler yanında zeytin için önemli olan bir diğer nokta ise hasattır (Şekil 3). Zeytin hasadı hem üretim maliyetinin % 20-35’ini oluşturmakta hem de verim ve kalite yanında ağacın özellikle çiçeklenme fizyolojisini etkilemektedir. Çoğunlukla geleneksel hasat yöntemlerinin kullanılması sonucunda oldukça büyük sorunlar ortaya çıkmaktadır. Özelliklede sırıkla yapılan hasat sonucunda hem meyveler, hem de bir sonraki yılın ürününü verecek olan gözleri taşıyan yıllık sürgünler zarar görmektedir. Bu durum hem meyvenin kalitesini düşürmekte hem de periyodisitenin şiddetini daha da artırmaktadır. Ancak, özellikle İtalya ve İspanya gibi modern yetiştiriciliğin yapıldığı ülkelerde kullanılan hasat makinelerinin kullanımı oldukça güçtür. Çünkü bahçelerin ve ağaçların durumu bu makinelerin kullanımı için uygun değildir.
Ülkemizde kültürel işlemlerdeki eksiklikler ve hatalı hasat ile başlayan verim ve kalitedeki azalma zeytinyağı veya sofralığa işlemler sırasında da devam etmektedir.