24 Mart 2015 Salı

Zeytin Gübrelemesi Nasıl Yapılır ? Nelere Dikkat Etmek Gerekir ?

ZEYTİNİN GÜBRELENMESİ
Zeytin, iklimi ılıman olan bol güneş alan yörelerde yetişen dayanıklı bir ağaçtır. Kışı ılık, yazları sıcak ve kurak geçen iklim koşullarına adapte olmuştur. Yıllık optimum ısı isteği ortalama 15-20oC arasındadır. Yaz sıcaklarının 40oC ye kadar çıkmasından etkilenmemsine karşın kışın sıcaklığın -7oC nin altına düşmesi durumunda çok zarar görür.
Zeytin ağaçları genellikle kireçli, kumlu tınlı ve taşlı, iyi havalanan topraklarda yetişir. Taban suyu düzeyinin yüksekliğine karşı duyarlıdır. Yüksek taban suyu kök çürüklüğüne neden olur. Ağır killi topraklarda gelişmesi çok zayıf olur. Böyle topraklarda fazla su kök gelişmesi üzerine olumsuz etki yapar.
Kök sistemi toprakta derinliğe ve genişliğe doğru yayılma gösterir. Köklerin toprak içerisinde genişliğine yayılma alanı tacın izdüşümünün yaklaşık 3-6 katını bulur. Fidan aralıkları, genellikle kurak koşullarda ve bitki besin elementlerince yoksul topraklarda ağaçlar arasında 12-18 m, sulamanın uygulandığı yörelerde de 6-9 m’lik aralık bırakılarak dikilmelidir. Toprak süzek, çakıllı ve taşlı ise kök sistemi gerekli su ve besin elementlerini bulabilmek için 5-6 m derinliğe değin gelişme gösterir.
Zeytinler genelde Nisan ayı ortalarından başlayarak Mayıs ayında çiçek açar. Hasat ekim ayı sonlarında başlar. Yaprakların ömrü genelde 3 yıldır. Yarı kurak ve sulanmayan bölgelerde yetiştirilen zeytin ağaçlarından genellikle bir yıl ürün alınır ve izleyen yıl ürün alınmaz ya da çok az ürün alınır.
Nitelikli bol ürün alınabilmesi için besin elementlerinin uygun oran ve miktarda gübrenin toprağa uygulanması gerekir. Türkiye de zeytin gübrelenmesinde toplam (N+P2O5+K2O) 26.700 ton/yıl gübre kullanılmıştır. Bu miktar Türkiye genelinde tüketilen gübrenin %1,5’ini oluşturmaktadır. Zeytin gübrelenmesinde kullanılan besin elementlerinin oranı 6:2,2:1 şeklindedir.
Zeytin, koşullara bağlı olarak topraktan en fazla azot ve potasyum kaldırır. Topraktan kaldırılan fosfor miktarı ise azot ve potasyuma göre çok azdır. Ürün ile kaldırılan N:P:K oranı 1:0,35:2,4 dür. Buna göre zeytin ürünü ile topraktan azota göre 2,4 kat fosfora göre de 7,1 kat daha fazla potasyum topraktan uzaklaştırmaktadır. Budama artıkları ve zeytin ürünü ile topraktan toplam kaldırılan besin elementleri dikkate alındığında oran 1:0,24:1,4 şeklindedir.
Zeytin topraklarının gübrelenmesinde diğer ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de organik gübrelerden sıkça yararlanılır. Bu gübreler zeytin topraklarının öncelikle fiziksel ve biyolojik özelliklerini olumlu yönde etkiledikleri gibi ayrışmaları sonucunda toprakları besin elementleri yönünden de iyileştirirler. Bu gruba giren gübrelerin başında ahır gübresi, yeşil gübreler, çöp gübresi ve kompost gelir.
Organik gübreler gerek hafif ve gerekse ağır bünyeli zeytin topraklarını ıslah eder, daha kolay işlenebilir şekle getirir, havalanmasını ve sus tutma kapasitelerini artırır, toprağın rengini koyulaştırarak özellikle soğuk aylarda toprak sıcaklığının artmasına neden olur. Ayrıca toprağa uygulanan kimyasal gübrelerden zeytinin daha fazla yararlanmasını sağlar. Ahır gübresi organik gübreler gibi 3 yılda bir kez 2-3 ton olarak uygulanmalıdır. Ürün toplandıktan sonra ahır gübresi Ocak ya da Şubat aylarında ağaçların taç izdüşümleri esas alınarak ağaç aralarındaki toprak yüzeyine serilmeli ve aynı gün toprakla karıştırılmalıdır. Ağacın yaşına ve gelişme durumuna göre küçük boy ağaçlara 60-80 kg, Orta boy ağaçlara 100-120 kg Büyük boy ağaçlara 160-180 kg uygulanabilir.
Yeşil gübre bitkisi olarak baklagillerden bezelye, fiğ, bakla, tahıllardan ise çavdar, yulaf yetiştirilmesi uygundur. Bu bitkiler sonbaharda ekilir ve çiçeklenme başlangıcında sürülerek toprağa gömülür.
Kimyasal gübrelerin kullanımında iklim etmenleri, toprak etmenleri, bitki etmenleri (çeşidi, yaşı, gelişme durumu, anaç, kök yapısı ve gelişimi) dikkate alınır.
Azotlu gübreler ağacın gelişmesini ve ürün miktarını olumlu yönde etkile. Yetersiz azot gübrelemede sürgünler normal büyüklüklerini alamamakta, cılız, solgun ve sarı yapraklar oluşmaktadır. Fazla azot, ağaçtaki yaprak sayısının artmasına ürün azalmasına neden olur. Ayrıca fazla azot zeytin bitkisinin soğuğa, kuraklığa, hastalık ve zararlılara karşı dayanıklılığını azaltır.
Zeytin ağaçlarının azota en fazla ihtiyaç duydukları dönem Mart-Haziran ayları arasındaki çiçeklenme ve meyve tutumu dönemidir. Bu dönemde yapılan yeterli uygulama çiçek dökümünü azaltmakta ve ürün miktarının artmasına neden olmaktadır. Sulanmayan koşullarda azot Şubat ayı içerisinde ve bir defada uygulanması önerilmiştir. Sulanan koşullarda ise azotlu gübrelerin 2/3 ünün ilkbahar ve yaz dönemi içerisinde geri kalan 1/3 ünün ise sonbaharda uygulanması önerilmiştir. Don tehlikesi olan yörelerde azotlu gübrelerin 2/3 ünün ilkbaharda ve 1/3 ününde yaz döneminde uygulanmasını önermişlerdir.
Fosforlu gübreler çiçeklenmeyi ve meyve tutumunu arttırır. Toprakta fosforun yeterli olmaması ya da bitki tarafından alınamaması durumunda boğum araları kısalır, kök gelişmesi zayıflar, çiçek miktarı azalır, geç çiçek açar ve buna bağlı olarak meyveler küçük kalır ve olgunlaşmaları gecikir. Fosforlu gübrelerin topraktaki hareketleri azot ve potasyuma göre daha yavaştır, toprak kolloidleri tarafından daha sıkı tutulmaktadır. Bu yüzden fosforlu gübrelerin tamamı Şubat ayı içerisinde uygulanır.
Zeytin, azota göre topraktan çoğu zaman daha fazla potasyum alır. Bu nedenle bol ve nitelikli ürün için potasyumlu gübrelere gereksinim duyulmaktadır. Potasyumlu gübreler çiçek oluşumunu, meyve tutumunu, meyvenin gelişmesini, kalitesini ve dayanıklılığı ile meyvedeki yağ miktarını olumlu yönde etkiler. Potasyumlu gübreler meyve büyüklüğü ile birlikte meyvenin et/çekirdek oranını da artırır. Yeterli uygulama yapılmadığı zaman meyveler küçük, et kısmı zayıf ve yağ oranları düşük olur. Potasyumlu gübreler bitki dokularının daha sağlam yapılı olmasını sağlayarak soğuğa, dona, hastalık ve zararlılara karşı direncini artırır.potasyumlu gübreyle yeterli uygulama yapılmış zeytin ağaçları kuraklığa daha dayanıklı olmaktadır. Potasyumlu gübreler toprakta azotlu gübrelere oranla daha geç yıkandığı için Şubat ayı içerisinde ve bir defada uygulanır.
Verim durumu 15 kg dan az olan zeytinliklere kışın ağaç başına 200’er gram N ve P2O5 ile 400gr K2O uygulanması ve ilkbaharda da 300 gr N uygulanması önerilmektedir.
Aydın yöresi zeytinliklerine uygulanacak kimyasal gübre miktarları yıllık ortalama 40 kg zeytin ürünü veren ağaçlar için kimyasal gübrelerin ağaç başına 350 gr N, 420 gr P2O5 ve 450 gr K2O şeklinde uygulanması önerilmektedir.

ZEYTİN GÜBRELEMESİ (TOROS GÜBRE)
Ülkemizde ticari anlamda zeytin yetiştiriciliği Ege, Marmara ve Akdeniz Bölgelerinde yapılmaktadır.
Son yıllarda zeytinyağının insan beslenmesindeki öneminin daha iyi anlaşılması sonucu, zeytin yetiştiriciliği önemli bir gelir kaynağı haline gelmiştir.
Zeytin yetiştiriciliğinde yüksek verim ve kalite, diğer kültürel uygulamalar yanında doğru ve dengeli gübreleme ile sağlanır.
Zeytin ağaçlan çok yıllık bitki olması yanında bir yıl ürün verip, bir yıl vermeme özelliği gösterir. Bu nedenle toprak özellikleri ve toprakta mevcut besin maddelerinin durumu kadar, zeytin ağacının yaşı ve çeşidi (yağlık, sofralık, salamuralık) dikkate alınarak gübreleme yapmak gerekir. Böylece;
• Ağaç başına yüksek verim alınır.
• Ürün kalitesi yükseltilir.
• Ağacın hastalık ve zararlılara karşı dayanıklılığı arttırılır.
• Ağaçlar soğuk ve kuraklığa karşı dayanıklı hale gelir.
• Periyoditize azaltılır.
ÖNERİLER:
Zeytinliğin yeni yapılmış olmasına, zeytin ağacının yaşına ve verim durumuna göre besin maddesi ve gübre ihtiyacı aşağıda verilmiştir.
Yeni Tesis: Dekara 100 Kg. TSP, 60 Kg. P.Sülfat derin toprak işlemesi sırasında verilir.

Ağaç Başına Saf Besin Maddesi (Gram)
Ağaç Başına Gübre (Gram)
N
P205
K20
15.15.15 Kompoze
CAN
Gelişme Dönemi
1. Yaş
45
45
45
300
-
2. Yaş
85
60
60
400
100
3. Yaş
155
105
105
700
200
4. Yaş
210
135
135
900
300
5-7 Yaş
355
225
225
1.500
500
7-10 Yaş
480
300
300
2.000
700
Verim Dönemi
30-40 Kg./Ağaç Verim
580
375 '
375
2.500
800
40-60 Kg./Ağaç Verim
680
450
450
3.000
900
60-80 Kg./Ağaç Verim
780
525
525
3.500
1.000
15.15.15 Kompoze gübre Ocak/Şubat aylarında ağaç tacı iz düşümündeki daire çevresine açılacak 15-20 cm derinlikteki çiziye verilerek üzeri toprakla kapatılır.
CAN-Kalsiyum Amonyum Nitrat gübresi Nisan veya Mayıs aylarında ağaç tacı altında gövdeden 50cm. çapındaki alan dışına toprak yüzeyine serpilir, tırmık veya çapa ile işlenip, toprak altına karışması sağlanır.
Yapraktan Gübreleme:
100 litre suda 3kg. Potasyum Nitrat gübresi eritilir, gerekiyorsa zirai ilaçla birlikte meyve irileşme döneminde pülverizatörle yapraklara püskürtülür. 100 it. su ile 5-6 ağaç yıkanmalı ve bu işlem 10-15 gün ara ile 2 defa yapılmalıdır.
http://www.tarimsal.com/zeytin.htm
Kaliteli ve Karlı Zeytinciliğin Püf noktaları
1. Ağacını sık buda, çapala, gübrele, su ver,dibinde çim bitirtme.
2. Zararlı ile mücadele et.
3. Zeytini zamanında, elle toplamayı, tercih et.
4. Toplanan zeytini kısa sürede ve ezmeden yağhaneye götür.
5. Fabrikaya gelen zeytini çok bekletme.
6. İşlemeden önce yıka, temizle, taşlardan ve yapraklardan arındır.
7. Zeytini sağlıklı koşullarda öğüt.
8. Zeytinyağını uygun kaplarda dinlendir, depola. Kara sac bidonlar veya beton kuyular kullanma.
9. Ambalajladıktan sonra serin ve karanlık yerlerde muhafaza et.
10. Çok bekletmeden tüket.

Zeytinin tadına, kokusuna, rengine ve dokusuna, zeytinin olgunluk durumu, çeşidin özelliği, uygulanan işleme metodu gibi faktörler etki eder. İdeal zeytincilik için dikkat edilecek konular aşağıdaki başlıklar halinde özetlenebilir:
ZEYTİNYAĞI
1- Sızma
Zeytinyağının hazırlanışında en makbul olan sıkma usulüdür. Özel seçilmiş zeytinlerinden soğuk presle elde edilir ve özel tadımcılar tarafından denenerek diğer zeytinyağlarından ayrılır. Asit oranı %1'den azdır. Genzi yakmaz. Rafine edilip inceltilmemiş, içindeki tabii lezzet yok edilmemiştir. İster salatanızın üzerinde gezdirin, ister kahvaltıda keyifle ekmeğinizi batırın. Bu özel lezzetten ağzının tadını bilenlerin vazgeçmesi bir müddet sonra mümkün olmayacaktır.
2- Tat
Narin ve meyvemsi olmalı, asla acı olmamalıdır.Yani tatlandırılması iyi yapılmış olmalıdır.
3- Renk
Açık ve berrak olmalıdır.
ZEYTİN TANESİ
1- Ebat
 Boyu 2 - 2,5 cm, çapı ise 1.5-2 cm yani tombul olmalıdır.

2- Çekirdek
Küçük olmalı ve çapı 1 cm den büyük olmamalıdır.

3- Hijyen
 Zeytin taneleri kirli, kokuşmuş, özellikleri kaybolmuş, kurtlanmış veya küflenmiş olmamalıdır.
4- Dayanıklılık
Zeytinler dayanıklı olmalı hemen erimemelidir.
5- Renk
Toplanma rengi yeşil ile hafif kahverengimsi olmalı, hafif kızarmış alacalı olmalıdır.
6- Eti
Zeytin taneleri etli olmalı, etli kısmı çekirdekten kolay ayrılmalıdır.
7- Dirilik
Zeytin taneleri diri olmalı, pörsümüş bir halde olmamalıdır.
8- Kabuk Kalınlığı
İnce kabuklu olmalı kabuk ağızda erimelidir.
9- Tatlandırmada Kullanılan Malzeme
Tabii malzeme olmalı, asla herhangi bir kimyasal kullanılmamalıdır.
Soğuk zararından kısmen korunmak veya soğuktan sonra daha az etkilenmek için alınması gerekli önlemler:
o    Hasat’ tan hemen sonra don riski olan bölgelerde zeytin ağaçları bordo bulamacı veya hazır bakırlı ilaçlar ile ilaçlanmalıdır. Potas, Fosfor, Bor gübresi ile gübrelenmesi de önerilen bir yöntemdir.
 
o    Meteorolojik haberlere göre don riski olan saatlerde zeytinlikte ve donun çökebileceği alanlarda lastik, benzeri malzeme yakılmalıdır.
 
o    Bölgelerde az görülmekle birlikte özellikle yeni tesis edilmiş yağmurlama sulama yapılan zeytinliklerde don riski olan saatlerde yağmurlama sulama yapılması don zararını azaltan bir uygulamadır. Zira su zerrecikleri donma esnasında enerji yayarlar ve bu da ağaçları korur.
 
o    Kar yükünden dolayı dalların kırılmaması için mümkün oluyorsa dalların silkelenmek suretiyle karlarından temizlenmesi bu suretle karın donması nedeniyle ağaçların daha fazla zarar görmesi engellenmiş olacaktır.
 
o    Zeytinlik tesis edilecek yer, zeytin için zor ya da sınır ötesi şartlara sahip olmamalı ve kış dönemi içerisinde hava sıcaklığı uzun müddet –7 0C ‘ de kalmamalıdır. Soğukluğun etkisi yükseklikle artacağı için 600 metreden daha yükseklere zeytin dikiminden mümkün olduğunca kaçılmalıdır.
 
o    Zeytinlik tesis edilecek toprak ağır bünyeli ve su geçirmeyen bir yapıda olmamalı, taban suyu sorunu bulunmamalıdır.
 
o    Soğuğa maruz fakat rüzgar tutmayan çukur yerlerde soğuk hava göllenerek zararlı olacağı için böyle yerlerde ve zeytin için sınır yörelerde zeytinlik tesis etmekten kaçınılmalıdır.
 
o    Bakımsız zeytinlikler bakımlı olanlardan daha fazla soğuktan etkilenirler. O nedenle özellikle soğuğa maruz yörelerdeki zeytinliklerde kültür bakım tedbirleri tekniğine göre uygulanmalıdır.
 
o    Budama ağacın soğuğa karşı hassasiyetini arttıracağından zeytin için geçit bölgelerde erken budamadan kaçınılmalı ve tehlikeli soğuklar geçtikten sonra örneğin Nisan başında budamaya başlanmalıdır.
 
o    Kar yağan bölgelerde ağaçların kar yükünü taşıyabileceği tarzda yayvan olmayacak tarzda piramidal budamalar yapılmalıdır.
 
o    Tek taraflı, yüksek dozlu azotlu gübrelemeden kaçınılmalı, ağaçlar mümkünse toprak ve yaprak analiz sonuçlarına göre gübrelenmelidir. Potasyum ve Fosforlu gübrelerin ağacı soğuk ve sıcaktan koruduğuna dikkat ederek kullanımına önem verilmelidir.
 
o    Özellikle zeytinlik için sınır yörelerde zeytinliklerde sulamayı geç sonbahara bırakmamalıdır.
 
o    Soğuktan hemen sonra kalın dallar üzerinde oluşan kabuk çatlak yerlerine % 4-5’ lik bordo bulamacı sürülerek, kabuğun odun dokusuna temas etmesini sağlayacak şekilde sıkıca sarılmalıdır.
 
o    Soğuktan zarar görmüş ağaçlar hemen budanmamalı, zararlanma seviyesini ve sürgün oluşumunu görmek üzere ertesi budama mevsimine kadar beklenmelidir.
 
o    Soğuk zararı vuku bulduktan hemen sonra zeytin dal kanserine karşı koruyucu olmak üzere bordo bulamacı ile ilaçlama yapılmalıdır. Ayrıca oluşan çatlaklar Nisan ve Mayıs ayları boyunca takip edilmelidir. Çünkü oluşan bu çatlaklara beyazımsı-krem renkte zeytin yara koşnili dediğimiz zararlı yerleşebilir. Ağacın özsuyu ile beslenen bu zararlıyla mücadele yapılmadığı taktirde ağaçlar çalılaşır, dal ve dalcıklar kuruyabilir. Yaz aylarında üzerinde yara koşnili bulunan sürgünler budanarak yakılmalı veya çiçeklenmeden sonra yazlık mineral yağlı ilaçlarla ağaçlar ilaçlanmalıdır.

o    Kanser görülen yerlerde bordo bulamacı ile yapılan koruyucu mücadelenin yanında kanserli dallar Temmuz-Ağustos aylarında kesilerek temizlenmeli, kesim yerlerine bitkisel katran-göztaşı karışımı sürülmelidir.
Zeytin Çeşitlerinin Yağ Oranları
Zeytin çeşitlerinin yağ oranları ile ilgi elimizdeki en önemli kaynak Zeytincilik Araştırma Enstitüsü tarafından yayınlanan "Standart Zeytin Çeşitleri Katalogu" Burada çeşitlerin birçok özellikleri ile birlikte yağ oranlarda belirtilmiş. Sanırım İzmir Kemalpaşa'daki koleksiyonlarında bulunan çeşitler materyal olarak kullanılmış. Tam küsuratlarını hatırlamıyorum ama; mesela Gemlik çeşidinin yağ oranı %30'a yakin, Erkence ve Saurani'de%25-26, Ayvalık ve Memecik çeşitlerinde %22-23 kadar, Kilis Yaglik'ta %36, Manzanilla ve Domat'da %20 kadar. Çalışmanın hatalı yapıldığını veya yanlı olduğunu düşünmüyorum ama çeşitler farklı ekolojilerde çok farklı özellikler gösterebiliyorlar. Saha'da bu rakamları göremiyorsunuz. Mesela Manisa'da Ayvalık ve Uslu çeşitlerinde fabrikada çıkarılan yağ oranı %20 kadar. Gemlik çeşidinde biraz daha yüksek. Aydın'da dilmit çeşidinde % 40 kadar olduğu söyleniyor. Seferihisar'da erkence çeşidinde %43,77 yağ oranına şahit oldum. Urla'da yine erkence çeşidinde % 25-35 civarında. Karburunda, yine ayni çeşitte %30-35 civarında. Buralarda bazı yelerde yağ oranının erkence çeşidinde%50'ye kadar çıktığı söyleniyor. Bununla birlikte Edremit yağlık, ve Memecik çeşitlerinde %20 kadar. Gemlik çeşidinde ise %20'nin altında (6-7 Kilo zeytinden 1 Kilo yağ çıkıyor.) Aydın ve Muğla'da memecik'te sıkılan yağ randımanının %20, yine Edremit'te Ayvalık çeşidinde %20 kadar olduğu söyleniyor. Güneydoğu'da oranın çeşitlerinde yağ oranının %30-40 arasında olduğu söyleniyor.
Zeytin Yetiştiriciliği      

Ülkemiz zeytinin anavatandır. Zeytin, 1998 yılı itibariyle 600.000 hektar alan üzerinde 94 milyon ağaç varlığı ile tarım ekonomimizde önemli bir yere sahiptir. Dünyanın en önemli zeytinci ülkeleri arasında yer alan Türkiye dane zeytin üretimi bakımından dünyada 4.sırada yer almakla birlikte özellikle siyah zeytin üretiminde 1.sıradadır. Elde edilen ürünün yaklaşık %75’i yağlık, %25’i ise sofralık olarak değerlendirilmektedir.
 Zeytinyağı yüzyıllar boyunca lezzeti ve besleyici özelliklerinin yanı sıra tıbbi yönüyle de önemlidir. Yapılan araştırmalar, zeytinyağının en kolay hazmedilen yağ olduğunu göstermiştir. Yemeklerden önce içilirse mideyi ülsere karşı koruduğu da bilinir. Aynı şekilde, bağırsak, idrar yolları, safra kesesi rahatsızlıklarının azaltılmasında ve gastritin giderilmesinde de etkilidir. Çocuklara özellikle yararlıdır, beynin gelişimini ve kemiklerin güçlenmesini hızlandırır. Başta E vitamini olmak üzere, içerdiği A,D,K vitaminleri sayesinde hücreleri yeniler, doku ve organların yaşlanmasını geciktirir. Ayrıca cildi besleyici, koruyucu, saçları kuvvetlendirici özelliklere de sahiptir. Yağsız inek sütüne zeytinyağı katıldığında, anne sütünü bırakmış bebekler için anne sütü gibi doğal bir besin kaynağı özelliği kazanır.
 Zeytinyağının belki de en önemli özelliği kalp-damar hastalıkları üzerindeki olumlu etkisidir. Gerek ülkemizde, gerekse yurt dışında yürütülen araştırmaların hiçbir kuşkuya yer vermeyecek bir biçimde kanıtladığı gibi, zeytinyağı kandaki kolesterol düzeyinin denetlenmesini kolaylaştırır, zararlı kolesterol miktarını düşürür, dolayısıyla da kalp krizi riskini azaltır.
İKLİM VE TOPRAK İSTEKLERİ

 Zeytin Entansif yetiştiriciliğe uygun olduğu gibi, diğer ürünlerin yetiştirilemediği besin maddelerince fakir ve sulama imkanı bulunmayan kıraç topraklarda da yetiştirilebilmektedir.
 Entansif bir zeytincilik tesisi sulanabilir ve verimli sahalarda kurulmalıdır. Ilıman iklimden hoşlanan zeytin için kışın dayanabileceği en düşük sıcaklık –7oC olup bu derecenin altında don zararı artar. Ekonomik anlamda tatminkar bir yetiştiricilik açısından yıl içerisinde iyi bir dağılım göstererek yıllık yağış en az 400 mm. olmalıdır. Zeytin genellikle kalkerli-kumlu, derin nemli ve besin maddelerince zengin toprakları sever. Toprak derinliği nem miktarının uygun olduğu yerlerde 75 cm, alttaki ana kayanın yekpare olduğu yerlerde en az 150 cm. olmalıdır.

BAHÇE TESİSİ

Yeni bir tesis kurulmadan önce, tesviye, drenaj gibi toprak hazırlıkları tamamlanmalıdır. Taban suyunun yüksek olduğu yerlerde ancak drenaj yapıldıktan sonra tesis kurulabilir. Meyilin az olduğu yerlerde toprak muhafaza tedbirleri alınarak, meyilin % 5’den fazla olduğu yerlerde özel teraslamalarla tesis kurulur.
 Zeytin yetiştiriciliğinde farklı şartlarda değişik dikim şekilleri uygulanabilir. Genellikle, düzgün ve köşeleri dik açılı yerlerde kare, ara ziraatı yapılan yerlerde dikdörtgen, geniş sahalarda birim alanda daha fazla ağaç dikmek için üçgen dikim şekilleri tercih edilir. Buna mukabil meyilli alanlarda toprak-su muhafaza tedbirleri alındıktan sonra kontur dikim uygulanır. Dikim öncesi iyi bir toprak işleme, gerekli ise drenaj ve tesviye işleri mutlaka yapılmalıdır.
 Zeytinlik tesisinde aşı veya çelik yöntemiyle yetiştirilmiş 2-3 yaşlı fidanlar kullanılmaktadır. Bu fidanlar verimli klonlardan üretilmiş ve sağlıklı olmalıdırlar.
 Dikimde fidanlara uygulanacak aralık ve mesafelerin tespitinde çeşit özelliği dikkate alınmalıdır. Küçük taç oluşturan Gemlik çeşidi 5 x 5 m. aralık ve mesafe ile dikilebilir. Domat gibi büyük ve yaygın ağaç yapısına sahip çeşitlerde ise ileride bir sıkışıklığa sebep olmamak için aralık ve mesafeler daha geniş tutulmalıdır.
 Fidan dikiminde 80 x 80 cm. lik derinlikte açılan çukurlara dikim tahtası kullanılarak dikim yapılmalıdır. Dikim esnasında çukurlara temel gübreleme uygulanmalıdır. Dikim tüplü fidanlarda toprak seviyesinde olmalı, fidanlar aşılı ise aşı noktasının toprak altında kalmamasına dikkat edilmeli ve dikimden hemen sonra fidanlara can suyu verilmelidir.
 Dikim sonrası hastalık ve zararlılardan korunmak için kesim yerleri macunlanmalı, birkaç yıl bolca sulanmalı, yabancı ot mücadelesi yapılmalı, çanakta oluşan kaymak çapalanmalı, hastalık ve zararlılarla yoğun mücadele edilip ikinci veya üçüncü yıl hafif kesimle şekil verilmeye başlanmalıdır.

TOPRAK İŞLEME

 Toprak işlemenin pratik faydaları şunlardır:
Toprağı kabartmak, su tutma kapasitesini artırmak, gerekli olan havayı temin etmek, homojen bir yapı oluşturmak, ayrıca verilen kireç, çiftlik gübresi, yeşil ve mineral gübrenin toprakla gerektiği gibi karıştırılmasını sağlamak ve yabancı otları yok etmektir.
 Böylece toprak fiziksel, kimyasal ve biyolojik olaylar için gerekli ortamı kazanmış olur.
 Hasat sonu kış yağmurlarının toprağa daha iyi işlemesi için sıra araları 5 soklu pullukla 20-25 cm. derinlikte işlenebilir. Ağır topraklar kumlu topraklara göre daha derin işlenmelidir. Orta ve ağır bünyeli topraklarda pulluğun aynı işleme derinliğinde sık sık kullanılması sonunda çizi tabanı denilen bir katman oluşur. Bu tabaka dip kazan aleti ile sürülmelidir veya sürüm derinliği değiştirilmelidir.
 İlkbaharda kazayağı, diskaro, kombine tırmık gibi aletlerle yüzeysel sürüm yapılır. Bu dönemdeki toprak işlemenin çiçek tutumu başlangıcından birkaç hafta önce bitirilmiş olması gerekir. Yüzeysel toprak işlemenin amacı, sulamadan sonra yüzeysel toprağın yapısını iyileştirmek ve yabancı ot kontrolünü sağlamaktır.
 Meyilli arazilerde toprak erozyonunu önlemek ve su tutumunu sağlamak için toprak işleme meyile dik yönde yapılmalıdır.

GÜBRELEME
 Gübreleme, ağaçlarda düzenli bir gelişme ve büyüme ile daha bol ve kaliteli ürün elde etmek için vazgeçilmez bir bakım tedbiridir.
 Dengeli beslenmeyen ağaçlarda ürün miktarı azalır, yağ miktarı ve kalitesi düşer, daneler küçülür, hastalık ve zararlılara mukavemetleri ve soğuğa dayanma güçleri azalır.
 Bir ağaca verilecek gübre miktarlarını belirlemek için yaprak-toprak analizleri yapılmalıdır. Pratikte verilecek gübre miktarları ağaç yaşı ve ürün miktarlarına göre ayarlanır.
 Zeytin ağacı gelişme başlangıcı ve çiçeklenme dönemi olan Mart-Mayıs ayları ile çekirdek sertleşmesi dönemi olan Temmuz aylarında daha fazla bitki besin maddesine ihtiyaç duyar. Zeytinliklerin Şubat-Mart aylarında ilkbahar yağmurlarından önce gübrelenmesi gerekmektedir.
 Gübre uygulamalarında azot, fosfor ve potasın hepsi birden verileceği gibi, fosfor ve potasın tümü ile, azotun ise 2/3’ü Şubat-Mart’ta 1/3’ü de meyve gelişme döneminde uygulanabilir.

SULAMA

 Zeytin üretim alanlarımızın % 75’i kır ve kır-taban gibi meyilli alanlarda olup % 90’nı kuru şartlarda bulunmaktadır.
 Zeytinde verimi etkileyen önemli hususlardan birisi de topraktaki mevcut rutubetin muhafazasıdır. Bunun için alınacak tedbirler şunlardır :
1. Meyilli arazilerde toprağın daha fazla su tutmasını sağlamak ve erozyonu önlemek için uygun tipte teraslar yapmak,
2. Sulama imkanı olmayan zeytinliklerde toprakta daha fazla su depolanmasını sağlamak ve toprak rutubetini muhafaza etmek üzere toprak işleme ve yabani ot mücadelesine önem vermek,
3. Mümkün olan yerlerde zeytinleri sulamak,
 Zeytin yıl içersisindeki tüm gelişme dönemlerinde topraktaki nem eksikliğine göre çeşitli tepkiler gösterir. Bunları gidermek için ihtiyaç duyduğu dönemlerde sulamak gerekir. Sulamaya en çok ihtiyaç duyulan dönem çiçeklenme sonu ile meyvede renk dönüşümü aşamaları arasındaki dönemdir. Özellikle de çekirdek sertleşme döneminde zeytinin su ihtiyacı karşılanmalıdır. Bu dönemde sulama yapılırsa ürün miktarı ağırlıkça artarken, ürünün sofralık değeri de yükselir.

BUDAMA

Sulama kadar budama da verime yönelik uygulanan kültürel işlemlerden birisidir. Zeytin ağacının gençlik, olgunluk ve yaşlılık dönemlerine ait muhtelif safhalarında farklı budama sistemleri uygulanır. Bunlar şekil, mahsül ve gençleştirme budamaları olarak tanımlanabilirler.
Şekil budaması, fidanın mümkün olduğu kadar kısa sürede şekillenip geliştirilerek meyveye yatmasını sağlamak için yapılır. Ağacın ilerideki tacı bu safhada oluşturulur. Zeytinlere genellikle tek gövde ve 3-4 ana dallı olacak biçimde şekil verilir.
Zeytin dalları güneş yakmasına çok hassastır. Sert budama ana dalları güneş ışığına maruz bırakır. Güneş yakmasından da korunmak üzere dallar üzerinde iyi bir yaprak örtüsü teşekkül ettirilmelidir. Gelişmeyi yavaşlatacak aşırı kesimden kaçınmalıdır.
Fidanlıklarda ve genç tesislerde ilk yıl; çatıyı teşkil edecek ana dalları oluşturmaya yönelik seyreltmeler yapılır ve gövde üzerinden çıkan sürgünler ve ayrıca dipten çıkan kuvvetli dip sürgünleri temizlenir. Daha sonraki yıllarda tacın dengesini bozan birbirine yakın, üst üste binmiş gereksiz dallar uygun şekilde kesilir. Bu işlem yazın yapılabildiği gibi kışın da yapılabilir.
Verimlilik devresindeki budamaya mahsül budaması denilmektedir. Amaç, tacın yaprak odun oranı açısından dengede tutulması suretiyle yeşil aksamın daha iyi havalanmasını, güneşlenmesini temin etmek ve bunun sonucunda verimliliğin devamını sağlamaktır.
 Mahsül budaması her yıl yapılabildiği gibi iki yılda bir, verim yılı öncesinde de uygulanabilir. Budama ilkbaharda ve de soğuk tehlikesi yüksek olan yerlerde şiddetli soğuklar geçtikten sonra yapılmalıdır. Bol su ve gübre bulan ağaçlar hafif bir şekilde budanmalıdır ki, aşırı kuvvetli sürgün teşekkül etmesin. Çünkü bu tip sürgünler genellikle verimsizliğe sebep olurlar. Suyun ve gübrenin yetersiz olduğu, hastalık ve zararlıların tesiriyle zayıf düşmüş ağaçlar daha sert bir şekilde budanmalıdır.
 Yaşlanmış ağaçlarda odun aksamı artar. Yeşil görünüm kaybolur. Sürgün faaliyetleri azalır. Zeytinde kendini yenileme gücünün fazla oluşu nedeniyle gençleştirmeye gidilmelidir. Gençleştirme ana dal seviyesinde, gövde seviyesinde ve dipten olacak tarzda yapılabilir (Şekil 1).
 Odunlaşmış, çıplaklaşarak uzamış ve sadece uç kısımlarında az miktarda ürün alınabilen ana dallara sahip ağaçlarda tacın yeniden şekillendirilmesi ve verimlendirilmesi için bu ana dalların ortadan kaldırılması gerekir.
 Dallar gövdeye bağlandıkları noktanın 15-20 cm. üzerinden kesilir. Bu kesim ya periyodik yapılır veya ana dalların hepsi tümden çıkartılırlar.
 Gövde seviyesinden yapılan gençleştirmeler özellikle tacı verimden düşmüş, sağlam ve yüksek gövdeli ağaçlarda gövde yüksekliğini daha aşağı seviyelere indirmek imkanını vermektedir. Bu kesimlerde aşı yerine dikkat edilmelidir. Kesimin aşı yerinin altından yapılması durumunda yeniden aşılama söz konusu olacaktır.
 Gövdeleri çürümüş ve içleri boşalmış yaşlı ağaçlar ancak dipten kesilerek gençleştirilebilir. Bunların dışında diğer bir uygulama, verimden tamamen çıkmış ağaçlarda herhangi bir gençleştirmeye gitmeden bu ağaçların yanında ve sıra aralarında yeniden fidan dikilerek plantasyonların yenilenmesidir. Bu uygulamada yeni dikilen genç fidanlar belirli bir gelişme seviyesine ulaşınca yaşlı ağaçlar sökülürler.
 Gençleştirmenin başarılı olabilmesi için kesim yerlerinin koruyucu bir madde ile kapatılması, gençleştirilen ağaçlara başta gübreleme olmak üzere gerekli kültürel tedbirlerin uygulanması, hayvan zararının ve erozyonun önlenmesi önemlidir.
 Çeşitli seviyelerde uygulanan gençleştirmelerde ilk yıl teşekkül eden sürgünlerin hepsinin gelişmesine müsaade edilmelidir. İkinci yıl bu sürgünlerin % 50’si çıkartılır. Daha sonraki yıllarda iki veya üç ana dallı olarak ağaç tacı oluşturulur.
 Gerekli bakım tedbirleri ile yapılan uygun gençleştirme budaması neticesinde ağaç yenilenmiş ve bunun sonucunda ürünün miktarı ve kalitesi arttırılmış olur.

HASAT

 Hasat üretim masrafları içerisinde % 50-60'lık bir pay ile en önemli maliyet unsuru durumundadır. Zeytin sofralık veya yağlık olarak değerlendirildiği için hasadı da farklı periyotlarda yapılmaktadır. Yeşil zeytin hasadı meyvelerin rengi sarımsı-yeşile döndüğünde yapılır. Dokusu sertliğini biraz yitirmiş ve meyve normal iriliğini almıştır. Hasat zamanı; iklim, çevre ve çeşide göre Eylül-Ekim aylarıdır.
 Zeytinler siyah olarak hasat edilecekse çeşide has olgunluk rengini alması beklenir. Fazla gecikme danede yumuşamaya neden olur. Hasat genellikle Kasım-Aralık aylarında yapılır.
 Yağlık zeytinler ağaçta yeşil meyve kalmadığında, yağ oranının en yüksek seviyeye çıktığı zaman toplanır. Kabuğun etten kolay ayrılması, parmak arasında sıkıldığında meyvenin çekirdeğinin kolayca ayrılması ve sap çukurundan meyve suyunun çıkması hasat zamanının pratikteki göstergeleridir. Mevsim durumuna göre yağış, fırtına, soğuk ve don zararı söz konusu ise ve ayrıca zeytin sineği zararı varsa erken hasat yapılabilir. Meyvemsi bir tat isteniyor ise yine erken hasat söz konusudur.
 Hasat yöntemleri; ağaçtan düşürme-yerden toplama ve doğrudan ağaç üzerinden elle veya bazı yardımcı aletlerle toplama şeklindedir.
 Ürün kalitesi yönünden en iyi hasat şekli ürünün sıyrılmasıdır. Deneyimli personel de olursa randıman yükselir. Zeytinler sepete, torbaya veya sergi üzerine yere sıyrılabilir.
 Sırıkla yapılan hasatta dalların ve filizlerin kırılması, kanserli bölgelerde bulaşma ve müteakip yılın ürünün zarar görmesi gibi olumsuzluklar söz konusudur. Eğer zorunlu olarak sırık kullanılacaksa sırık üzerine bez veya benzeri malzeme sarılmalıdır. Vuruş şekli içten dışa doğru olmalıdır (Şekil 2).
 Son yıllarda kayıpların önlenmesi ve randımanın artırılması için mekanik hasada geçilmiştir. Elle kullanılan basit taraklarla randıman % 20 artmıştır (Şekil 3). Küçük bahçelere ve büyük makinelerin giremeyeceği plantasyonlara düşük maliyetli basınçlı hava ile çalışan taraklar, sarsıcılar ve çırpıcılar sokarak hasat yapılabilir.
 Sarsıcı makinelerin iş randımanını artırmak için danelerin kopmasını kolaylaştırıcı kimyasal maddelerle çalışma yapılmaktadır. Çeşitli yöntemlerle hasat edilen zeytinlerle birlikte, yaprak ve filizler de dökülür. Bunların daneden elle ayrılması zaman kaybına neden olur. Bu ayırma işleminde elek ve temizleyiciler kullanılmaktadır.

ZEYTİN ÇEŞİTLERİ

 Zeytincilikte bahçe tesis ederken çeşit seçimi önemlidir. Ürünün sofralık veya yağlık değerlendirilmesi durumları dikkate alınarak uygun çeşidin seçilmesi ve seçilen çeşidin yetiştirme koşullarına adaptasyon durumunun dikkate alınması ekonomik bir zeytin yetiştiriciliği için büyük bir önem taşımaktadır.
 Türkiye’de yaygın olarak yetiştiriciliği yapılan bazı çeşitler şunlardır.
 Ayvalık:
 Özellikle Edremit körfez bölgesinde yaygındır. Ağacı kuvvetli ve dik gelişir. Mekanik hasada uygun bir çeşittir. Kendine kısmen verimlidir. Tozlayıcı çeşitleri Gemlik, Memecik ve Erkence’dir. Köklenme kabiliyeti yüksek olduğundan çelikle üretilebilir. Meyvelerinin yağ oranı ve kalitesi yüksektir. Meyvesi orta irilikte olup eti çekirdekten zor ayrılır (Şekil 4). Yağlığın yanısıra sofralık olarak da değerli bir çeşittir.
 Domat:
 Özellikle Manisa’nın Akhisar ilçesinde yaygındır. Kuvvetli gelişen bir çeşit olup geniş ve yayvan taç oluşturur. Entansif şartlarda verimi yüksek ve düzenlidir. Çeliklerinin köklenme kabiliyeti çok düşük olduğundan aşı ile üretilmektedir. Meyvesi iridir ve geç olgunlaşır, yağ oranı orta seviyededir. Eti çekirdekten zor ayrılır. Soğuğa hassas olup, zeytin kanserine kısmen dayanıklıdır. Yeşil sofralığa yönelik bir çeşittir.
 Gemlik:
 Marmara bölgesinin ve ülkemizin başta gelen siyah sofralık çeşididir. Ağacı orta kuvvette olup verimi yüksek ve oldukça düzenlidir. Kısmen kendine verimli olan bu çeşidin tozlayıcıları Ayvalık, Çakır, Samanlı ve Erkence çeşitleridir. Meyvesi erken olgunlaşır, eti çekirdekten kolay ayrılır (Şekil 5). Yüksek yağ oranı sebebiyle sofralığa uygun olmayan daneler yağa işlenmektedir. Soğuğa kısmen dayanıklı bir çeşittir.
 Manzanilla:
 İspanya kökenli bir çeşittir. Entansif yetiştiriciliğe uygundur ve ağacın gelişme kuvveti orta düzeydedir. Bu çeşidin farklı tipleri olduğu bilinmekte olup, ülkemizde yetiştiriciliği yapılan tipinde kendine döllenme problemi tespit edilmiştir. Bu sebeple bahçe tesisinde mutlak surette tozlayıcı çeşide gereksinim vardır. Tozlayıcı olarak Uslu ve Ayvalık tavsiye edilmektedir. Çok yüksek köklenme oranı sebebiyle çelikle üretilmektedir. Meyvesi erken olgunlaşır, yağ oranı orta düzeyde fakat kalitesi iyidir. Eti çekirdekten kolay ayrılır. Başlıca yeşil salamuralık olarak değerlendirilen bu çeşidin solgunluk, halkalı leke ve zeytin dal kanserine karşı hassas olduğu bilinmektedir.
 Memecik:
 Ege bölgesi ve ülkemizin en çok ağaç varlığı olan çeşididir. Ağacı kuvvetli gelişir. Kendine kısmen verimli olduğu bilinen bir çeşittir.  Tozlayıcı olarak Ayvalık, Gemlik gibi çeşitler önerilir. Meyveleri yüksek yağ oranına sahiptir ve yağ kalitesi yüksektir. Eti çekirdekten zor ayrılır. Hem yağlık hem de sofralık olarak 2 yönlü bir çeşittir. Soğuğa ve kurağa hayli mukavimdir.

ZEYTİN HASTALIKLARI

Zeytinlerde Halkalı Leke Hastalığı
 Hastalık etmeni kışı yere dökülen veya ağaç üzerinde kalan canlı ve kurumuş hastalıklı yapraklarda geçirir. Etmenin optimum gelişme sıcaklığı 18-20 oC dir. Hastalık 9 oC’nin altında ve 30 oC’nin üzerinde gelişemez.
 İlkbahar ve sonbaharı yağışlı ve nemli geçen bölgelerde hastalık daha yaygın olarak görülmektedir. Ayrıca kuytu ve su tutan yerler, hava ve güneş almayan sık dikilmiş budanmamış zeytinlikler hastalık için uygun ortamlardır. Fazla azotlu gübre ve çiftlik gübresi kullanılması hastalığın artmasına neden olur.
 İlk belirtileri ilkbaharda yaprakların üst yüzeylerinde siyahimsi gri renkte yuvarlak noktalar şeklindeki lekelerdir. Bu noktaların bulunduğu yerde renk açılır, daha sonra bunun çevresinde normal yaprak renginde bir halka oluşur ve bu halkalar gelişir. Bu görünüm nedeniyle hastalığa halkalı leke hastalığı denilmektedir.
 Yaprakların fonksiyonlarını tam yapamamaları meyve tutumunun azalmasına ve erken meyve dökümüne neden olur. Epidemi yıllarında yaprakların tamamının dökülmesiyle ağaçlar çıplak kalabilirler. Bu durumda kuvvetten düşen ağaçlarda sürgün ve ince dallar kuruyabilir.
 Mücadelesi :
 Kültürel Önlemler :
a- Taban arazide, ağır ve su tutan topraklarda, havasız ve nemli yerlerde zeytinlik tesis edilmemelidir.
b- Su tutan arazilerde drenaj kanalları açılarak su akıtılmalıdır.
c- Gübreleme ve sulama, tekniğine uygun yapılmalıdır. Kreç bakımından zayıf topraklar kreçlenmeli veya kreçli gübre kullanılmalıdır.
d- Ağaçlar havalanacak ve yeterli ışık alacak şekilde budanmalıdır.
e- Yere dökülen lekeli yapraklar toplanıp yakılmalı veya derince sürülerek toprağa gömülmelidir.
f- Hastalığa dayanıklı çeşitlerin yetiştirilmesine çalışılmalıdır.
Kimyasal Mücadele :
Bölgelere göre değişik zamanlarda yapılır.
Marmara bölgesinde;
1. İlaçlama : Sonbahar sürgünleri görülmeden hemen önce,
2. İlaçlama : Çiçek somakları belirginleştikten sonra, çiçekler açmadan önce,
Akdeniz bölgesinde;
1. İlaçlama : Hasattan sonra,
2. İlaçlama : İlkbahar sürgünleri görülmeden hemen önce,
3. İlaçlama : Çiçek somakları belirginleştikten sonra, çiçekler açmadan önce,
Ege Bölgesinde ;
1. İlaçlama : Sürgünleri görülmeden önce,
2. İlaçlama : Çiçek somakları belirginleştikten sonra, çiçekler açmadan önce.
Etkili Maddenin Adı ve Yüzdesi Formülasyonu Dozu (100 lt. suya preparat)
Bakır sülfat (% 98) +Sönmemiş kireç % 1.5 luk Bordo bulamacı  (1.ilaçlamada) 1500 gr. 750 gr.
Bakır sülfat (% 98)  +Sönmemiş kireç % 1 lik Bordo bulamacı  (2.ilaçlamada) 1000 gr. 500 gr.
Hazırlı bakırlı ilaçlar Islanabilir toz (WP) 400 gr.
İlaçlamalarda yüksek basınçlı motorlu pülverizatörler kullanılmalıdır.
Zeytinde Dal Kanseri
Zeytin dal kanseri genellikle zeytin ağacının gövde, dal ve sürgünlerinde değişik büyüklükte ur ve siğiller şeklinde görülür. Bunların büyüklüğü, etmenin bulaştığı yara büyüklüğü ile orantılıdır. Senelik sürgünlerdeki siğiller küçük ve yuvarlaktır.
Hastalık etmeni bir yara parazitidir. Bitkiye, budama, hasat, don ve dolu sebebiyle oluşan çatlaklardan ve böceklerin açtığı yaralardan giren bakteri bulaştığı yerlerde önceleri küçük siğil şeklinde urlar oluşturur. Birkaç ay içersinde bu urlar irileşerek fındık büyüklüğünü alırlar. Önceleri yeşil renkte olan urlar zamanla grileşir ve üzerlerinde çatlaklar oluşarak pürüzlü bir görünüm kazanırlar. Hastalık sonucunda ağaçlarda kurumaya varan zararlanmalar görülür.
Mücadelesi :
Kültürel Önlemler :
1. Sık sık don olayının meydana geldiği yerlerde zeytin üretimi yapılmamalı,
2. Kanserli fidanlarla zeytinlik tesis edilmemeli,
3. Aşı kalemlerini kansersiz zeytinliklerden almalı,
4. Kanserle bulaşık zeytinliklerde budama işleri rutubetli ve yağışlı günlerde yapılmamalı,
5. Budamaya öncelikle kanserli ağaçlardan başlanmalı, budama aletleri her ağaç değiştirişte %10’luk Sodyum hipoklorit (Klorak) eriyiğine batırılıp dezenfekte edilmeli,
6. Ağaçlara kompoze gübre verilmeli,
7. Sırıkla hasat yapılmamalıdır.
Kimyasal Mücadele :
1. İlaçlama  :  Hasattan hemen sonra,
2. İlaçlama  :  Dolu ve don zararlarından sonra,
3. İlaçlama : İlkbahar yağmurları başlamadan önce,
4. İlaçlama  :  Sonbahar yağmurları başlamadan önce Bordo bulamacı  uygulanarak yapılmalıdır.
Etkili MaddeninAdı ve Yüzdesi Formülasyonu Dozu  (100 lt. suya preparat)
Bakır sülfat (% 98)  +Sönmemiş kireç % 2'lik Bordo bulamacı  (1.,3. ve 4. ilaçlamada) 2000 gr 1000 gr
Bakır sülfat (% 98)  +Sönmemiş kireç % 1'lik Bordo bulamacı  (2.ilaçlamada) 1000 gr  500 gr
ZEYTİN ZARARLILARI

Zeytin Sineği
 Larvası meyve etinde galeriler açarak beslenir ve özellikle salamuralık çeşitlerin salamuralık özelliklerini azaltarak ve yağlık çeşitlerde asitliğin yükselmesine sebep olarak ekonomik kayıplara yol açar.
Mücadelesi :
Kültürel Mücadele :
Pupalarının yok edilmesi amacıyla kışın derin sürüm önerilir. Ayrıca 3-4 günde bir yere dökülen kurtlu meyvelerin toplanarak uzaklaştırılması önemlidir.
Kimyasal Mücadele :
 Zeytin meyvelerinin irileştiği yaz aylarında zeytin meyvesinde zeytin sineğinin vuruk sayımları yapılarak ilaçlamaya karar verilir. Vuruk oranı, salamuralık çeşitlerde %1’e, yağlık çeşitlerde %10’a ulaştığı zaman ilaçlamaya başlanır. İlaçlama uçakla havadan veya yer aletleriyle yapılır.
Zeytin Güvesi
 Zararlının larvası yaprak, çiçek ve meyvede zarar yapar, meyve tutumunu engeller.
 Kimyasal Mücadele :
 Çiçeklerin %4-5 oranında açtığı dönemde çiçek dölüne, meyveler mercimek iriliğine geldiğinde meyve dölüne karşı ilaçlama yapılmalıdır.
Zeytin Kara Koşnili
 Larva ve ergin dönemlerinde ağacın öz suyunu emerek beslenir. Aynı zamanda salgıladığı tatlımsı madde karaballık da denilen fumajin oluşturur. Böyle ağaçlar siyah isle bulaşmış gibi görünürler. Beslenmenin engellenmesi sonucunda zeytin ağaçları zayıflar ve ürün miktarı azalır.
 Mücadelesi :
 Kültürel Mücadele :
 Koşnil genelde kuvvetli ağaçlarda daha az zararlı olduğundan zayıf düşmüş ağaçların kuvvetlendirilmesi zorunludur.
 Biyolojik Mücadele :
 Doğada mevcut faydalı türler koşnili %50’nin üzerinde kontrol edebiliyorsa ilaçlama yapılmamalıdır.
 Kimyasal Mücadele :
 Yazlık mineral yağ veya bir insektisit ile yaz ilaçlaması yapılmalıdır.
Zeytin Koşnili
Zararını zeytin ağaçlarının gövde, dal, sürgün, yaprak ve meyvelerinde yapan ekonomik yönden önemli bir zararlıdır. Bitki öz suyunu emerek ağaçları zayıflatıp verim azalmasına neden olur. En önemli zararı zeytin daneleri üzerinde yaptığı emgi sonrası siyah lekeler ve şekil bozukluklarına yol açarak ürün kalitesini düşürmesidir.
Mücadelesi :
Kültürel Önlemler :
Kuruyan dallar kesilmeli, ağaçların iyi havalanmasını sağlayacak şekilde budama yapılmalıdır.
Kimyasal Mücadele :
Zararlının mücadelesi daha çok ikinci döle karşı yapılır. Ağaçlar genellikle Ağustos ayında organik fosforlu bir insektisit ile ilaçlanmalıdır.

ZEYTİNCİLİK KANUNU

Tarımsal hiçbir ürüne ait kanun yokken, 1939 yılında zeytin için özel olarak çıkarılan “Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerin Aşılattırılması” hakkında 3573 Sayılı Kanun en son 28.2.1995 tarihinde yeniden düzenlenerek 4086 sayılı kanun çerçevesinde günün şartlarına uygun hale getirilmiştir.
 Bu kanun ve bu kanuna dayalı olarak çıkarılan talimatlar; Hazineye ait ve bahçe tesisine uygun yerleri belirlemek, buralarda zeytin bahçesi kurulmasını sağlamak, halihazırda mevcut zeytin bahçelerindeki ürünü çoğaltmak, üretim masraflarını azaltmak, zeytinyağı fabrikaları ve salamurahanelerin modern hale getirilmesi için gerekli bütün tedbir ve düzenlemeleri sağlamak amacıyla hazırlanmıştır.
2004, 10 (3) 353-357
Gemlik Zeytin (Olea europaea L.) Çeşidinde Farklı Dönemlerde Uygulanan Bazı Yaprak Gübrelerinin Meyve Verim ve Kalitesi Üzerine Etkileri
(Türkçe)
Mücahit Taha ÖZKAYA
Ankara Üniv. Ziraat Fak. Bahçe Bitkileri Bölümü-Ankara
Dünyada zeytin alanlarında olduğu gibi, ülkemizde de zeytin ağaçlarının çoğunluğunda genelde sulama ve gübreleme yapılmamaktadır. Bu koşullarda etkili klasik gübreleme uygulamaları kısıtlanmaktadır. Yapılan çalışmalarda genelde zeytin ağaçlarının yapraklarında azot, potasyum, fosfor ve bor eksikliği belirlenmiştir. Ancak genç yapraklara yapılacak uygulamalar, dokuya zarar verme riskini ve çiçeklenme öncesi besin maddelerinin verilmesindeki gecikmeyi önemli derecede arttırmaktadır. Zeytinin yapraktan gübrelenmesi konusunda tümüyle etkili bir yöntem bulunamamıştır. Bünyesinde tamamen organik olan Fertivant adlı yapıştırıcı içeren, N, P, K ve/veya B [(10-33-21+1,8B) ve (8-16-40)] içeren zeytine özgü konsantrasyonlarda hazırlanmış olan multi-mineral yaprak gübreleri ile özellikle sofralık zeytinde meyve kalitesini ve verimini artırıcı yönde olumlu etkiler elde edilmiştir. Bu çalışma sonucunda özellikle çiçeklenme öncesi P, B ve K ağrılıklı; küçük meyve döneminde ise, K ağırlıklı gübrelemenin birlikte uygulanması tavsiye edilmektedir.
Anahtar Kelimeler: zeytin, Olea europaea L., yaprak gübresi, verim, kalite, bor, Gemlik
AB standartlarına göre sızma yağın asit oranının 0.8’i geçmemesi gerekiyor. Türkiye’deki Ayvalık dışında Nizip yağı da bu oranı veriyor. Gemlik’i de rafineri ederek bu aşamaya getirmek mümkün. Ancak rafineri Gemlik, diğer testlerde sınıfta kalıyor. Çünkü sızma yağın meyvemsilik, acılık, yakarlık olarak sıralanan üç niteliği taşıması gerekiyor. Testler daha doğrusu tadımlar, Uluslararası Zeytin Konseyi bünyesinde oluşturulan panellerde yapılıyor. Zeytin uzmanları, tıpkı birer degüstatörün şarap tadımı gibi zeytinin yağını tadıp kokluyorlar. Yağlara 0’dan 10’a kadar puan veriliyor. Rakam ne kadar yüksekse, yağ da kadar değerli oluyor. Bu rakamlar yağın taşıması gereken güzel özellikleri. Bir de 16 hata testi var. Bir yağın sızma ünvanını alabilmesi için posa tadından metal tadı ve kokusuna kadar 16 hatanın hiçbirini içermemesi gerekiyor.

Türkiye’deki üretim sızma yağ sınıfında sayılmıyor. Bunun nedeni sadece markalaşamaması ve dünyaya açılamaması değil. Nedenler arasında Uluslararası Zeytinyağı Konseyi’ne üye olmadığı için resmen panel kuramaması da var. Türkiye ne kadar kaliteli zeytinyağı üretirse üretsin, bunu kanıtlama şansı bulunmuyor. Tabii bu Türk yağının sızma ünvanıyla dünyayı dolaşmadığı anlamına gelmiyor. Dökme usulle yapılan ihracat, İtalya ve İspanya gibi ülkelerin ithalatçıları tarafından Türk yağının ederinin dörtte birine alınıp, şişelenip ambalajlanarak sızmaya dönüştürülmesi sonucuna yol açıyor.

Sofralık 4, yağlık 1 kazandırıyor

Gemlik türüne ilginin ardında yatan neden düşük fidan maliyeti ve yetiştirme tekniğinin yağlık zeytine göre kolay olması. 2005 rakamlarına göre, Gemlik zeytin fidanı 1.2 ila 1.8 YTL’ye satılırken, Ayvalık türü fidanlar 1.8 ila 2.5 YTL’den alıcı buluyor. Sofralık zeytin üreticisine daha az maliyet çıkarmakla kalmıyor. Kazancı da yağlık zeytinden yaklaşık 3 kat daha fazla. Sofralık zeytinin kilosu üreticiye 2 ila 4 YTL kazandırıyor. Ortalama 5 kilo zeytinden bir kilo yağ çıkıyor. Yağın üreticiden çıkış fiyatı 5.800. Bu durumda yağlık zeytinin kilosundan elde edilen kazanç 1 YTL’ye düşmüş oluyor.
ZEYTİN FİDANI SEÇİM, DİKİM VE BAKIM ÖNERİLERİ
Zeytin ağacı Akdeniz ikliminin hakim olduğu yerlerde yetişir. Ülkemizde başta Ege Bölgesi olmak üzere Marmara, Akdeniz, Güneydoğu ve çok az miktarda Karadeniz Bölgesi’nde yetiştiriciliği yapılmaktadır.
Fakir toprakların zengin ağacı olarak bilinen zeytinin, iyi bakım koşullarında (dengeli besleme, sulama, budama) çok daha verimli olduğu bilinmektedir. Zeytin ağacı -7 C’nin altındaki sıcaklıklarda zarar görebilmektedir. Yıllık yağış miktarı 400 mm’nin altında olan yerlerde ise ekonomik olarak yetiştiriciliği yapılmamaktadır.
Zeytin fidanı üretimi çelik ve aşı ile yapılmaktadır.Ülkemizde 28 adet tescilli çeşit olsada yaygın olarak yetiştirilen çeşitlerimiz; Ayvalık, Domat, Gemlik, Manzanilla dır. Müdürlüğümüzde Ayvalık, Gemlik ve Manzanilla çeşitleri çelikle, Domat çeşidi ise aşı ile üretilmektedir.
ÇEŞİT SEÇİMİ
Zeytin bahçesinin tesisinde en önemli konuların başında çeşit seçimi gelmektedir. Çünkü yapılan tercih ömrü çok uzun olan bir bitkinin seçimi olduğundan değerlendirme şekli belirlenmeli çeşit ona göre tercih edilmelidir. Müdürlüğümüz de üretilen çeşitlerden yağlık, yeşil çizme ve sele zeytin için Ayvalık, siyah salamura yapımı için Gemlik, yeşil kokteyl için Domat çeşitleri önerilmektedir.
FİDAN SECİMİ
Fidanlar güvenilir yerlerden temin edilmelidir. Sertifikalı veya en azından kontrollü fidan yetiştiren yetiştiricilerden fidan temin edilmeli, hastalık ve zararlılardan temiz olmalıdır. Özelikle son yıllarda kök ur nematodları büyük sorunlar oluşturmaya başlamıştır.
Fidanlarda 1-2 yaş arası olanlar tercih edilmeli bahçeye daha iyi uyum sağlayacağı göz önüne alınmalıdır. Eğer daha yaşlı fidan dikmek zorunda kalırsak köklerde dedeleşme olup olmadığına bakmalı, eğer böyle bir sorun vara dikimden önce mutlaka kök budaması da yapılmalıdır.

FİDANLARIN DİKİMİ

Toprağın Hazırlanması:Toprak dikimden önceki sonbaharda derince işlenmelidir. Toprağın drenajı ve tesviye işlemleri yapılmalıdır. Meyilli alanlarda kurulacak zeytinliklerde teraslama işlemi gereklidir.
Fidan Dikimi Zamanı:Zeytin fidanları Ekim-Mart ayları arsasında dikilebilir. Toprağın donuk olmamasına dikkat edilir.
Dikim Aralık ve Mesafeleri:Zeytinlik tesis edilirken dikim aralıkları çeşide, bölgenin iklim ve toprak koşullarına, ağacın alacağı taç büyüklüğüne göre değişebilmektedir.
Habitus Şekli
Kare dikim
Dikdörtgen Dikim
Küçük
5X5
4X6
Orta
6X6
5X7
Büyük
7X7
6X8
Dikim Çukurları:Zeytin fidanı dikiminde 80X80 cm boyutlarında çukur açılmalıdır. Ne kadar geniş çukur açarsak zeytinimizin o kadar hızlı gelişeçeğini unutmamalız. Çukur açılırken üst ve alt toprak ayrı ayrı konulmalıdır.
Fidanın dikiminden sonra ilk gelişim yıllarında besin ihtiyacını karşılayabilmek için dikim çukuruna temel gübreleme yapılmalıdır.
Yeni kurulan zeytinlik tesislerinde fidanları dikmeden önce toprak örnekleri alınarak analizlerinin yaptırılması ve önerilen dozlarda temel gübreleme uygulaması yapılmalıdır.
Toprak analizi yaptırma imkanı olmayan yerler için dikim çukuruna ve ilk yıllarda fidanlara aşağıdaki belirtilen gübreleme yapılmalıdır. Her dikim çukuruna;
-10-15 kg. yanmış çiftlik gübresi,
-500 gr. triple süper fosfat(%48),
-500 gr. Potasyum sülfat(%50) verilmesi uygundur.
Temel gübrelemeden sonra fidanlara 1. yılını doldurduktan sonra 100 gr. Amonyum sülfat,2. yıl 200 gr. Amonyum sülfat, 3. yıl 500 gr. Amonyum sülfat verilebilir. Fidan çukuruna konulacak çiftlik gübresi zararlı ve hastalıklara karşı ilaçlanmalıdır.
Ağaçlar ürüne yattıktan sonra ve mahsul döneminde de yaprak ve toprak örnekleri alınarak gübre uygulamaları yapılmalıdır.
Dikim:Çukurun dip kısmına potasyum ve fosforlu gübreler ile hayvan gübresi ve üst toprak karıştırılarak konulur.Bunların üstüne bir miktar toprak konularak kökün gübre ile direkt teması önlenir. Tüplü fidan torbalarından tutularak çukurların yanına getirilir. Toprak dağıtılmadan tüpten çıkartılır. Fidan çukurun ortasına konur. Fidan bahçenin toprak seviyesinden 5-10 cm. derine dikilmelidir. Daha önceden çıkan alt toprak ve çiftlik gübresi ile kenar boşluklar doldurulur.Şıkıştırma işlemi iki seferde yapılır. Önçe çukur yarı dolu iken sonra tam dolu iken iyice toprak sıkıştırılır. Kalan toprakla fidanın çevresine çanak yapılır ve mutlaka can suyu verilir. Hakim rüzgar yönünde herek dikilerek gevşek şekilde bağlanır.

ŞEKİL BUDAMASI VE BAKIM

Fidanın kuvvetli gelişmesi için ilk iki yıl çok iyi bakılmalıdır.Bu süre içinde sadece topraktan itibaren 40-50 cm. deki sürgünlerde uç alma yapılmalıdır. Fidanlara ilk iki yıl sonra şekil budaması uygulanmalıdır.
http://www.ziraatci.com/yetistir/sayfa.asp?konuid=62
ZEYTİN ÇEŞİTLERİNİN ÖZELLİKLERİ:
Memecik:Ege bölgesinin en yaygın çeşididir. Kurağa dayanıklıdır. Ağaç orta büyüklükte ve gevrek yapıdadır. Verimli yan dallan sarkık büyüyen taçlar oluşturur. Yeşil ve siyah'salamuraklık olarak değerlendirildiği halde yağlık bir çeşittir. ' Dane orta irilikte, topan ve ucu sivridir. Yağ oram %28 dir.
Ayvalık (Edremit):Orta büyüklükte taç oluşturur. Genç dallar önce dik büyür sonradan sarkmaya başlar. Genç dalların rengi açık zeytin yeşilidir. Dallanma seyrek olur. Kurağa hassas olup periyodisite eğilimi azdır. Yağlık çeşit olduğu halde pembe iken salamura olarak da değerlendirilir. Dane küçük ve yuvarlakçadır. Geç olgunlaşır ve uzun süre ağaç üzerinde kalabilir. %24 yağ içerir.
Domat:Ülkemizin en iyi yeşil salamuralık zeytin çeşididir. Ağaç kuvvetli büyür. Düzenli budandığı ve toplama genellikle elle yapıldığı için periodisite hafif olur. Fidan dikiminde mesafeleri fazla tutmak gerekir. Yağ oranı %23 civarında olup, etli bir zeytindir. Ağacın genel görünümü diğer zeytinlere oranla daha yeşil olup, killi toprağa ve sulanan arazilere önerilk.
Uslu:Akhisar yöresinin yağlık bir çeşidi olup, siyah salamuralık olarak da kullanılır. Ağacı çok kuvvetli büyüyen, büyük taçlı bir çeşittir. Dallar hafif sarkık olup, dar açılıdır. Meyveleri iri, uzunca, parlak, siyana yakın mor renktedir. Erkenci, hastalıklara dayanıksız, olgunluk döneminde kolay tane döken bir çeşittir. Yağ oranı %18-20'dir.)
Gemlik:Siyah salamuralık bir çeşittir. Dane rengi parlak siyah, şekli düzgün ve yuvarlağa yakındır. Çekirdek etten kolay ayrılır, yağ oranı %30'dur. Ege bölgesinde dane kabuğu kalınlaşır ve renk matlaşır.Terbiyesi kolay, fazla aralık istemeyen entansif sisteme uygun bir çeşittir.' Yüksek nem ister ve soğuğa dayanıklıdır. Çabuk köklendiği için şişlemeyle üretimde kullanılmaya uygun bir çeşittir. ,
1-ZEYTİNLİK KURULMASI:
Extansif (klasik) Zeytin Yetiştiriciliği:Eski zeytinlikler genellikle diğer kültürlere elverişli olmayan fakir ve meyilli topraklarda kurulmuşlardır.Extansif zeytin yetiştiriciliğinde başlıca 2 yöntem uygulanmıştır. Birincisi yabani zeytinlerin (delicelerin) yerinde aşılanması suretiyle tesisler, diğeri de sökülen delicelerin ya da diğer üretim materyallerin (dip sürgün, yumru, çelik ve aşılı fidan) az verimli ve derin topraklı yerlerde dikilmeleri suretiyle kurulan tesislerdir.Yabani zeytinlerin aşılanmasıyla tesis edilmiş zeytinliklerde ağaçların beslenme ve güneşlenme yönünden birbirlerine zarar verecek şekilde sık oldukları durumlarda ürün verimlerinde azalmalar görülmektedir. Ayrıca kültürel önlemler için modern aletler kullanılamamaktadır.Çeşitli üretim materyallerinin dikimi suretiyle oluşturulan tesislerde dikim aralık ve mesafeleri çok geniş tutulmuş, zeytin ağacı sayısı dekara 10-20 adede kadar indirilmiştir. Bugün bu tip zeytinliklerde aradaki boş alanlardan yararlanmak amacıyla yapılan ara ziraatı zeytinin zayıflamasına, geç gelişmesine ve verimden düşmesine yolaçmaktadır.Bu sorunlar zeytinciliğin entansif duruma getirilmesiyle çözüme ulaştırılmıştır. Rantabl çalışmalara uygun olan yerlerde entansif zeytin bahçeleri kurulmaktadır.
Entansif Zeytin Yetiştiriciliği:
Entansif zeytincilik şöyle özetlenebilir;Uygun ekolojik koşullarda her türlü yatırım yapılarak ve plantasyonun her türlü teknik zorunluluklarını yerine getirerek zeytinliğin verimsiz dönemini mümkün olan en kısa zamana indirmek ve en yüksek verim devresine mümkün olan en kısa sürede ulaşmaktadır.
Entansif zeytinciliğin temeli şu noktalarda toplanabilir:
1-Birim alandaki ağaç sayısının arttırılması,
2-Birim alandan alınan ürün miktarının artünlması, -*
3-Birim miktardaki ürüne düşen maliyet masraflarının azaltılması, Bu prensiplerin ışığında, entansif zeytinlik- tesisinin genel karakterleri:
-Modern zeytin bahçesi kapama zeytinlik şeklindedir ve ara mahsul yetiştiriciliği yoktur. Topografik bakımdan modern alet ve makina kullanılmasına elverişlidir.
-Ağaçlar aynı yıl dikilmiş olup, çeşit özelliği ve gelişim yönünden tümüyle homojendir.
-Plantasyonlar küçük boylu, alçaktan taçlandırılmış ağaçlardan meydana gelmektedir.
-Ağaçlar arası aralık ve mesafeler mümkün olduğunca azaltılmış, dolayısıyla birim alana fazla sayıda ağaç dikilmiştir.
-Sulama, toprak işleme, gübreleme ve mücadele vardır. Budama hafif ve ilk yıllarda sadece seyreltme şeklindedir.
2-ZEYTİN YETİŞTİRİCİLİĞİNDE ÜRETİM METODLARI:
Zeytin üretim metodlan 2 grup altında toplanmaktadır.
A-Vegatatif (Eşeysiz) Üretim:Bu metodun esasını çelik, obur, yumru, sürgün gibi ağaç parçalanmn köklendirilmesi oluşturur. Bu metodla her fert kendi irsi vasıflarını devam ettirir.
B-Generatif (Eşeyli) Üretim:Bu metodun esası çekirdekten elde edilen çöğürlerin ve ergin ağaçların aşılanmasıdır. Tohumla üretmede, çoğunlukla nesillerde az veya çok bir açılma görülür.
Dünyadaki zeytin ağacı varlığının %98 ne sahip bulunan Akdeniz sahil şeridinde yer alan memleketlerde yetiştiriciliğin 19. yüzyılın sonlarına kadar kalın dal çelikleri, yumrular ve köklendirilmiş oburlar kullanılmak suretiyle yapıldığı bilinmektedir. 1880 yılından başlayarak'özellikle yeni endüstiriyel zeytin bahçelerinin kurulmasında-kullanılacak vegatatif materyalin, ihtiyacı karşılayamaması genaratif üretim tipinin fidan çoğaltımında ağırlıklı olarak uygulanmasında zorlunluluk yaratmış ve bu yolla ihtiyacı karşılayacak çok sayıda fidanı üretmek mümkün olmuştur.
1940 yılından sonra bir yıllık zeytin çeliklerinin köklendirilerek üretim materyali olarak kullanılması konusunda başlatılan çalışmalarda büyük ilerlemeler kaydedilmiş ve (Mist PROPAGATION), şişleme metodu ile geniş çapta uygulamaya geçilmiştir.
Ancak şişleme metodunda, materyal sağlama konusundaki güçlük aşılmış olmasına rağmen çok masraflı olması ve materyallerin fidan üretimine uygun olmaması gibi problemlere henüz çözüm getirilememiştir. Tüm bu hususlar dikkate alınarak generatif üretim, zeytincilikte önemini korumaktadır.
EKİLECEK TOHUMDA ARANILACAK ÖZELLİKLER VE TOHUM TEMİNİ:
Generatif üretimde çöğür temininde kullanılmak üzere tohumlar şu 2 kaynaktan elde edilir. ( -
1-Olivaster (Oleaster)(Yabani Zeytinler çekirdeklerinden.
2-Kültür çeşitlerinin çekirdeklerinden.
-Yabani zeytinler kolay temin edilmesine karşın, tohumluk özellikleri açısından bir çok istenmeyen özellikler de gösterirler.
-Yabani zeytinlerin çekirdeklerinden çok çeşitli tipte çöğürler meydana gelir. Bunların gövdelerinde meydana gelen anormal dallanmalar yastıklarda karşılıklı olumsuz etkiler yapmaktadır. Oysaki kültür çeşitlerinin çekirdeklerinden daha mütecanis ve genellikle tek sürgün üzerinden gelişen çöğürler meydana gelmektedir.
-Yabani zeytin çekirdeklerinin çimlenme güçleri kültür çeşitlerine göre çok zayıftır.
-Yabani zeytinlerin çöğürlerinde internodyum aralan çok kısa, gövde kabuklan çok incedir. Bu nedenle aşı için uygun bir ortam bulmada zorluk yaratırlar. Aşı tutma oranlan da bir hayli düşüktür.
-Yabani zeytin çöğürlerinin soğuğa dayanıklıkları düşüktür.
-Tüm bunlardan sonra yabani zeytin kullanılmasının zorunlu olduğu hallerde ak delice tipinin, kara delicelerden daha uygun olacağını belirtmekte yarar vardır. Çünkü ak deliceler çeşidi özellikleriyle kültür çeşitlerine daha fazla yakınlık göstermekte ve anaçlık vasıflan kısmen daha uygun olmaktadır.
-Son yıllarda zeytinci ülkelerde, generatif üretimde tohum kaynağı olarak kültür çeşitleri kullanılmaktadır. Zeytinde çekirdeklerin kabuk kalınlığının, çimlenme yüzdesi ve çimlenme gücü üzerinde önemli etkisi vardır. Çekirdek küçüklüğü çimlenme yüzdesinin düşük olacağını göstermez.
TOHUMLARIN EKİME HAZIRLANMASI:Bunda ilk iş meyve etinin çekirdekten ayrılmasıdır. Günümüzde bu işlemde, Âcapulco tipi çekirdek çıkarma makinası kullanılmaktadır. 'Bu aletin özelliği embriyoya herhangi bir zararlı etki yapmadan eti çekirdekten ayırmasıdır. Bu tip makınalar Türkiye'de yoktur. Eti çekirdekten ayırmada diğer bir yöntem danelerin yan yanya kum ve odun talaşı veya pirinç ile karıştırılarak yağ fabrikalarında sıkıştınlmasıdır.Çekirdeklerin etten ayrılmasında basit ve bizde çok kullanılan bir yöntemde, toplanan tohumluk zeytin donelerinin sert ve düzgün bir ceminde 2-3 cm kalınlıkta yaydıp lastik çizıneli işçiler tarafından çiğnenmesidir. Böylece ezilen eti kısmen ayrılan çekirdekler alta geçmeyecek sıklıktaki elekler üzerinde hafif su verilmek suretiyle kalın telli fırçalarla ovulmakta ve üzerlerindeki et kalıntıları tamamiyle uzaklaştırılmaktadır.Bundan sonra çekirdekler % -5 lik kostik (NaOH) eriyiğinde çekirdek kalınlıklarına göre 15-20 dakika41e 5-6 saat arasında tutulurlar.Burada amaç özellikle yağ tabakasının uzaklaştırılmasıdır. Aynı amaç için kül suyu da kullanılabilir. Kestikle muameleden sonra çekirdekler su ile iyice yıkanırlar.Zeytin çekirdeklerinin zayıf ve çürük embriyo içerenlerinin ekilmeden önce anlaşılması için çekirdeklerin 4-6 saat süre ile tuzlu suda -tutulup, su üzerinde yüzenlerin uzaklaştırılmasından sonra diğerlerinin tatlı su ile bir kaç defa yıkanmaları da uygulanan yöntemlerden biridir.
KATLAMA:Ilıman iklim tohumlarının bazılarında bir dinlenme devresinin olduğu bilinmektedir. Tohumun ana bitkiden ayrıldıktan sonra canlılığını korumasına karşın, bir müddet çimlenmemesi şeklinde oluşan durumu ortadan kaldırıp çimlenmeyi sağlayabilmek için, tohumların kış boyunca nemli bir kum veya toprak tabakası arasında tutulması gerekmektedir. Tohumun embriyosunu çimlenme olgunluğuna getiren bu işleme, katlama denilmektedir.
İyi Bir Katlama İçin Gerekli Şartlar:
1-Düşük sıcaklık
2-Nemin tohum tarafından alınması
3-îyi bir havalandırma
4-Belirli bir zaman süresi
Embriyonun çimlenme olgunluğuna gelebilmesi için 3-7 °C arası en uygun sıcaklıklardır. Tohum kuruma veya havalandırma azlığı çimlenme olgunluğuna gelmede yavaşlatıcı veya durdurucu bir etkiye neden olur. Sonbaharda hasat edilen zeytinin tohumlan hasada izleyen 2. İlkbahara kadar çimlenmezler. Tohum kabuğunun su geçirmemesi dinlenmenin esas nedenleridir.
Başlıca Katlama Şekilleri:
1- 60 cm derinlikte hendek dibine 8-10 cm taş,üzerine 5 cm kalınlıkta hafif toprak, (1/3 kum, 1/3 yanmış gübre, 1/3 funda toprağı) konur. Bunun üzerine 2 cm kalınlıkta çekirdek serilir. Tekrar 2 cm kum konulur. Hendek doldurulur en üste yine kum konur. Üst kısım hasır ile örtülür. Nem kontrol edilir. Gerekirse süzgeçli kova ile su verilir. Çekirdeklerin %10-15'i çatlayınca katlamaya son verilir.
2- Kümbet usûlü katlama; l m çapında 7-8 cm kalınlığında, zemine çakıl taşı konur. Bunun ortasına l m uzunluğunda 7-8 cm çapında delikli ve üst kısmı kapaklı bir boru yerleştirilir, l kat kum, l kat çekirdek konarak yukarıya koni şeklinde yükseltilir. Koninin etrafı 3-4 cm kalınlığında balçık şeklinde bir çamur ile sıvanır. Nem kontrol edilir. Gerekirse borudan su verilir.
3- Sandık içinde yapılan katlama; Bu usulde katlama yapılan odanın ısısı 20-25 °C de sabit tutulmalıdır. Sandıklar değişik boyutta olabilir. Sandığın tabanında havalanma ve suyun sızması için l cm çapında 8-10 delik bulunur. Tabana 3-4 cm kum serilir, üzerine l kat çekirdek, 2 cm kum, tekrar çekirdek yerleştirilir. En üst kum olacak şekilde en üst kısımda 3 cm kalana kadar sandık doldurulur ve çuval serilir. 7-10 günde bir ılık su ile sulama yapılmalıdır.
TOHUM EKİMİ:Ekimde soğuk yastıklar, sıcak yasaklar ve seralar kullanılır. Yastıkların hazırlanmasında toprakların her yıl değiştirilmesi, temizlik ve hastalıklarla mücadele açısından gereklidir.
Soğuk Yastıklar: Sonbahar ekimi, iklimi müsait yerlerde uygun olabilir. Ekim zamanı eylül-kasım aylandır. Metrekareye 3-6 kg tohum atılır, üzerine 1/3 kum, 1/3 funda toprağı, 1/3 yanmış elenmiş gübre karşınımdan 2-4 cm lik kapak atılır, süzgeçli kova ile sulanır. Ot alma, sulama, soğuktan koruma, kaymak kırma gibi bakım işlemleri yürütülür.
Sıcak Yastıklar: Doğu-Batı istikametinde hazırlanırlar, l m. genişlikteki yastıkların kuzeye bakan tarafları 50-60 cm güneye bakan tarafları ise 20-30 cm yüksekliktedir. Tabana 15-20 cm kalınlıkta yanmış hayvan gübresi bunun üzerine 1/3 oranında kum, yanmış gübre, funda toprağından 15-20 cm. konur. Daha sonra çekirdekler konur, 2-4 cm.lik harç ile örtülür. İyice bastırılır, can suyu verilir. Bu yastıklarda ekim zamanı ekim-kasım aylandır. Yastıkların üzeri cam çerçeveyle kapatılır. Don yapabilecek havalarda ayrıca üzerlerine hasır örtülür. Bu tür yastıklarda çekirdekler daha erken ve daha iyi çıkabilir.
Seralar: Sulama, havanın nisbi nemi ve ısı tekniğine uygun şekilde ayarlanır. Seralarda ekim zamanı, Ekim ayının sonlandır. Seradaki yastıkların tabanına 4-5 cm çakıl döşenir. Üzerine 15 cm. funda toprağı, onun üstüne 10 cm. harç yayılır, sulanır ve çekirdekler serilir, daha sonra 3-4 cm harç serilip süzgeçli kova ile can suyu verilir. Sera içinde uygun ısı 23-25 °C nisbi nem ise %70 olmalıdır.
ÇÖĞÜRLERİN ŞAŞIRTILMASI:Yastık ve seralarda çimlenip gelişen çöğürlerin şaşırtma tavalarına nakli Mart sonunda başlar, nisan ayında devam eder. Bu dönemde çöğürler 6-8 yapraklı hale gelmişlerdir.Metrekareye 7-8 kg yanmış koyun gübhttps://www.tohumgubre.com/british-seeds/peyzaj-gubreleri/park-ve-bahce-urunleri/9-23-14-cim-baslangic-ve-kislik-bakim-gubresi/1/273.aspxresi toprakla iyice karıştırılıp tavalar hazırlanır. Dikimden l gün önce.yastıklardaki çöğürler güzelce sulanır. Böylece sökümleri kolaylaşır. Bozuk olan çöğürler atılır. Sağlam olanlar 10x10 cm. aralıklarla dikilir. Dikimden sonra can suyu verilir.Daha sonra tavalarda ot ayıklama, çapalama, gübreleme, sulama, ilaçlama gibi kültürel işlemler yapılır.
ÇÖĞÜRLERİN AŞILANMASI:Şaşırtma tavalarına dikimlerinden 1 yıl sonra yaklaşık 30-70 cm. boya ve boğaz noktasında 5 mm. çapa erişince (kurşun kalem kalınlığında) aşılanır. En uygun aşı çoban aşısıdır. Çoban aşısında kalemler bir yıl önceki sürgünlerden alınır. Kalemler 2 yaprak, 2 göz içermelidir. Yaprakların 2/3 ü kesilerek su uçma yüzeyi azaltılır. Aşı yapmak için fazla rüzgarlı olmayan günleri : seçmekte yarar vardır.
VEGATATİF ÇOĞALTMA YÖNTEMLERİ:Çöğür aşılama ile fidan yetiştiriciliğinin uzun zamana gereksinim göstermesi ve yeterli sayıda fidan elde edilemeyişi nedeniyle vegetatif yolla fidan üretimine önem verilmesi gerekmektedir.
Vegatatif üretim
1-Yumnılarla
2-Dip sürgünleriyle (Obur, kanırtmaç)
3-Çeliklerle
Yumrularla: Zeytin ağaçlarının gövde veya turbu üzerinde oluşan şişkinliklere, yumru denir. Bu yöntem Türkiye'de Güney Anadolu bölgesinde uygulanmaktadır. Su ve sulama imkanı kıt olan yerlerde uygundur. Yumrular kalem ile anacın uyuşmazlığında budama veya çarpmadan oluşan yaraların kapatılması sırasında yaşlı, bakımsız, yeterince aktivite göstermeyen ağaçlarda oluşur.
Yumrular genellikle 0,5-5 kg ağırlıktadır. Ağaca zarar gelmeyecek şekilde bir ağaçtan 2-5 yumru çıkarılabilir. Kurak yerlerde dikilecek yumruların ağırlıkları fazla olmalıdır.
îyi bir yumruda:
1-Yumrunun kabuğu yeterince kalın olmalı kabuk yaralanmamalıdır.
2-Kabuk altındaki odun kısmı kalın ve sağlıklı olmalıdır:
3-Yumrular açık renkli, düzgün kabuklu olmalı, üzerinde uyur gözlerin olduğunu gösterir hafif kabaralar olmalıdır.
4-Yumru çıkarılırken odun kısmı oldukça düzgün olmalıdır.
5-Yumrudan çıkan sürgünler, fazla dallar kesilmelidir.
Ağaçtan çıkarılan yumru hemen dikilmezse serin, rüzgar tutmayan gölge bir yerde 24-28 saat saklanabilir. Daha uzun süre bekletmek yada bir tarafa nakletmek zorunun ise, ıslak çuval talaş veya yosun arasında bilhassa nem kaybettirmeyen naylon keseler içinde 8-10 gün dayanır. Uzun zaman kurak şartlarda kalmış yumruların dikimden evvel 3-5 saat su içinde bırakılarak şişirilmesi gerekir.
Yumruların Dikileceği Çukurların Hazırlanması ve Dikim Zamanı
Yumruların dikileceği çukurların derinlik ve genişliğine kadar fazla olursa o kadar iyi olur. Bu ağır topraklar için 100x100x80 cm hafif topraklar için 80x80x80 cm olmalıdır.Dikim mevsimi olarak Kasımdan Nisana kadar devam eder.îyi bakım şartlan sonucunda 35-40 gün sonra sürgünler toprak yüzeyine çıkar.Dikim yapılacak toprak ağır ise dibine 15-20 cm taş ve çakıl bunun üzerine 35-40 cm gübre karıştırılmış üst toprak yumrunun üzerine 3-4 cm kalınlığında kum veya alüviyal toprak, serpilir. Çukurun kenarları aynı seviyeyi alıncaya kadar gübre+toprak karışımı konur. Yumru toprağın 20 cm altında kalmalıdır. Bu miktar ağır topraklarda 10 cm, süzek topraklarda 30 cm olmalıdır, süzgeçli kova ile sulanmalıdır. Toprak yüzeyinde oluşan kaymak tabakası kırılmalıdır. Yumrunun üzerine taş, tahta, toprak, samanla gölgelik yapılır.Buna evcik denir.
Evciğim Faydalan:
1-Toprak kabarık ve yeterli nemde kalır.
2-Yumrudan çıkan sürgünler güneş ve rüzgardan korunur.
3-Her sulama sonunda kaymak kırma zorunluluğu ortadan kalkar.
4-Daha fazla su kullanılmasını önler. Sürgünler 35-40 cm olunca evcik kaldırılmalıdır.
Yumrudan Üretmenin Yararları:
1-Yumrular iyi seçilip tekniğine uygun dikilirse tutma oranı yüksek olmaktadır.
2-Kültür çeşitlerinden alınırsa aşı zorunluluğu ortadan kalkar.
3-Yumrudan yetiştirilen ağaçlar daha düzgün olmaktadır.
4-Doğrudan yerlerine dikildiklerinde kısa sürede fidan üretimi gerçekleşmektedir.
5-Yaşlı zeytinlik varsa masrafsızca yumru elde etmek mümkündür.
Sakıncaları:
1-Yumrular genç ve ürün vermekte olan ağaçlardan alınırsa ağaç yıpranır, verimden düşer.
2-İstenilen çeşitten yeterli büyüklükte ve çok miktarda yumru bulmak güçtür.
3-Anaç delice olan ağaçlardan alman yumrularda, tekrar aşı yapılma zorunluluğu vardır.
Dip Sürgünleriyle:Zeytin ağaçlarının turbundan çıkan sürgünlere dip sürgünü denilmektedir. Bu sürgünler kendi yumrularını geliştirdikleri zaman ana yumrudan çıkarılıp fidanlık tesis edilecek yerlere dikilirler. Bu yöntemin diğer bir adı da kanırtmaçtır. Dip sürgünleri yabani ise dikimden 2-3 yıl sonra kalem veya göz aşısı yapılır. Bu üretim şekli daha çok Marmara Bölgesinde uygulanır.
Çeliklerde Çoğaltma
1-Kalın dal çelikleriyle
2-Yapraklı yeşil çeliklerle
Kalın dal çelikleri ile:Bu çok eski zamandan beri bilinen yöntemdir. Gövde ve dallarında bol miktarda durgun ve sürgün gözlerin bulunması nedeniyle çok yaşlı kısımlar bile kolayca köklenmektedir.Bu metod İspanyada uygulanmakta üç ve daha yaşlı dallardan alınan çeliklerdir. Bu çeliklerin boylan 25-30 cm. çaplan ise 3-5 cm olmalıdır. Üzerinde yosun bulunmayan, hastalıksız çelikler alınmalıdır.
Çeliklerin Alınma Zamanı:Kış dinlenme zamanı alınabilirler. Marttan sonra yapılacak dikimlerde ise yeterince köklenemezler. Donlu havalarda dikim yapılmayıp, çelikler uygun zamana kadar uygun şartlar altında saklanmalıdır. İstif edilen yerde hava boşlukları bulunmalıdır.
Toprağın Hazırlanması ve Dikim:
Dikilecek toprak; derin, zengin, süzek ve yeterince nem tutmalıdır. Dikimden önce derince sürülmelidir. 30-40 cm derinden sürülerek toprakta hendekler açılır. Sıralar arası 40-120 cm arasında değişir. Çelikler sıralar içine 45°.ük bir meyille veya yatay olarak yerleştirilirler. 45ö°lik meyille yerleştirilen çelikler arasında 40-50 cm. mesafe olmalı. İri kalın çelikler ise 10-15 cm. aralıkla yatay olarak dikilmelidir.Üzerleri 2 cm kalınlıkta toprakla örtülmelidir. Dikim sıralan bol su ile sulanmalıdır. Yaz devresinde sulama ot alma, çapalama, hastalık ve zararlılarla mücadele gibi işlemlerin yapılması gerekmektedir. 1. gelişim yılı sonunda bırakılan 2-3 sürgün dışında yeni gelişen sürgünler varsa, bunlar çıkarılmalıdır. Bırakılan sürgün yan ve doruk dal üzerinden 5-15 cm lik uç alınmalıdır. Normal gövde kalınlıklarını aldıklarında 40 cm den tepeleri vurulur. Dağıtılacak fidanlar en az 1,5 cr.ı çapında olmalıdır.Fidanlıklarda 2-3 yıl bakımları yapılan fidanlar asıl yerlerine dikilmek üzere dikim mevsiminde sökülürler. Toprak, sökümden 1-2 gün önce sulanmalıdır. Gövdeleri 40 cm, kökleri 10-15 emden kesilir. Yan dallar çıkarılır. Fidanlar dikime hazır hale getirilir.
Yapraklı Yeşil Çeliklerle Şişleme Şartların da Zeytin Fidanı Üretimi:Bir yaşlı yari odunsu yapraklı çeliklerin hormonla muamele edilmek suretiyle özel şekilde hazırlanmış seralarda ve özel şartlar altında köklendirilmesidir. Bu metod ilk defa Süs Bitkilerinde uygulanmıştır. Ülkemizde üretilen zeytin fidanlarının %80 i bu yolla üretilmektedir. Köklenmeye Etki Eden Faktörler:
1-Çeliklerin alınma zamanı İlkbahar (Şubat sonundan Nisan ortalarına kadar) ve yaz (Temmuz sonundan Eylül başına kadar) olan devrelerdir.
2-Çelik tipleri köklenmede rol oynamaktadır.
Köklendirmeye alınacak tek senelik sürgün
1.Dip
2.Orta
3. Uç çelik diye 3 kısma ayrılmaktadır.
Bir senelik sürgünün dalla birleştiği yerden itibaren 12-15 cm lik kışımı dip, bundan sonraki 12-15 cm lik kısmı orta ve uçta kalan kısım uç çelik diye adlandırılır.
Yaz aylarında alınan çelikler için dip ilkbaharda alınan çelikler için orta kısımların kullanılması tavsiye edilmektedir.
3-Köklenmeyi teşvik edici maddelerin etkisi îndolbutirik asit (IBA), (IAA) indolasetikasit ve naftalenasetikasit (NAA) ayn ayrı veya birlikte kullanılmış hepside iyi bir sonuç vermiştir.Bunlardan en çok IBA 2000-4000 ppm'lik solüsyonu kullanılmaktadır. Bu solüsyona dikimden hemen önce 4-5 saniye süre ile çeliklerin 2-2,5 cm. lik dip kısımları daldırılıp, hemen dikim yapılmalıdır.
4-Köklenmede ısının etkisi; Çeliklerin köklenmesinde ortam ısısının çok önemi vardır. Isı 20-25 °C olmalıdır. Sıcaklığı sabit bir derecede muhafaza etmek gerekir. Gece ile gündüz arasındaki sıcaklığın farklı olduğu yerlerde seranın ısıtılması gerekir.
5-Köklenmede nemin rolü; Ortam nemi %90-95 civarında olmalıdır. Bu derece yüksek nem, yapraklı dikilen zeytin çeliklerinde evaporasyonu ve dolayısıyla solmayı önlemek içindir.
6-Köklendirme Ortamının Etkisi; Köklendirme ortamı; köklenme süresince çelikleri yerinde tutar, çeliklere su temin eder, çelik tabanına hava temin eder.Köklendirme ortamı olarak en iyi sonucu perlit vermiştir.
7-Kullanılan çeşitlerin köklenmeye etkisi:
Domat çeşidi %20-25
Memecik çeşidi %30-35
Ayvalık çeşidi %60-70
Gemlik çeşidi %80-90
Manzalina %95-100 oranlarında köklenirler.
Şişleme Metodu ile zeytin fidan, üretiminde takip edilecek sıra;Çelikler yeni tesis edilmiş zeytinliklerdeki veya anaçlıklardaki genç zeytin ağaçla, mm bir yıllık sürgünlerinden hazırlanmaktadır. Çeliğin alt kısmındaki bir gözün hemen altından düzgün olarak kesilmesi ve alttan 4 yaprağın koparılarak üstteki gözün üzerinden meyilli bir şekilde kesilmesi suretiyle yapılmaktadır. Böylece 12-15 cm. uzunlukta hazırlanmış olan her çelik 6-8 yaprak içermektedir.Gölge ve kapalı bir yerde hazırlanan çelikler 25'lik demetler haline getirilerek alttan sıkıca bağlanırlar. Bu demetler halindeki çeliklerin dip kısımları derin bir kapta bulunan hormon eriyiğine 5 saniye müddetle batırılır. Hormonlanmış çelikler sele veya sepetler içinde köklendirme seralarına taşınır. Köklendirme yastıklarına m2 ye 800-1000 çelik isabet edecek şekilde dikilirler.Dikimle birlikte şişlemeye de başlanır. Normal olarak ilk günlerde 10 dakika ara ile 8 saniye süre ile şişleme yapılır. Kök uzunluğu 2,5-3 cm'i bulunca şişleme daha uzun aralıklarla yapılmalıdır. 40-45 günlerde ise bu aralık 30 j dakikaya çıkarılmalıdır. Bu süre içinde haftada l veya 2 kez gübre solüsyonu verilmelidir. Köklenmenin tamamlandığı devrede çelikler 8x12 cm boyutlarındaki saksılara şaşırtılmaktadır. Ayrıca şaşırtma içinde jiffy saksıları ve küçük naylon torbalarda kullanılmaktadır. Dikimden sonra aynı serada 3-5 gün bırakılan saksılar şişlemeye tabi tutulurlar. Saksılara, naylon torbalara dikilmiş olan çeliklerin dış şartlara alışmalarını kolaylaştırmak için nispi nemi daha düşük II. seraya alınmaları gerekmektedir.Burada gelişmesini tamamlayan çelikler 50-80 cm.i bulunca dışarıdaki fidanlığa veya daha büyük naylon torbalara nakledilmektedir.
Bu şekilde yapılan zeytin fidan yetiştiriciliğinin avantajları;
1-Daha kısa zamanda fidan elde edilmektedir.
2-Tüm fidanlar homojen olmakta zeytinliklerde daha standart olup erken ürüne yatmaktadır.
3-Anacın kalem üzerindeki kötü etkileri yok edilmektedir.
3-ZEYTİNİN İKLİM İSTEKLERİ:
Zeytinciliği sınırlayan en önemli iklim etmenleri sıcaklık ve yağıştır. Zeytin yetişen yerlerde ıs> ortalaması 15-20 °C arasında olmalıdır. Zeytin ağacı 25-30°C'lerde çok iyi gelişir. Dayanabildiği en az sıcaklık –7 C olup bu derecenin altında don zararı artar. Hava sıcaklığı +7°C ve altına düşünce zeytin ağacı dinlenmeye çekilir. Kış soğuklama süresinin 60-75 gün kadar olması yeterlidir.Zeytin .ağacının çeşitli vegetasyon devrelerinde ısı isteği farklıdır:
-Tik sürgünlerin görülmesinden çiçeklenmeye kadar olan devrelerde (şubat-mart) sıcaklığın5-10°C olması gerekir.
-Çiçeklenme döneminde (mayıs-haziran) sıcaklık 15-20°C olmalıdır.
-Meyve oluşumu ve büyüme döneminde (temmuz-ekim arası) sıcaklığın 20-25°C olması gerekir.
-Olgunluk döneminde (eylül-ekim-kasım) sıcaklık 15°C dolayında olmalıdır.
-Tam olgunluk hasat sonuna dek (kasım-aralık-ocak) sıcaklık 5°C civarında olmalıdır.
-Yıllık 400-600 mm yağış alan yerlerde ekonomik anlamda zeylin yetiştiriciliği yapılır.
4-ZEYTİN AĞACININ TOPRAK -İSTEKLERİ:Toprak yönünden fazla seçici olmayan zeylin, diğer bitkilerin yetişmediği kır, çakıllı, meyilli topraklarda yetişebilirse de en iyi yetişme ortamını kalkerli, derin, kumlu, killi, havalı ve nemli topraklarda bulur. Ağır. killi, taban suyu yüksek ve kışın su biriken topraklar zeylin için uygun değildir.Ağır ve nemli topraklarda kökler yüzlek olacağından toprak işleme sırasında zarar görürler. Uygun bir kök gelişimi için toprak katmanlarında geçirimsiz, bir tabakanın (pulluk tabanı, kaya) bulunmaması gerekir.
5-FİDAN DİKİMİ VE DİKİM ŞEKİLLERİ:Uzun ömürlü bir bitki olan zeylinin dikimden önce, dikimle ilgili bir çok konunun önceden bilinmesi ve gerekli işlemlerin yapılması gerekir, iyi bir planlama, kurulacak zeytinlikten uzun yıllar bol ve kaliteli ürün almayı kolaylaştırır.
Toprak işleme:
-İşlemeyle gevşek bir strüktür oluşturularak erozyon büyük ölçüde önlenir.
-Mekanik olarak yabani ot mücadelesi yapılır.
-Kökler ve topraktaki mikroorganizmalar için gerekli hava sağlanır.
-Hastalık ve zararlıların gelişme ortamı toprak ait üst edilerek bozulur.
-Toprağın yeterince havalanması nedeniyle ağaçların çabuk uyanması sağlanır.
Tüm bu nedenlerden dolayı zeytinlik tesis edilecek arazi fidan dikiminden birkaç ay Önce sürülerek hem sonbahar ve kış yağırlarının toprakta yeterince birikmesi, hem toprağın havalanması ve hem de kök, taş vs. maddelerden temizlenmesi sağlanır.Toprak mutlaka derin (40-50 cm) sürülmesi ve pulluk tabanı kırılarak bu tabakanın kök gelişimine yapacağı olumsuz etki ortadan kaldırılmalıdır.
-Sonbaharda ilk yağmurlardan sonra yüzlek sürüm (15-20 cm) yapılıp, diskaro çekerek arazi düzeltilmeli ve fidan dikim yerleri işaretlenecek duruma getirilmelidir.
Toprak Hazırlığı: Zeytinlik kurulacak ara/ide taban suyu yüksekse ve su birikimi de oluyorsa drenaj kanalları açılmalı, sulama yapılacaksa toprak tesviyesi yapılmalıdır.Ülkemizde zeytinliklerin büyük bölümünün eğimli arazilerde olduğu düşünülürse, bu yerlerde kurulacak zeytinliklerde erozyonu önleyici ve su muhafazasını sağlayacak önlemler alınmalıdır.
-%2-5 meyilde kültürel toprak muhafaza önlemleri alınır. (Balık sırtı toprak işleme yapılır.) Bunun için biraz kazarak topraklar sıra üzerine çekilmelidir. Böylece su ve besin maddeleri sıra arasında toplanacak ve zamanla toprağa işleyecektir. -%5-15 meyilde kanal teras yapılır, kontur dikim uygulanmalıdır. Kanal her 3 sırada bir açılır. 2-3 yılda bir temizlenir. Kanalların önüne su geçiren fazla yüksek olmayan engeller 10-15 m arayla yapılırsa yağış sulan ile gelen ot ve çalılar kanalı tıkayacak kadar yığıntı yapamaz.
-%15-45 meylide mutlaka seki teras yapılmak ve kontur dikim uygulanmalıdır. Kazılan toprak örülen bir sekinin içine atılır. Duvarlar geriye doğru meyillidir. Duvarın üst kısmı su kanalcığından biraz yüksek yapılır.
-%45'ten fazla meyilde zeytinlik tesisi ekonomik olarak uygun değildir.
Fidan Dikim Şekilleri:Zeytinliğin kurulacağı yerde işleme durumu, ara ziraatı yapılıp yapılmayacağı ve arazinin eğimi gibi konular göz önüne alınarak çeşitli dikim şekilleri uygulanır.
a)Kare Şekilde Dikinm.Köşeleri dik arazilere ve küçük alanlara uygulanır. Sıra arası ve sıra üzeri mesafeler eşittir. Her yönde işleme yapmak olasıdır.
b)Dikdörtgen Şekilde Dikim: Daha çok ara ziraati yapılmak istenen yerlerde uygulanır. Sıra üzerleri daraltılıp, sıra araları genişletilerek dikim yapılır. Bu şekilde sıraların Kuzey-Güney yönünde olmasına dikkat edilmelidir. Böylece ağaçların günün her saatinde güneşten yararlanmaları sağlanır.
c)Üçgen Şeklinde Dikim: Bu şekilde dikimde ağaçlar birbirine eşit uzaklıktadır. Her ağaç eşkenar bir üçgenin köşelerinde yer almıştır. Geniş ovalarda , ara ziraat yapılmayan yerlerde uygulanır. Hafif meyilli yerlerde ağaçlar meyil yönünde çaprazlama bir durum gösterdiğinden bu dikim şeklinin uygulanması yararlıdır.
d)Kontur Dikim: Eğimli yerlerde toprak ve su muhafaza önlemleri olarak setleme yapılmasından sonra uygulanacak dikim şekli mutlaka kontur dikim olmalıdır.
Arazinin aynı yükseklikteki yerlerinden geçirilen setlerin aralarındaki mesafeler her yerde aynı değildir. Ağaçlar düzensiz bir dağılım göstereceğinden çapalama, sulama, ilaçlama ve hasat işleri de kolay olmaz. Bu nedenle tesviye eğrilerine göre dikim yapmak suretiyle bu sakıncalar ortadan kaldırılabilmektedir.
Fidanlar Arasındaki Mesafe: Zeytinlik tesis ederken dikim aralıkları kuracağımız zeytinliğin exstansif ya da entansif olmasına, bölgenin iklimine, toprak karakterine ve çeşide göre hesaplanır.Zeytinlik tesisinde dikkat edilecek konulardan biri de sıraların yönüdür. Bölgenin sert esen rüzgarının yönü bilinmeli ve ağaç sıralan rüzgar yönüne bakmalıdır.Eğimli arazilerde eğim Doğu-Batı istikametinde ise sıralar Kuzey-Güney yönünde; eğim Kuzey Güney istikametinde ise sıralar Doğu-Batı yönünde olmalıdır.İki Tip Zeytinlik Tesis edilebilir.
a) Exstansif: Gövde yapısı yüksek, taçlanması yukarıdan yapılan Zeytinliklerdir. Bu Zeytinlikler daha çok fakir yapılı ve meylin fazla olduğu arazilerde uygulanır. Eski kurulan Zeytinlikler bu şekilde kurulmuştur.
Aralık mesafeleri ise:
Kır arazilerde 7X7-7X8-8X8
Kır taban arazilerde 7X8-8X8
Taban arazilerde 10X10 - 10X12 - 12X12 metredir.
b)Entansif: Gövde yapısı kısa. taçlanması aşağıdan olan Zeytinliklerdir. Daha çok zengin yapılı topraklarda, meyili az olan arazilerde uygulanır. Bu zeytinliklerde, birim alana düsen ağaç sayısı fa/la, yeşil aksamın oranı daha fazla olup hasadı ve diğer mekanizasyon daha kolay ve ekonomiktir.
Aralık mesaileri ise:
Kır taban arazilerde 6X6-5X7
Taban araziler için 7X7 • 7X8 metredir.
Bölge koşullarına uygun çeşitlerin seçilmesi:Zeytin ağacı uygun koşullar bulduğunda ve iyi bakıldığında gelişmesi ve ürün vermesi oranda artmaktadır. Doğal seleksiyon sonucu bölgelerine hakim olmuş bazı zeytin çeşitleri vardır, özellikle toprak ve iklim koşullarına göre kendilerini adapte etmiş durumdadırlar.Örneğin; Memecik, İzmir sofralık zeytin çeşitleri nisbeten kurağa dayanıklı, Ayvalık zeytin çeşidi ise bu konuda daha hassastır. Diğer taraftan Gemlik, Domat, Memecik çeşitleri soğuğa dayanıklıdır.
Fidan dikim zamanı ve dikim tekniği:Bölgemizde Fidan dikimi Aralık ayı babından mart ayı sonuna kadar devam eder.Zeytin fidanı dikiminde de, diğer fidan dikimlerinde olduğu gibi dikim tahtası kullanılır. Zeylin fidanı çukurları, toprak yapısına ve toprak zenginliğine göre kır ve kır taban arazilerde 100x100x100 cm. Taban ara/ilerde ise 80x80x80 cm boyutlarında açılır. Dikimde, eğer elimizde araz/inin toprak tahlil raporu var ise o verilere göre temel gübreleme yapılır.Toprak tahlil raporu yok ise açılan çukurun dip kısmına 1-1.5 kg. Triple Süper Fosfat Gübresi (Temel gübreleme), eğer arazimiz potas bakımından fakir ise bu gübrenin içine 0,5 kg. Potasyumlu gübre de konulur. Bu gübrenin üzerine 2-"3 kürek üst toprak koyarak çukur içinde paçal yapılır. Bu gübre karışımının üzerine dikimde kullanacağımız harç (1/3 üst toprak 1/3 mil 1/3 yanmış hayvan gübresi), koyulmalıdır.Fidan etrafına harçlı toprak konur ve hafifçe bastırılarak sıkıştırılır. Sıkıştırmanın daha çok verilecek can suyu ile yapılması e_n.uygunudur. Eğer hazırladığımız harcımız yetersiz ise, çukur açarken çukurun bir kenarına ayırdığımız üst toprak fidanın etrafına konur.
Dikimden sonra yapılacak bakım işleri:
Fidan dikimi sırasında çıkan delice sürgünler var ise onlar alınır. Verilecek taç şekline uygun olmayacak durum almış sürgünler var ise onlar çıkarılır. Bunu dışında fazla bir budama işlemi yapılmamalıdır.Fidanlara yaz aylarında yağış ve toprağın tav durumuna göre gerektiğinde su verilir. Bunun dışında yüzlek olarak toprak işlemesi yapılır. Fidan çukurlarındaki otlar alınır.
6-ZEYTİNLİK BAKIMI: Zeytinlik bakımında budama, gübreleme, hastalık ve zararlılarla mücadele, toprak işleme ve yabancı ot kontrolü ile zeytinliklerde sulama işlemeleri söz konusudur.
Zeytin Ağacının Budanması:Zeytin ağacının hayat devresi, gençlik, verimlilik ve yaşlılık devreleri olarak ayrılabilir. Bu devrelerde ağaçların çeşitli organları arasındaki ilişkiler değişiktir.Gençlik çağı boyunca genel beslenme içinde kök sisteminin «kişi, yaprak sistemininkine baskındır. Fakat bu dengesizlik, çatı geliştikçe azalır. Verim çağında yıldan yıla birbirine baskın şekilde, meyve verimi ve vegetatif gelişmeye yönelik faaliyetler görülür. Yaşlılık devresinde hayat faaliyetleri yavaşlamıştır ve ürün verimi düzensizdir.Zeytin ağacında diğer önemli bir husus odun-yaprak ilişkisidir. Gövde ve ana dallardaki odun miktarı ile yapraklar arasındaki bu ilişki "Taç dengesi" olarak da ifade edilir. Bu durum yaprak-odun ilişkilerinin tümünü veya "taçtaki" ahengi ortaya koyar.
1-Genç Ağaçların Budanması ve Terbiyesi;Genç ağaçlarda kısa zamanda iyi bir çatı teşkil edilmesi ve tacın istenen büyüklüğe erişerek verimli hale gelmesi istenir. Genç ağaçlara istenen şeklin verilmesinde gelişmeyi sekteye uğratacak aşırı kesimlerden kaçınılmalıdır. Her ne kadar genç meyveye yatmamış zeytinlerin budanması vegetatif gelişmeyi geriletirse de kuvvetli bir gövde ve ana dal sistemi elde etmek üzere ilk yıllar bazı budamaların yapılması da gereklidir.Zeytin ağaçlarına goble, koni, serbest vazo v.s gibi çeşitli şekiller verilmektedir. Bununla beraber genç ağaçları bir tek gövde ve 3-4 ana dallı olarak şekillendirmek genellikle uygun düşmektedir.
Bu gövde ve çatının teşekkülü ilk bir-iki gelişme mevsiminde geliştirilebilir. Bu amaçla istenen yükseklikteki (30-60/ cm.) bir gövde üzerinde iyi dağılmış ve aynı noktadan çıkmayan ana dallar seçilir. Bunların geliştirilmesine gayret edilir. Gövdeden ve dipten çıkan sürgünler kesilir. Bütün yaz bu işlemlere devam edilir. Ayrıca gövdeyi güneş yakmalarına karşı korumak ve gövdeden obur çıkışını önlemek üzere, kağıt ve benzeri maddelerle gövdeler sarılabilir.İkinci yaz boyunca da ana dal seviyesinde görülecek fazla sürgünler ve dip sürgünler kesilir. Bu işler yazın yapılmamışsa ve kanser tehlikesi yoksa kışında yapılabilir. İlk yıllar genç ağaçların üst kısmında islenmeyen dallar dışında dal kesimi yapmamak veya çok az kesim yapmak gerekir. Daha sonra 3-5 yıl ana dalların teşekkülü sağlandıktan sonra ikinci ana dallann geliştirilmesi safhası başlar.Bu zamanda taç da dal yoğunluğu arttığından dal seyreltmesi yapılır. Bu budamayı bir defada değil, bir çok yılları içine alan bir devrede uygulamak uygun olur. Ağaçların hafif ve sistemli bir şekillde budanması, mahsuldarlığın gerilemesini önler.İkinci dal sisteminin birçok yıllara dağılarak şekillendirilmesi, çok yapraklı ve geniş "meyve kafesi" oluşmasını sağlar.
Verimli Ağaçların Budanması;Yetişkin ağaçlar, kök-yaprak ve yaprak-odun faaliyetleri yönünden belirli bir dengeye erişmiş, meyve verimleri yüksek ağaçlardır. Ağaçlar büyüdükçe ve yaşlandıkça daha fazla meyve verirler; kendi hallerine bırakılırlarsa taç dengeleri bozulur. Mahsul kafesinde, kuru kısımlar ve zayıflamış sürgünler artar. Mahsul kafesi, ağacın en altından tepesine kadar yuvarlak 1 m. kadar derinlikte bir tabakadan ibarettir.En yüksek ürünü alabilmek için, bu kafesi yanlarda ve üstte sıhhatli ve verimli şanlarda tutmak gerekir.Tepede sıklığın artması, kurumuş kısımların ve canlı dallarda seyreltmeyi gerektirir. Böylece havalanma ve ışıklanma ile özümlemenin daha iyi şekilde yapılması sağlanır. Ayrıca seyreltme ile toplama ve ilaçlamada kolaylaşır, hastalık ve zararlıların gelişmesi de önlenir.Zeytin ağacından alabildiği besin maddesinden fazla mahsul verme temayülü vardır. Fazla mahsûl alındığı yıllar ekseriyetle yıllık sürgünlerin büyümeleri yetersiz kalır. Ertesi yıl meyve verimi oldukça düşer. Bir yıl ürün verip bir yıl vermeme haline periyodisite denir. Bu durum elverişli olmayan şartlarda daha çok görülür, iyi bakım ve besleme şartları uygun bir budama ile ağacın tabiatında mevcut olan periyosite (alternans) yi hafifletmek mümkündür.Zeytinciler çoğunlukla ağacın alternans temayülüne uyarak iki yılda bir ürün almayı kabullenirler. Buna göre de iki yılda bir dolu yılında hasadı takiben budama yaparlar. Böylece alternansı bir ölçüde tahrik de ederler.Budamada asıl amaç, ağaçta mahsulün çok .olduğu zaman fazlasını biraz olsun atmaktır. Bu maksatla bol mahsul öncesinde bir budama yapılması gerekir. Ayrıca alternansı önlemek için dolu yılında meyve tutumundan hemen sonra meyve bağlama sahasında normal meyvede filizleri muhafaza ederek aşın yüklü ve küçük sürgünleri kesmek sureti ile bir seyreltme yararlıdır. Bu tür seyreltmeden amaç az yaprak ve çok meyveyi atmaktır. Böylece meyvenin atılması ile ağaçlar bir miktar sürgün yapma imkanına kavuşmuş olur.İki yıl da bir budama yerine her yıl yapılan hafif bir budama genellikle verim yönünden en iyi sonucu vermektedir.
Budama zamanı; Ağaçlar yılın her zamanında budanabilir ancak budama soğuğa karşı ağacın direnci azalacağından soğuk tehlikesi olan yerlerde şiddetli soğuklar geçtikten sonra yapılmalıdır. Ilık yerlerde kışın veya ilkbaharda yapılır. Kanserde bulaşık yerlerde yağışsız ve sıcak bir mevsimde, çok bulaşık durumda yaz içinde budama yapılmalıdır. Kurak bölgelerde budama mümkün olduğunca geç yapılır. Zira budamadan önce yağış miktarının bilinmesi gerekir.Diğer meyve türlerinde olduğu gibi zeytin ağaçları da çok zayıf veya çok kuvvetli değil, orta kuvvette oldukları zaman en verimli olurlar. Sulama, gübreleme, budama, gibi bakım işleri ile bu durum sağlanabilir.
Budamaya başlamadan önce ağaçların durumu gözden geçirilir;
-İyi bir mahsul alınmışsa, orta bir budama yapılır.
-Yağış kıt, sulama yapılmamışsa ağır bir budama yapılır.
-Toprak şartlan iyi ,gübre ve suda kullanılmışsa hafif budama yapılır.
-Hastalık ve zararlıların etkisi ile zayıflamışsa ağaçlar daha fazla budanır. Soğuk kış devrelerinden sonra soğuk zarar görmüş ağaçlarda yaprak dökümü, kabuk çatlama, filiz kurumaları olur. Böyle ağaçlardan zarar görmemiş gözlerden ilkbaharda bol sürgün meydana gelir. Eğer soğuktan hemen sonra kesim yapılırsa zarar görmemiş gözlerden sürecek sürgünler kesilmiş olabilir, o nedenle soğuk zarar görmüş ağaçlarda kesim işini Haziran-Temmuz da yapmak gerekir.
Budama Uygulaması;
-Zeytin ağacında kesim işine ağacın tepesinden başlanarak aşağıya doğru inilir. Ağacın üst kısımları daha çok özsu çektiğinden aşağı kısımlara göre daha ağır budamaya tabii tutulurlar.
-Ağaç üzerindeki oburlar kesilir. Ancak eğilmiş, uzamış, zayıflamış dallar-dan çıkan bu dalların yenilenmesinde kullanılacak oburlar bırakılabilir.
-Kurumuş çok zayıflamış dallar kesilir.
-Yapraklı bir sürgünün ucu kesilir. Uç alma daha çok şekil budamasında kuvveti azaltacak filiz ve dallarda uygulanır.
-Bir dalın alabildiğine uzamasını önlemek için dal kısaltılarak geriye alınır.
-Don, dolu, sırık, haşere zararları yanında kanser bulaşmasına, budamada sebep olabilir. Zeytin kanseri görülen yerlerde yazın, kurak mevsimde budama yapılmalı, budama nemli havada yapılıyorsa budama aletleri dezenfekte edilmeli, budamadan sonra ilaçlama yapılmalıdır.
Gençleştirme Budaması;Zeytinliklerde yaşlanma veya hatalı bakım, budama, şiddetli kuraklık, aşın soğuklar, hastalık veya zararlılar nedeniyle vaktin-den önce verimden düşen ağaçlarda gençleştirme budaması yaparak iyi bakım tedbirleri ile tekrar mahsuldar hale getirmek mümkün olur.Zeytin, gençleştirme budamalarına en dayanıklı ağaçların başında gelir. Yaşlı ve verimden düşmüş ve zeytinliklerin gençleştirilerek ıslahı genellikle taçta, ana dallar seviyesinde ve gövde seviyesinde, ayrıca dipten toprak seviyesinden olmak üzere üç esasa göre yapılmaktadır.
1-Taçta İskeletik Budama:
Bu budama uzun yıllar ihmal görmüş yada aşırı kuraklık şiddetli soğuk veya hastalık ve zararlıların tahribatı sonucunda-taçla verimden düşmüş ve gerileme görülen ağaçlarda uygulanır.Burada esas kaide ağacın üst ve yan uçlarında bilek kalınlığındaki dallar muhafaza edilir, çapı 3-5 cm den a/ kalınlıktaki bütün dal ve dalcıklar  budanarak çıkarılır. İskeletik budama uygulandıktan sonra 2-3 yıl içinde taçta latent gözlerden yeni sürgünlerin teşekkülü ile verimlilik yeniden meydana getirilir.
2-Ana dallar veya gövde seviyesinde yapılım gençleştirme;Ana dalların gövdeye bağlandığı kısım iyi ise dallar gövdeye 30-35cm. mesafeden budanarak kabaklanan kesim yerleri perdahlanarak macunlanır. Eğer ağaç henüz bir miktar mahsul vermekte ise kesimler tedrici olarak yapılabilir. Tedrici kesimlerde ilk yıllarda bilezik alınıp ertesi yıl kesilebilir. Tedrici gençleştirmede bilezik alma işlemi her iki yılda bir ana dallar üzerinde aynı yükseklikte, sıra ile uygulanmalı ve böylece gençleştirme 6-8 yıl içinde tamamlanmış olmalıdır.Bilezik alma işlemi ağaç mahsul yılına girerken en geç 15 Şubata kadar uygulanırsa o yıl bu ağaçlardan bol mahsul alınır. Ertesi yıl bilezik alınan dal mutlaka ç ikan l malıdır. Ayrıca av m yıl bileziğin allından gençleştirmeyi kolaylaştıracak kuvvetli sürgünler teşekkül eder. Bu sürgünlere ilk yıl dokunulmaz ertesi yıl bir kısmı seyreltilip iyi durumda olan dört beş sürgün seçilerek daha ertesi yıl bir seyreltme daha yapılır, seçilen sürgünlerin fazla yükselmesine meydan verilmez, tali sürgünlerin yanlara doğru gelişmesi sağlanır.Ağacın gövdesi yüksek, aynı /.amanda dallar da yükselmişse ağacın gövdesi 40-60 cm yükseklikte olacak şekilde dipten 7Ü-80cm mesafeden gövdeye l cm genişlikte çepeçevre bilezik alma sapılarak açıcın boyu indirilir. Bu işlem ağaç verim yılına girerken uygulanırsa o yıl bol ürün alınır.Eğer gövde yabani ise yine aynı yükseklikten gövde etrafına birkaç tane yama aşı yapılır. Aşılar tuttuktan sonra bunların sürmesi için aşı yapılan yerlerin ü/erinden yanıtı boğmalar yapılır. Aşı tatbikinden 2-5 yıl sonra aşı yerinin 30-35 cm yukarısından çepeçevre bilezik alınır ve ertesi yıl ağaç aynı noktadan kabaklanarak gençleştirilmiş olur. Verimsiz topraklarda bilezik alma veya boğma yapma sakıncalı olabilir.
3-Ağacın dipten kabaklanması; şayet gövde yaralanmış, yanmış, hastalık ve haşerelerden tahrip olmuş ise veya yaşlanarak içleri boşalmış, kurumaya yüz tutmuş ise gövde toprak seviyesine yakın kesilerek kabaklanır. Kesim yeri perdahlanır, çürümeyi önlemek için ince bir tabaka yağlı boya astar sürülür.Tedricen yapılacak dipten gençleştirmelerde ağaç mahsul yılına girer 1-2 cm genişlikte gövdenin dip kısmından bilezik alma uygulanmalı esas kesim daha sonraki yıllarda yapılmalıdır. Böylece daha o yıl bileziğin altından teşekkül edecek sürgünler gençleştirmeyi garanti altına alacak ve hem de ağaçtan mahsûl alınacaktır, ilk yıl sürgünler gelişmeye bırakılıp ertesi yıl bir miktar seyreltilmelidir. Üçüncü yıl bir seyreltme daha yapılarak seçilmiş sürgünler uçları alınarak fazla yükselmeler önlenmelidir. Daha sonra bunlar üzerinde taze dalların gelişmesi sağlanmalıdır.
Dipten kabaklayarak gençleştirmede ağacın toprak üstü kısmen gençleşmekte toprak alt kısmı gençleşmeden kalmaktadır.Kök aksamımda gençleştirmek amacıyla; yaşlı ağacın dip kısmı açılarak, kalın bir kökte bir parça yumru kesilip gövdeden ayrılması şeklinde bir uygulama yapılabilir. Kesim yeri 10 cm kalınlıkta toprak tabakası ile örtülerek bir işaret kazığı ile yeri belli edilir. O yıl burada teşekkül eden sürgünlerden bir kısmı seçilir. Diğerleri kesilir. Bu sürgünlerin 4-5 yıl içinde büyüyüp meyveye yatması için, ana ağacın gölge yapacak kısmı, ağır bir şekilde budanır.Bu arada ana ağaç mahsul vermeye devam eder ve 5-6 yıl sonrada tamamen dipten çıkarılır.
Genç sürgünler ise kesilen kök kısmından dipten yeni genç kök sistemi oluşturur.Bakım şartlan uygun alanlarda gençleştirilen her ağacın ortasına bir yeni fidan dikilerek kesafetin arttırılması da pratik bir yoldur.
Zeytinlerin Gübrelenmesi:Zeytinlerde gübreleme ocak-mart aylarında 15-20 cm. derinliğe uygulanır. En iyi gübreleme programı toprak ve yaprak analizlerinin sonuçlarına göre oluşturulabilir. Ancak genel bir bilgi olarak verim çağında ve toprak verimliliği normal bir durum gösteren zeytinliklere verilmesi gereken gübre miktarları kısaca şöyle özetlenebilir.
Ürün Miktarı
Azotlu gübre Amonyum Sülfat yada
Amonyum Nitrat
Fosforlu gübreler Sülfat fosfat
(% 18 fosfor)
Potasyumlu Güb. Potasyum sülfat
(%50 Potasyum),
Organik Gübre(%5 Azot)
25 Kg ; ve daha az ürün veren
1,5-2
0,75-1
0,75-1
60-80
25-50 kg arasında ürün veren ağaçlar
2,5-3
1,25-1,5
1,25-1,5
100-120
50-100 kg arasında ürün veren ağaçlar
4-5
2-2,5
2-2,5
100-200
Not: Yukarıdaki rakamlar ağaçların verim durumlarına göre bir ağaca verilecek kg olarak gübre miktarlarıdır.
-İlk tesis yıllarında toprağı organik madde bakımından zenginleştirmek amacıyla yeşil gübreleme yapılabilir. Yeşil gübrelerin (Bakla, Bezelye, fiğ vb.) tohumları Sonbaharda ekilir, Nisan başında toprağa karıştırılır. Ekim sırasında dekara 25-30 kg. Süper fosfat ve 15-20 kg potasyum sülfat verilir.
-Süperfosfat ve potasyum sülfat gübreleri iki yılda bir kök derinliğine uygulanır.
-Çizelgede önerilen kimyasal gübrelerin yerine kompoze gübreler kullanılacaksa orta boy bir ağaca 15-15-15'ten 3,5 kg., 20-20-20'den 3 kg. verilmesi uygundur. Bu miktarlar ağacın yaşı ve verim durumuna göre azaltılıp, çoğaltılırlar.
-Zeytinlere hasadın arkasından, kış toprak işlemesinden önce hiç olmazsa üç yılda bir dönüme 2-3 ton çiftlik gübresi verilmelidir.
-Gübrelerin Verilme Zamanı: Azotlu gübrelerin 1/3 miktarının Sonbaharda 2/3 miktarının ilkbahar (şubat ve mart ortasına dek) verilmesi öneriliyorsa da bir defada Mark ayı içinde de verilebilir.Fosfor ve potasyumla gübrelerin taş başında verilmiş olmaları gerekir. Bu gübrelerin uygulama güçlükleri ve masraflı olmaları nedeniyle 2-3 yıllık miktarlarının bir defada verilmesi mümkündür.
Zeytinlerde Toprak İşlemesi: Zeytinliklerde toprak işleme, yabancı otlan öldürme, yağış ve sulama sularının toprağa hızla işlemesini sağlama amacıyla yapılır. Toprak işleme üç grupta incelenebilir.Birinci kış başında yapılan toprak işlemesidir. Hasattan sonra zeytinlikler iki kat sürülür. Bu şekilde toprak yağmur sularını daha iyi tutar ve hızla emer.İkinci toprak işleme çiçeklenmeden 15-30 gün önce kaymak kırma ve yabancı otlan öldürmek amacıyla ve daha yüzeysel yapılır.Üçüncü işlemeyse Eylül ayında yapılır. Bu işlem zeytin tanelerinin daha kolay toplanmaları ve otlar arasında bulunamayan tanelerden dolayı meydana gelen kayıpların en aza indirilmesi için zeytinliklerin tırmık ile düzeltilmesinden ibarettir.
Zeytinliklerde Sulama:
Zeytin yıllık 650-700 milimetre yağış ister. Bunun altında olan miktar sulama ile tamamlanmalıdır.Zeytin suya en çok çiçeklenme-tane tutma dönemi (nisan-mayıs) ile çekirdeğin sertleşmeye başladığı dönemde (ağustos-eylül) gereksinim gösterir.Bu zamanda suyun yeterli olması hem tane tutumunu arttırır, hem de tanenin irileşmesini sağlar. Tam çiçeklenme ve tane tutumu sırasında sulama uygun değildir. Bu dönemden hemen önce sulama yapılmalıdır.Ağaçlarda genel bir durgunluk görülmesi ya da yaprakların pörsümesi su yetersizliğinin belirtileridir. Verile suyun yeterli olup, olmadığı kök bölgesinde 1-1,5 metre derinlikte burgu ile alınacak toprağın nemi ile kontrol edilir. Bu derinlikte toprak kuru ise sulama yetersizdir.Genel olarak dekara 400 ton suyun hesaplanması gerekir. Meyil derecesine göre, sulama yöntemleri değişiklik gösterir; Meyilli zeytinliklerde yalak veya tava usulü, Az meyilli zeytinliklerde karık veya çizgi usulü sulama uygulanır.
Kışı sert geçen yörelerde dona karşı dayanıklılığı arttırmak için yaz sonu yada Sonbaharda ağaçlara fazla su vermekten kaçınmalıdır.
Her sulamadan sonra toprağın yüzlek olarak işlenmesi, suyun buharlaşarak ya da yabancı otlar tarafından alınarak kaybolmasını önlemek bakımından gereklidir.
Hasat:
Hasat Zamanı: Zeytin meyvesi sofralık ve yağlık olmak üzere iki amaçla değerlendirildiği için farklı olgunluk devrelerinde toplanır.
Sofralık olarak ta yeşil ve siyah olum devrelerinde hasat edilir. Yeşil zeytinlerde hasat zamanı tane renginin yeşilden sarıya döndüğü dönemdir. Genelde 15 Ekim'de başlar. Siyah sofralıklarda ise çeşide özgü rengi alması beklenir. Bunun hasadı da Kasım-Aralık aylarında olur.Yağlık zeytinler olgunlaşınca tane yumuşar, elle sıkışınca meyvenin suyu akar ve kabuk etten kolayca ayrılır. Bölgemizde yağlık zeytinlerin hasadı 15 Kasım'dan sonra başlar.
Hasat Şekilleri:
a)Elle sıyırma: En iyi toplama şeklidir. Bu yöntemde merdiven kullanılabilecek ve dallar arasında çalışabilecek yetenekli işçilere gereksinim vardır. Özellikle iyi budanmış, küçük ve orta boylu ağaçlarda ve salamuralık çeşitlerde uygulanır.
b)Çırpma (Sırıklama): Pratik ve ucuz olduğundan hasat genellikle sırıkla yapılmaktadır. Meyve dallan çırpılarak meyveler düşürülür. Sırıkla hasat filiz kırılmalarına yol açtığı için periyodisiteyi şiddetlendirir. Ayrıca dal ve sürgün yaralanmaları hastalık ve zararlıların yayılmasını kolaylaştırır.
c)Silkeleme (Sarma): Olgunlaşmış zeytinlerin bir dış etkenin yaptığı sarsma ile düşürülmesi esasına dayanan bir yöntemdir. Uçlarında bir kanca bulunan uzun sırıklar kullanılır.
d)Makina ile Hasat: Son zamanlarda hasadın makina ile yapılması çalışmaları hızlanmış, ancak bizde henüz pratiğe intikal etmemiştir.
Usulüne uygun olarak dikilmiş bir zeytin fidanı ve ilk iki yıl yapılacak uç alma işlemi
Bunun için 60-100 cm. (hayvan zararı olmayan veya elle hasat yapılan yerlerde daha alçak, hayvan zararı olan veya makine-sırıkla hasat yapılan yerlerde daha yüksek) yükseklikteki gövdeden 15-20 cm. aralıklarla düzgün dağılım gösteren üç dal bırakılarak şekillendirilmelidir. Zeytin ağaçlarında gençlik döneminde hafif budamalar tercih edilmeli, esas budamalar mahsul döneminde yapılmalıdır.
Her yıl hastalık ve zararlılardan korunmak amacıyla gerekli mücadeleler yapılmalı ve yeteri kadar tekrarlanmalıdır.
Fidan aşamasından hasada kadar olan süreçte karşılaşılan sorunlar :

Diğer meyve türlerinde olduğu gibi zeytincilikte de fidan üretimi önemli bir sorundur. Zeytin fidanı genellikle vegetatif yöntemle elde edilirken, ekonomik öneme sahip adventif kök oluşum sorunu nedeniyle, ancak çöğür anaç üzerine aşı yapılarak çoğaltılmaları gerekir. Aşılı fidan üretiminin çelikten yapılan üretime göre daha uzun zaman alması ve iş gücü maliyetinin yüksek olması nedeniyle, aşılı fidanlar yaklaşık üç kat daha fazla fiyata satılmaktadır. Bu ise hem talebi hem de arzı zorlaştırmaktadır. Türkiye genelinde kurum ve özel fidanlıkların % 80’inden fazlasında köklenmesi kolay olan Gemlik çeşidi çoğaltılmakta ve satışa sunulmaktadır. Oysa bu çok kaliteli siyah sofralık çeşidin her ekolojide istenen verim ve kaliteyi vermesi mümkün değildir. Genelde standart olarak kabul edebileceğimiz Gemlik, Domat, Ayvalık, Memecik gibi çeşitlere ait ismine doğru ve talebi karşılayacak düzeyde fidan bulabilmek oldukça güçtür. Yöresel çeşitlere ait fidanları bulmak ise hemen hemen mümkün olmamaktadır.

Zeytincilikte yetiştiricilik aşamasında karşılaşılan sorunlar
Yetiştiricilikten önce, zeytin ağacının genetik yapısından da kaynaklanan ve ürünün bir yıl çok, bir yıl az veya yok denecek kadar az olması demek olan, periyodisitenin yarattığı sorunları ve nedenlerini açıklamakta fayda vardır. Periyodisite nedeniyle zeytin ve buna bağlı olarak zeytin ürünlerinin üretim miktarları yıllar arasında büyük farklılık göstermektedir. Yarı yarıya veya dörtte bir oranında azalan ürün, pazarlama imkanlarını da etkilemektedir. Bir yıl 200 bin ton, bir yıl 50 veya 100 bin ton olan zeytinyağı üretiminde, ihracat imkanı olsa bile pazarlama çok zor ve düzensiz olacaktır. Oysa depolama masrafı da eklenerek pazarı koruma yoluna gidilmelidir. Ancak depolama koşulları uygun değilse olmazsa bu durum zeytinyağında azalmasına neden olacaktır. Sonuçta hem maliyeti yüksek hem de kalitesi düşük ürün elde edilecektir. Bu nedenle depolama koşullarının uygun olması önemlidir. Üretimdeki dalgalanmanın bir diğer dezavantajı üreticinin iki yılda bir para kazanmasıdır. Üretici her yıl bakım işlemleri uyguladığı takdirde elde edeceği gelir ile giderlerini bile karşılaması oldukça güçtür. Periyodisite, çeşitlere bağlı olarak çok farklı şiddette olmasına rağmen, dışarıdan yapılacak uygulamalarla bu azalabilir veya artabilir. Ağacın güçsüz kalması ve generatif ve vegetatif dengenin bozulması periyodisiteyi artırıcı faktörlerdir. Yanlış budama, yetersiz beslenme ve sulama, zirai mücadele eksikliği ve en önemlisi gelecek yılın ürününü verecek olan gözlere zarar veren hasat yöntemlerinin uygulanması periyodisiteyi artırıcı faktörlerdir. Ayrıca hasadın geciktirilmesi de periyodisiteyi etkileyen önemli bir nedendir.

Zeytincilikte yetiştiricilik aşamasında karşılaşılan sorunlar ise genellikle ülkenin meyveciliğinde karşılaşılan sorunlarla aynıdır. Bunlar genel olarak kültürel işlemlerin eksikliğinden dolayı meydana gelen verim ve kalite düşüklüğüdür.

500-1000 yıl yaşayabilme özelliğine sahip olduğu halde, 3 veya 4 yaşında verime başlayan zeytin ağacı, 12-20 yaşlarında tam verime ulaşmakta ve ekonomik olarak 80-100 yaşına kadar yaşayabilmektedir. Ancak bu değerler yetiştirme ve bakım koşullarına göre artma veya azalma gösterir. İyi bakım koşullarındaki ağaçlarda verim ve ekonomik ömür daha da artabilmektedir.

Yaklaşık 90 milyon zeytin ağacının olduğu ülkemizde, mevcut ağaç varlığının yaklaşık % 75’i sulama imkanının olmadığı, çorak ve engebeli kır arazilerde yer almaktadır. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden Doğu Karadeniz Bölgesi’ne kadar olan kıyı boyu, yaklaşık 870 bin ha alanda, yetişen zeytin ağaçlarının % 9’u 10 yaşın altında, % 59’u 10-80 yaşında ve % 32’si 80 yaşın üzerindedir.

Mevcut ağaçların % 75’inin eğimli alanlarda bulunması nedeniyle yalnızca % 20-25’lik bir alanda toprak işlemesi yapılabilmektedir. En yoğun toprak işlemesi genellikle taban arazide zeytincilik yapılan Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde uygulanabilmektedir. Zeytinliklerin % 31’i her yıl, % 19’u ise yalnızca var yılında gübrelenmektedir. Gübreleme daha çok Marmara ve kısmen de Ege bölgesinde uygulanmaktadır. Ancak zeytinliklerde genellikle azot ağırlıklı gübrelerin veya kompoze gübrelerin kullanımı yetersizdir. Bahçelerde azot yanında potasyum eksikliği de sıklıkla görülmektedir. Oysa azot ve özellikle de potasyum, verim ve kalitenin sağlanmasında en önemli faktörlerden biridir. Diğer yandan bor, demir gibi diğer bazı besin maddelerinin eksikliğine de dikkat edilmelidir. Zeytin üreticilerinin toprak ve yaprak analizlerini mutlaka yaptırmaları ve buna göre gübre uygulamaları gerekmektedir.

Zeytinde verim ve kalite artırıcı unsurlardan biri olan sulama uygulaması da ülkemizde ancak sofralık zeytin üretimi yapılan bahçelerde gerçekleştirilmekte ve bu da toplam alanın % 20’sini oluşturmaktadır. Ancak özellikle eğimli arazilerde teraslama veya sekileme yapılarak ağaçların mevcut yağışlardan daha fazla yararlanabilmesi sağlanmalıdır.

Zeytin ağacının vegetatif ve generatif gelişmesinde fizyolojik bir dengeyi kurabilmek ve ekonomik ömrünü uzatabilmek amacıyla, var veya yok yılları da dikkate alınarak farklı şiddetlerde budamaya ihtiyacı vardır. Mevcut ağaçlarımızın büyük çoğunluğunun yaşlı olduğu da göz önünde bulundurulursa bu ağaçların her iki yılda bir, ancak geri kalanın yaklaşık % 50’sinin ise hemen hemen her yıl budama ihtiyacı vardır. Oysa budanan zeytin ağacı oranı ancak % 15-20 düzeyindedir.

Hem ağacın sağlığı hem de meyvesinin verim ve kalitesi açısından, başta zeytin sineği olmak üzere hastalık ve zararlılara karşı bireysel veya toplu mücadeleye ihtiyaç olduğu halde ancak % 25’inde zirai mücadele uygulanmaktadır.

Ülkemizdeki zeytin ağaçlarının büyük bir kısmının yaşlı olması nedeniyle çoğunlukla geleneksel yetiştiricilik yapılmaktadır. Kültürel işlemlerdeki eksiklikler genellikle geleneksel yetiştiriciliğin yapıldığı bahçelerde veya tamamen rant amacıyla değerlendirilen bahçelerde görülmektedir. Ancak bölgeler bazında bazı farklılıklar söz konusu olabilmektedir. Örneğin kültürel işlemlerinin büyük bir kısmı sofralık yetiştiriciliğin yoğun olduğu Marmara bölgesinde uygulanmaktadır. Güneydoğu Anadolu bölgesinde ise tamamen susuz koşullarda yetiştiricilik yapıldığı halde, toprak işleme ve budama uygulaması mutlaka vardır.

Bu işlemlerin üretim maliyetindeki paylarını ise şöyle sıralayabiliriz; Toprak işleme, % 27-28, Gübreleme % 10-11,
Budama % 18-19 (Şekil 3).


Şekil 3. Bazı kültürel işlemlerin üretim maliyetindeki payları


Kültürel işlemler yanında zeytin için önemli olan bir diğer nokta ise hasattır (Şekil 3). Zeytin hasadı hem üretim maliyetinin % 20-35’ini oluşturmakta hem de verim ve kalite yanında ağacın özellikle çiçeklenme fizyolojisini etkilemektedir. Çoğunlukla geleneksel hasat yöntemlerinin kullanılması sonucunda oldukça büyük sorunlar ortaya çıkmaktadır. Özelliklede sırıkla yapılan hasat sonucunda hem meyveler, hem de bir sonraki yılın ürününü verecek olan gözleri taşıyan yıllık sürgünler zarar görmektedir. Bu durum hem meyvenin kalitesini düşürmekte hem de periyodisitenin şiddetini daha da artırmaktadır. Ancak, özellikle İtalya ve İspanya gibi modern yetiştiriciliğin yapıldığı ülkelerde kullanılan hasat makinelerinin kullanımı oldukça güçtür. Çünkü bahçelerin ve ağaçların durumu bu makinelerin kullanımı için uygun değildir.

Ülkemizde kültürel işlemlerdeki eksiklikler ve hatalı hasat ile başlayan verim ve kalitedeki azalma zeytinyağı veya sofralığa işlemler sırasında da devam etmektedir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder